1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

14.03.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Elmas Topcu14 Mart 2005
https://p.dw.com/p/AbrJ

Alman ve Avrupa basınında bugün, İran’ın nükleer programıyla ilgili tartışmalar, Alman İçişleri Bakanlığı’nın terörle mücadele kapsamında telefon ve internet bilgilerini merkezi olarak kaydetme planları ve Almanya’da iktidar partileri ile muhalefet arasında Perşembe günü yapılacak İstihdam Zirvesi konuları göze çarpıyor.

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yayımlanan Der Standart gazetesi, satırlarında, İran’ın nükleer programı yüzünden ABD ve Avrupa Birliği ile yaşanan tartışmalara yer veriyor. ABD, son olarak nükleer silah üretmekten vazgeçerse, İran’a ekonomik teşvikler verilmesi için çaba harcayacağını belirtmiş, İran da nükleer programından vazgeçmeyeceğini tekrarlamıştı. Gazete, tartışmaların Haziran ayında İran’da yapılacak devlet başkanlığı seçimlerinden önce çözümlenmeyeceğini savunuyor:

“İran’ın nükleer programı nedeni ile yaşanan gerginliğin müzakere yolu ile çözülmesinden yana olanlar, hafta sonu yaşanan gelişmelerle hayal kırıklığına uğradı. Haziran ayında yaşanacak devlet başkanlığı seçimlerinden önce İran, kimseye boyun eğmeyecek gibi görünüyor, çünkü güvenlik ve politik tutarlılık seçimlerde en belirleyici rolü oynayacaklar. İran liberalleştiğine ilişkin sinyaller veriyor, ancak bu tutumun doğru olup olmadığı asıl devlet başkanlığı seçimlerinden sonra belli olacak. İran’ın muhafazakar tutumundan vazgeçip vazgeçmediğini de seçimlerden sonra göreceğiz.”

Almanya’nın Hannover kentinde çıkan Hannoversche Allgemeine adlı gazete ise yorumunda İran’ın izlediği sert politikanın tehlikesine dikkat çekiyor:

“Eğer mollalar, gerçekten askeri bir hazırlık içinde iseler, bu onlara çok pahalıya patlar. Çünkü durum Irak savaşından farklı. Irak konusunda, ABD ve Avrupa Birliği ayrı politikalar izlemişlerdi, İran konusunda ise birlikte hareket etmekteler. Ortadoğu’da yeterince sorun var, hiç kimse bir de nükleer silah tartışmaları yüzünden yeni cephe açılmasını istemiyor. Üstelik ABD, Irak’tan farklı olarak Avrupa Birliği çizgisine yaklaştı ve İran’a, nükleer programından vazgeçmesi halinde ekonomik yardım sözü verdi. İlginçtir, Avrupa Birliği de biraz ABD’nin politikasına yanaştı ve İran’a tehditler savuruyor. İran’ın diplomatik çözüme razı olmaması halinde sorunu BM Güvenlik Konseyi’ne taşımak ve yaptırımlar uygulanmasını sağlamakla tehdit ediyor. Dış baskının artması, İran’da, halk arasında hükümetin izlediği muhafazakar çizgiye yönelik şüpheler yaratabilir. Ortadoğu’da esen liberalleşme rüzgarları İran’a da ulaşabilir ve bakarsınız değişim rüzgarları mollaları da iktidardardan silip süpürür.”

Alman basınında göze çarpan konuların başında ise İçişleri Bakanlığı’nın terörle mücadele kapsamında telefon, cep telefonu mesajı ya da elektronik posta üzerinden aktarılan bilgileri merkezi olarak kaydetmek istemesi geliyor. Alman İçişleri ve Adalet Bakanlığı konuya ilişkin Alman Telekom’u ile görüştüklerini kabul etti. Deichster und Weserzeitung gazetesi, “İçişleri Bakanı, özgürlüğü korumak amacına, özgürlüğü kısıtlama yoluna gidiyor” diye yazıyor. Gazete yorumunda şöyle devam ediyor:

“İçişleri Bakanı Schily’e göre teröristler ve teröre yataklık edenlerle mücadele için her yol mübah. Bakan, terörle mücadeleyi özgürlüğü savunmak amacı ile yaptıklarını söylüyor. Özgürlüğün korunması için, başka özgürlüklerin kısıtlanması bir nevi paradoks aslında. Güvenlik adına Almanya’nın tamamının video ile gözetlenmasi de mümkün, peki ama bu bizim demokrasimizin zayıf olduğu anlamına da gelmez mi? Demokrasi kendini savunacak yetenekte olmalı, bu doğru, ama bedeli bu kadar ağır olmamalı.”

Aynı konuya ilişkin yorumunda Saarbrücken Zeitung gazetesi de şunları yazıyor:

“Anlaşılan telekomünikasyon alanında kontrolün sınırı yok. Hükümet attığı her adıma bir de haklı gerekçe buluyor ki, sormayın. İyi de telefonların dinlenmesi, mesajların ve emaillerin okunması insanın temel hak ve özgürlüklerinin ihlali anlamına gelmiyor mu? İçişleri Bakanı ile Adalet Bakanı’nın planları kabul görür ise, Almanlar’ın tümü potansiyel terörist olarak muamele görecek. Bir de bazı gizli bilgiler ilgisi olmayan birimlerin ellerine geçecek, mesleki sırların hiç değeri kalmayacak. Sayın Bakan, sağolun biz almayalım.”

Alman basınını bugün meşgul eden önemli bir diğer konu da istihdam piyasasında yapılması planlanan reformlar konusunda muhalefet ile hükümet arasında bu hafta düzenlenecek olan zirve. Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung zirve konusunda iyimser:

“İktidar partileri ve muhalefet ortak bir noktada buluşabilir ise zirvenin başarıya ulaşmasının önünde hiçbir engel kalmaz. Ekonomik kalkınma ve yeni iş imkanlarının açılması yönünde kararlar alma ya da uygulamada iktidar partileri ile muhalefet birbirine muhtaç. Örneğin işten çıkarma konusu: Hükümet bu alanda muhalefetin istediği yönde adım atar ve işten çıkarılmanın engellenmesi yerine tazminat konusunda arayışa girer ise uzlaşma sağlanabilir.”