1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

14.02.2011 - Avrupa basınından özetler

14 Şubat 2011

14 Şubat 2011 tarihli Avrupa gazetelerinin ağırlıklı yorum konusunu Mısır ve Arap âlemindeki gelişmeler oluşturuyor. Mübarek rejiminin devrilmesinin olası sonuçları ve bölge ülkelerindeki durum büyüteç altına alınıyor.

https://p.dw.com/p/10Gs5

İsviçre gazetesi Neue Zürcher Zeitung'dan bir alıntıyla başlıyoruz Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorumlara:

"Ordunun, yapmış olduğu vaatleri yerine getirmemesi ve eski dikta rejiminin restore edilerek aynen devam ettirilmesi olasılığı, pek çok Mısırlının ortak endişesi. Diğer taraftan, generallerin iktidar koltuğuna yapışıp kalmaları durumunda halkın yeniden sokaklara döküleceği gerçeği, bu endişeleri bir nebze olsun hafifletiyor. Ancak sadece siyasi açıdan değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal açıdan da büyük bir belirsizlik söz konusu. Ülke ekonomisi için hayati önem taşıyan turistlerin ne zaman tekrar Mısır'a akın etmeye başlayacağını ya da yaptıkları grevlerle seslerini duyurmaya çalışan alt tabakadaki gelir düzeyi düşük insanların, yeni bir 'sosyal sorunlar yumağı' haline gelip gelmeyeceğini kestirmek oldukça güç."

Sırada Avusturya basınından bir yorum var. Viyana merkezli Der Standart, Mısır'da huzur ortamının tesis edilmesinin istikrarlı bir ekonomiyle mümkün olabileceğini savunuyor:

"Yeni yönetim herşeyi doğru yapsa bile Mısır'ın yapısal sorunları devam edecektir. Bütün Arap âleminde, ekonomik üretkenlik, maaş düzeyiyle kıyaslandığında çok daha düşük. Petrol ve doğal gaz dışında ihraç malları mevcut değil. Bu ise Asya ülkeleriyle rekabet etmeyi imkansız hale getiriyor. Turizmin gelişmiş olması, Mısır'a döviz ve istihdam alanları kazandırıyor ama etkin ve kalıcı bir ekonomik ivme sağladığı söylenemez. Ülkede liberal bir siyasi atmosfer oluşturulması başarılabilirse, o zaman uluslararası medya kuruluşları, yazılım ve finans kuruluşlarının Kahire'yi mesken tutması sağlanabilir. En önemli ticari ortak konumundaki Avrupa'nın ise yapabileceği yardımlar sınırlı. Ekonomik büyümeyi tetikleyecek yöntemleri Mısır ve diğer Arap ülkelerinin tek başlarına bulması gerekiyor. Eğer bu başarılamazsa, demokratik bir istikbâlin tesis edileceğine dair ümitler de birer birer tükenmeye mahkûmdur."

Fransa'nın başkenti Paris'te yayımlanan Katolik La Croix gazetesi ise Tunus ve Mısır'daki halk ayaklanmalarının muhtemel sonuçlarını irdeliyor:

"Kuzey Afrika'da esen yeni rüzgâr, koltuklarına yapışan ve halkı ezen eski iktidar sahiplerini devirdi. Bu gelişmeler ümit verici olduğu kadar bazı endişeleri de beraberinde getiriyor. Tunus ve Mısır'da 'sarsılmaz' olarak görülen dikta rejimlerini deviren halk ayaklanması sırasında ekilen tohumlar, nasıl filizlenecek? Başka hangi ülkelerin rejimleri, bu dev dalgaların altında kalacak? Şimdi bütün gözler öncelikli olarak Cezayir'e çevrilmiş durumda."

Son olarak Hollanda gazetesi de Volkskrant'tan bir yorum aktarıyoruz. Gazete, Mısır'daki gelişmeleri İsrail açısından irdeliyor:

"Her ne kadar Barış Antlaşması yürürlükte kalmaya devam etse de İsrail'in, Mısır'la ilişkilerinde herşeyin aynı kalacağı beklentisine kapılmaması gerekiyor. Kahire'de işbaşına gelen yeni yönetimin, Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukayı gevşetmesi ihtimal dâhilinde. Bu ise Hamas'ın hem askerî hem de siyasi olarak güçlenmesi ve İsrail üzerindeki baskısını artırması anlamına gelir. Tunus ve Mısır'ın dışında başka Arap ülkelerinde de otokratik yönetimlerin devrilmesi ya da reform yapmaya zorlanması, İsrail'e karşı daha sert bir tutum izlenmesini de beraberinde getirecektir. İsrail hükümeti eğer aklıselim sahibiyse bu gidişatı görmeli ve biran önce Batı Şeria'daki Filistin yönetimiyle uzlaşmanın yollarını aramalıdır."

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Murat Çelikkafa

Editör: Beklan Kulaksızoğlu