1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

14.03.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Aydın Üstünel14 Mart 2006
https://p.dw.com/p/Abn9

Lahey’deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanan Eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç’in geçen Cumartesi hücresinde ölü bulunmasının yankıları sürüyor. Ulm’da çıkan Südwest Presse'nin konuyla ilgili yorumu şöyle:

„Miloşeviç daha yeni öldü ama, Sırp milliyetçiler tarafından hemen bir kahraman şehit mertebesine yükseltildi. Belgrad kasabı ölümüyle, uluslararası camianın kendisine vereceği cezadan ve hayatının geri kalan yıllarını demir parmaklıklar ardında geçirmekten kurtuldu. Hücresinde ölü bulunması, söylentilerin, efsanelere dönüşmesine neden oluyor. Fakat Büyük Sırbistan hayalleri kuranlara bu da yetmiyor. Miloşeviç sempatizanları, eski Sırp liderin Balkanlar’da arkasında bıraktığı ağır mirası görmezden geliyor ve Lahey’deki davayı uluslararası bir komplo olarak tanımlamaya devam ediyorlar.“

Weiden’da çıkan Der neue Tag adlı gazetede de şu satırlar göze çarpıyor:

„Yugoslavya’daki savaşların kurbanları için zayıf da olsa bir teselli var. Slobodan Miloşeviç hayatının son yıllarını tam anlamıyla aforozlanmış bir şekilde demir parmaklıkların ardında geçirdi ve eski Devlet Başkanı, Hırvatistan ve Bosna-Hersek’teki sayısız kurbanının aksine onurlu bir cenaze töreni ile toprağa verilmeyecek.“

Badische Neueste Nachrichten ise, uluslararası camianın, Miloşeviç’in ani ölümünün yolaçacağı siyasi yankılara karşı tamamıyla hazırlıksız yakalandığını belirttiği yorumunda, özetle şu satırlara yer vermiş:

„Durum çok hassas. Eski Yugoslavya Devlet Başkanı’nın ölümü, suni devletler topluluğu Sırbistan-Karadağ’ın dağılma tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğu bir döneme denk geldi. Kosova elden gitti gidiyor, Karadağlılar da bağımsızlıklarını kutlama planları yapıyorlar.“

Essen kentinde çıkan Neue Ruhr/Neue Rhein-Zeitung adlı gazete, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Carla Del Ponte’ye ağır eleştiriler getiriyor:

„1945’ten bu yana görülen en önemli savaş suçları davasının uzamaması Del Ponte’nin elindeydi, ancak başsavcı suçlamaları teker teker mahkemeye getirmek yerine, dört yıl boyunca tam 68 suçlamanın incelenmesine yolaçtı. Fakat, geçmişte kalan Yugoslavya’nın tarihini masaya yatırmak, mahkemenin değil, tarihçilerin işiydi. Şimdi ortada olan tablo, hem Miloşeviç’in kurbanları, hem de Sırbistan için bir ayıp. Hakkında mahkeme kararı çıkarılamayan haydut Miloşeviç, bir efsaneye dönüşebilir. Böylece yoksul Balkan ülkesinin, Avrupa’ya yakınlaşması daha da uzun sürecektir.“

Son olarak İran’ın tartışmalı nükleer programı ile ilgili bir yoruma yer vermek istiyoruz. Neue Osnabrücker Zeitung adlı gazetenin yorum sütununda kısaca şöyle deniyor:

„İran’ın nükleer tesislerine hava saldırısı düzenlendiği takdirde, bu, sonuçları önceden kestirilemeyecek siyasi bir depreme yolaçacaktır. Bu endişenin gerekçesi, ise İran ordusunun aşağı yukarı bilinen gücü değil, Tahran’ın terör örgütleri üzerindeki nüfuzu ve ayrıca İsrail’i saymazsak, bölgedeki ülkelerin güçsüzlüğüdür. Yani İran ile süren tartışmaları, boş tehditler ile kızıştırmanın bir anlamı yok. İran’a yöneltilen tehditleri eleştiren Rus tarafı haklı: İran, kendisine gözdağı verildikçe daha da duymazlıktan geliyor ve o zaman da hiç bir ilerleme sağlanamıyor.“