TÜR 1407 Presseschau II

Avusturya’da yayımlanan Salzburger Nachrichten gazetesinin, dün Ankara’da imzalanan hükümetlerarası antlaşmayla resmi olarak başlayan Nabucco projesiyle ilgili değerlendirmesinde şu satırlar dikkat çekiyor:

“Nabucco antlaşması imzalandı, ancak Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu enerjinin sevkiyat garantisi artmış sayılmaz. İhtiyaç duyulan bu değerli hammaddenin potansiyel tedarikçilerinin barış, demokrasi ve insan haklarıyla özdeşleşen ülkeler olmadığı ortada. Azerbaycan, Türkmenistan ya da Kazakistan’da Sovyet yanlısı derebeyleri söz sahibi. Irak barut fıçısı gibi. Yaşlanmaya yüz tutmuş molla rejimiyle bir polis devleti ve dünyanın ikinci büyük doğalgaz rezervlerine sahip İran ise neler yapabileceğini dünyanın gözleri önüne sermiş durumda.”
Almanya’da yayımlanan Frankfurter Algemeine Zeitung da yorumunda, Ankara’da imzalanan hükümetlerarası antlaşmanın enerji güvenliği açısından önemli bir adım olduğunu vurguluyor:

“Nabucco, Rusya'ya olan enerji esaretini engellemeyecek ancak oldukça azaltacaktır. Bu hem Avrupa hem de potansiyel tedarikçi ülkelerden Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan için de geçerli. Avrupa doğalgazını bu ülkelerden doğrudan temin etmeye başladığında, bu üzerlerindeki Rusya baskısını azaltacak ve güçlü bir konuma gelmelerini sağlayacaktır. Bu yüzden, Rusya çıkarları doğrultusunda bu bölgelerdeki doğalgaz rezervlerine erişimini korumak istiyor. Siyasi irade bu durumu geç de olsa fark etti ve Nabucco’nun hayata geçirilmesi için destek verdi. Almanya Kafkasya’daki diplomatik ataklarını, AB de Türkiye’ye baskılarını artırdı. Ankara’da imzalanan hükümetlerarası antlaşma enerji güvenliği yolunda önemli bir adım, ancak bu konuda tam garanti değildir!”

Bugünkü Avrupa gazetelerinde geniş biçimde ele alınan diğer bir konuysa ABD'de istihbarat servisi CIA'in ortaya çıkan gizli terörle mücadele planı. İtalya’da yayımlanan La Repubblica gazetesi, ABD’de Bush yönetimine yönelik yeni işkence iddialarının Başkan Obama’nın CIA ve ABD için uygulamayı hedeflediği değişim projelerini olumsuz etkileyebileceği görüşünde:

“Barack Obama ve CIA’nin yeni Başkanı Leon Panetta, Afganistan’daki toplu mezarlar ya da Guantanamo’daki insan haklarıyla anayasa ihlallerinin kaynağında Bush ve Cheney’nin olduğunun farkında. Bu durum azınlıktaki Cumhuriyetçilerin olası bir soruşturmadan duyduğu kaygı ve öfkenin nedenini de açıklıyor. Ancak yine de Obama başkanlık sürecinin başarısı ya da başarısızlığında muhalefete ihtiyacı var. Örneğin etkin ve adil olmayan sağlık sistemi için öngördüğü reform projesinde olduğu gibi.”

Danimarka’da yayımlanan Politiken gazetesiyse eski ABD Başkanı George Bush’un yargı önüne çıkarılması ve iktidarı döneminde yapılanlardan sorumlu tutulması gerektiğini savunuyor:

“Eski Başkan George Bush ve Yardımcısı Dick Cheney iktidardaki 8 yıl boyunca ABD’de 2006’dan beri “işkence” olarak kabul edilen sorgulama yöntemlerini uygulattı. Her ikisi de bu yüzden mahkemeye çıkarılmalıdır. (…) Cheney, Bush yönetiminin 11 Eylül 2001’den sonra “teröre karşı açtığı savaşın” ABD’yi daha güvenli kıldığını savunuyor. Yani geçmişi olduğundan farklı şekilde aktarmaya yönelik yersiz çabaları da yargılanmaları gerektiği fikrini destekliyor. Zira bu açıklamalar işkencenin haklılığını, etkinliğini savunuyor. (…) Oysa işkencenin sebebi ancak intikam, sadizm ve aşağılamayla açıklanabilir.”

Derleyen: Meltem Karagöz


Editör: Hülya Köylü