14.01.2011 - Avrupa basınından özetler

Liberal İtalyan gazetesi La Stampa, Tunus’un Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali’nin, kaderini bir kez daha değiştirme şansı yakalamak arzusuyla şimdi de bir tiyatro gösterisini sahnelemek istediğini belirtiyor ve ekliyor:

“Sokağa çıkma yasağı protestoları engellemeye yetmedi. Bunun üzerine Bin Ali televizyona çıktı. Tunuslular onu hiç böyle görmemişti. Zira 20 yıldan bu yana Bin Ali'nin hiddet dolu gülümsemelerine ve akıl almayacak vaatlerine alışkınlardı. Şimdi ise kapana sıkışmış, telaşla krizden çıkış yolu arayan ve 2014’te başkanlığa tekrar aday olmak istemediğini açıklayan bir adamın gözlerini gördüler. Devrimin zaferi mi bu? Ondan kimse hiç emin değil! Televizyonda verilen tavizler kalıcı ve iktidarda dev boşluklar açılmış bulunuyor. Ne var ki şu anda hala baskı uygulandığı da bir realite!”

Hollanda gazetesi NRC Handelsblad da aynı konudaki yorumunda, Tunus’taki muhalefet her türlü desteği hak etse bile, ülkenin gelecek vadetmeyen durumunun da gözardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor:

“Tunus ve diğer Arap ülkeleri, Ortadoğu sorunu kapsamında zaten daha önceleri de eleştirilmişlerdi. Ancak Hamas gibi bir örgüte karşı muhalefet ettiklerinde ya da Suriye ve İran ile işbirliğine yanaşmadıklarında, bu baskıcı rejimlere kolaylık da gösterilmişti. Ama şimdi artık bu tür yöntemlerden vazgeçme zamanı geldi. Fransa, uygulanacak yeni yöntemler konusunda öncü rol oynayabilir. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, 2008 yılında AB’ye ek olarak ‘Akdeniz Birliği’ girişimini başlatmıştı.. Fakat bu girişimin geldiği nokta da şu an belirsiz.”

Alman Der Tagesspiegel gazetesi ise “Boğaz’da ince manevra” başlığı taşıyan makelesinde, gelecek hafta İstanbul’da başlayacak olan İran’ın nükleer programına ilişkin uluslararası görüşme turuna değiniyor. Gazete, Türkiye’nin kulislerde bazı ince ayarlı manevralarla bu görüşmelerin başarıya ulaşmasını hedeflediğini savunuyor. Yorumun devamında özetle şu görüşler yer alıyor:

“Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, dün AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, daha önce de İran tarafının başmüzakericisi Said Celili ile temaslarda bulundu. Türkiye bu görüşmelerde yıldızının parlamasını ve bölgesel güç hedefini güçlendirmek isitiyor. Türkiye doğu sınırında ne nükleer silahlarla donanmış bir İran ne de Batı ile kapışan bir İran arzu ediyor. Türk diplomatları İstanbul’da nükleer görüşmelerin bu kez başarı ile sonuçlanması için çok taraflı görüşmeler sürdürüyor. Ancak İranlı temsilciler, İstanbul’da 'dediğim dedik' bir tavır içine girecek olursa bu hem Türkiye’nin arabulucuk rolüne şüphe ile yaklaşılmasına yol açacak hem de Davudoğlu gülünç duruma düşmüş olacak.”

İsviçre’de yayınlanan Neue Zürcher Zeitung gazetesinden aldığımız yorum da İtalyan Anayasa Mahkemesi’nin Başbakan Silvio Berlusconi’nin dokunulmazlığını kısıtlama kararına ilişkin. Yorumda şu satırlar göze çarpıyor:

“Berlusconi bundan sonra da ‘kızıl cübbeler’ diye adlandırılan yargıçlara karşı baş kaldıracak, mahkeme kararlarını, demokratik yoldan seçilmiş siyasetçilere komplo düzenlemek olarak nitelendirecektir. Kendi işine uygun geldiği sürece demokratik ve hukuk devleti normalarını hiçe saymış olduğu gerçeğini de gözlerden uzak tutmaya çaba sarfedecek. İtalya’da sonu gelmeyen siyasi ayak oyunları nedeniyle seçmen uzun süreden beri bıkkın durumda. İtalya’nın modası geçmiş siyasetçilerden ziyade ciddi ve aciliyeti olan sorunlarla uğraşması gerekir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Murat Çelikkafa