1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

14.07.2011 - Alman basınından özetler

Ahmet Günaltay14 Temmuz 2011

Bugünkü Alman gazetelerinin öncelikli yorum konusu, Avrupa’daki borç krizi ve krizin ortak para birimi Euro üzerindeki muhtemel etkileri. Bir diğer konumuz da Avrupa Birliği’nin iltica politikası.

https://p.dw.com/p/11uu9

Süddeutsche Zeitung borç krizine çözüm arayışında, dikkatlerin ortak para biriminin kurtarılmasına odaklanması gerektiğini yazıyor:

“Kriz öylesine yer etti ki, bundan sonra bütün dikkatlerin en can alıcı noktasında yani Euro’yu kurtarma mecburiyetinde yoğunlaşması gerekir. Özel alacaklıların katılıp katılmaması önemli değil. İlerde daha adil kurallar koymak gerekecek. Şimdi ise sadece Euro’nun kurtarılması önemli. Almanya bunun için ağır bedel ödeyecek. Ama bunun alternatifi çok daha pahalıya gelir. Mali bakımdan zaten. Ama aynı zamanda siyasi bakımdan da.”

Haftalık Die Zeit gazetesi finans ve onu izleyen borç krizinin bankaların imajını nasıl sarstığını ele aldığı yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Yatırım bankeri artık, bütün dünyayı bataklığa sürükleyen ve şimdi de 2007 yılına kadar yaptığını tekrarlayan finans spekülatörü ile eşanlamlıdır. Almanya’nın sorumlu politikacıları, Alman bankacılık sisteminin revizyondan geçirilmesi gerektiğini çoktan kavramış olmalıydılar. Dünyaca ünlü büyük Alman şirketlerinin büyük proje ve yatırımların finansmanında yabancı bankalara bağımlı olması iyi değildir.”

Berliner Zeitung borç krizinin aşılmasında orijinal bir yöntem tavsiye ediyor:

“Avrupa ülkelerinin maliyesiyle borçlarının Birliğe mal edilmesinden başka çare kalmamıştır. Avrupa Para Birliği belki bu krizi, bütün zorluğuna rağmen atlatacaktır. Ancak Euro ülkeleri arasında denge mekanizmaları kurulmayıp, borçların kefaleti paylaşılmadıkça, yani parçalarının ayrı kalmasında ısrar edildiği müddetçe istikrara değil, bir sonraki krize davetiye çıkarılmış olur.”

Westdeutsche Zeitung hatanın, para birliğinin aceleye getirilmesinde yattığını dile getiriyor:

“Euro çok hızlı bir şekilde para birliğine hazır olmayan çok fazla ülkeye verildi. Yetersiz ülkelere iyilik yapılmış olmadı. Çünkü zayıf ülkeler, sıkça başvurulan devalüasyon yapma imkanından mahrum edildiler ve uluslararası rekabet güçlerini kaybettiler. Önce, Fransa, Almanya ve paraları zaten Mark’a endeksli olan birkaç komşu ülke arasında küçük bir para birliği kurulması çok daha iyi olurdu.”

Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinde ise şu satırları okuyoruz:

“Krizin azmasının suçu ne kötü maksatlı spekülatörlerde, ne de itaatkar derecelendirme şirketlerinde aranmalı. Suç, sürekli taktik arayışındaki politikacılarındır. Siyasi sorumlular böylece hem Euro’yu hem de büyük Avrupa birleşme projesini tehlikeye soktular. Son ayların yanıltıcı manevraları başka türlü izah edilemez. Politikacılar önce, müflis devletlerin kurtarılmasına yardımcı olmaları için bankaları zorlamaya çalıştılar. Sonra da kurtarma operasyonuna gönüllü olarak katılabileceklerini söylediler. Brüksel’deki son kriz toplantısında, çoktan ret edildiği sanılan çözüm formülleri yeniden gündeme geldi. Bu tutarsızlık yatırımcının güvenini değil, sadece borçlu ülkelerin risk faizini arttırmaya yarar.”

Neue Osnabrücker Zeitung’dan aktaracağımız yorumla basın özetlerimiz sona eriyor. ‘Dar görüşlü politika’, başlığını taşıyan yorumda Almanya’nın göç ve iltica politikaları eleştiriliyor:

“Koalisyon hükümetinin muhafazakâr ortağı, sosyal devlete pahalıya mal olacağı gerekçesiyle, vasıflı yabancı işgücünün Almanya’ya gelmesini frenlemeye çalışıyor. Almanya hükümeti Avrupa düzeyindeki, kuralları uyumlaştırma girişimlerini de engelliyor. Avrupa iltica hukukunun günün gereklerine uydurulması da Alman Hrıstiyan Birlik partileri engeline takılıyor. İyi eğitim görmüş, vasıflı işgücünü Almanya’ya kazandırmak giderek zorlaşıyor. Bunda Almanya’nın kısıtlayıcı kuralları kadar, uzmanlaşmış yabancının Almanya’ya rağbet etmemesi de rol oynuyor. Yabancı eleman şansını ABD, Kanada, İsviçre, İngiltere, İrlanda ya da İsveç’te arıyor. Almanya akılcı bir göç politikasıyla bu ülkelerle rekabet etmeyi şimdiye kadar beceremedi.”



© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: A. Günaltay

Editör: Ayhan Şimşek