1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1412 Presseschau 1

14 Aralık 2010

Alman basını farklı konuları ele alıyor. İran Dışişleri Bakanı'nın görevinden alınması, Almanya Savunma Bakanı ve eşinin tartışmalı Afganistan ziyareti yorum konuları arasında.

https://p.dw.com/p/QXby

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, dün sürpriz bir kararla Dışişleri Bakanı Manucehr Muttaki'yi görevinden alarak yerine Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi'yi atadı. Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın dış politikada daha fazla ağırlığa sahip olmak için Salihi'yi bu göreve atadığı görüşünü savunuyor:

“Mahmud Ahmedinejad, İran'ın dünya sahnesinde sesi en fazla duyulan politikacısı. İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda inatçı açıklamaları, İsrail'le ilgili karanlık öngörüleri ve Amerika'yı hor gören, aşağılayan tavır ve sözleri her yerde duyuldu. Ahmedinejad, aslında son söz İran'ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney'de olmasına rağmen, dış politikayı kendi kişisel çalışma sahası haline getirmek istiyor. Ali Hamaney şimdiye kadar görevinden alınan Dışişleri Bakanı Manucehr Muttaki'yi destekledi. Dışişleri Bakanlığı'na atanan yeni isim ise İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi. Viyana'daki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nda delege olarak, Tahran'ın zorlu dış ilişkilerinin merkezindeki bu alanda yıllarca kişisel tecrübe edindi. Salihi bütün partnerleri tanıyor, herkes de onu. Salihi kimseyi sürprize uğratmayacaktır.”

Bugünkü Alman gazetelerinin geniş yer verdiği bir başka konu ise Almanya Savunma Bakanı Karl Theodor zu Gutenberg ile eşinin sürpriz biçimde Afganistan'daki Alman askerlerini ziyaret etmeleri. Gazetelerin büyük çoğunluğu ziyareti ‘şov olarak değerlendirip, Savunma Bakanı'nı eleştiriyor. Bu gazetelerden biri de Nürnberger Zeitung:

“Fevkalade görünen Guttenbergler, parkalarla, kaygı dolu bakışlar sergiliyor. Sarışın Stephanie askeri hastanede askerlerle konuşurken ya da yemek alırken görülüyor. Federal Meclis'te bu konuda zehir zemberek, öfkeli açıklamalar yapan sadece muhalefet partileri değil.”

Südwest Presse'nin aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:
“İki kız çocuğu sahibi bir anne eşiyle birlikte, savaş ve terörizmin musallat olduğu bir ülkeyi hayatını tehlikeye atıp, ziyaret etmeli mi? Hayır, bu ziyaretin yapılış amacı sonuç olarak değerli ve iyi olmasına rağmen, hayır.”

Bugünkü gazeteler, kiliselere bağlı yetiştirme yurtlarında cinsel taciz ve kötü muameleye maruz kalanların durumunu görüşen Almanya Mağdur ve Bilirkişi Komisyonu'nun kurbanlara tazminat ödenmesi önerisine de yer ayırıyor. Federal hükümetten yetkililer ile kilise temsilcilerinden oluşan Komisyon iki yıl boyunca yaptığı toplantıların sonucunda, kurbanlara ödenmesi için 120 milyon euroluk bir fon kurulmasını önerdi. Westdeutsche Allgemeine Zeitung'un yorumu şöyle:

“Yurtlarda zarar göre çocuklar için 120 milyon euro ayrılması az gelir. Çocukken aşağılanıp, kötü muameleye maruz kalanlar, kendilerine tazminat olarak ödenmesi önerilen bu miktarı, alay olarak algılayacaktır.”

Flensburger Tageblatt ise yorumunda farklı görüşte. Gazete Nazi döneminde zorla çalıştırılanlara ödenen tazminat gözönüne alındığında, bu miktarın hiç de az olmadığını vurguluyor:

“Bundan birkaç yıl önce Nazi döneminde zorla çalıştırılanlara tazminat ödenmesi kararlaştırıldığında ödenen en yüksek miktar 7500 euroydu. Bu nedenle yurtlarda kalan ve kötü muamele gören çocuklar için ödenecek tazminat yerindedir. Nazi döneminde zorla çalıştırılanların, savaş sonrasında yurtlarda kalan ve mağdur edilen çocuklardan daha az tazminat almaları, tasavvur edilemez.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay