15.01.2007 - Alman basınından özetler...

Berliner Zeitung Fransa’da muhafazakarların cumhurbaşkanı adayı seçilen İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’nin abartıldığını öne sürüyor bugünkü yorumunda ve “onun zayıflığı, kendi düşüncelerine kendi şahsı kadar önem veren inançlı birisi olmaması” ifadesini kullanıyor. Gazete, “Sarkozy son yıllarda yüksek benzin fiyatları, göç, güvenlik ya da Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği konularında halkın öfkesini yönlendirmeyi gayet güzel başardı” diyor ve ekliyor: “Gerginlik yarattı ve kendisinin Paris’in halktan kopuk siyasi elitine dahil olmadığı izlenimini verdi. Böyle biri birgün gerçekten hedeflediği kariyeri yapar, artık asiyi oynayamaz hale gelir ve çalışmasının sonuçlarını göstermek zorunda kalırsa ne olur? Gerhard Schröder örneği de gösteriyor ki, o günden itibaren gerçekler ortaya çıkmaya başlar.”

Frankfurter Rundschau ise seçim mücadelesinin çok sert olacağını duyuruyor: “Siyasetin tarafları, mücadelenin aşırı sert olacağı konusunda hiç kuşkuya yer vermiyor. Yıl başlarken, Fransa’nın devletin zirvesindeki ‘güçlü’ adamı mı, yoksa insanlara ve onların günlük sorunlarına ilgi gösteren kadını mı seçeceği hiç belli değil.”

Yine Frankfurter Rundschau, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Ortadoğu gezisini ele alıyor ve ”batağa saplanan bir araba nasıl çıkarılır?“ diye soruyor. İsrail hükümetinin zayıf olduğu, Filistin’de ise çatışmanın devam ettiği bir dönemde bunun çok zor olduğunu vurgulayan gazete, Rice’ın da başarıya ulaşabileceğine inanmadığını ileri sürüyor ve şunları yazıyor: “Fakat zaten arabuluculuk çalışması daha çok bir senaryoya benziyor. Washington, Rice’ın Ortadoğu ziyaret programında bulunan ılımlı Arap devletlerini İran’a karşı müttefik ve belki de Irak konusunda danışman olarak kazanmak istiyor.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung bugün ABD Başkanı George Bush’un yeni Irak politikasının Suriye’ye yapabileceği etkileri konu alıyor: “Bush’un yeni Irak politikası, Suriye ve İran’a karşı daha sert bir politika öngörüyor. Bunun tadına önce Tahran bakıyor. Irak’ta İranlıların yine gözaltına alınmasının, bunların isyancılara verdiği tahmin edilen destekle ilgili olduğu sadece yüzeysel bir bahane. Bu tür eylemler bilinçli şekilde, İranlı elitlerin uzun zamandır sahnelediği dokunulmazlık duygusunu sarsmayı hedefliyor. Amerikan hükümeti bunlara paralel olarak dünyadaki banka ve mali kuruluşları İran’dan ayrılmaya zorluyor. Bu, daha önce Kuzey Kore’de de etkisini gösteren bir araç. İran’ın nükleer kavgadaki inatçılığı sayesinde Washington, Arap devletlerinin bu politikaya sessizce destek vereceğine güvenebiliyor ve aynı zamanda Suriye’nin genç ve kendine güvensiz Başkanı Esad’a elindeki işkence araçlarını sergiliyor.”

Rice’ın bir kez daha eli boş şekilde Ortadoğu’ya gittiğini yazan Süddeutsche Zeitung ise Ortadoğu barış planının hala geçerli olduğunun savunulduğunu hatırlatıyor. Gazete şu yorumu yapıyor: “Barış planı çoktan daha önceki planların bulunduğu yere vardı ve çekmecelerde tozlanıyor.”

Neues Deutschland gazetesi ise bugün Başkan Bush’un kendi partisinin 2008 yılındaki başkanlık seçimlerini Bush’un kendi Irak politikasında ısrarlı olması nedeniyle kaybedebileceğini belirtiyor ve daha şimdiden etkili muhafazakar politikacıların Demokratlarla birlikte tavır almaya başladığını vurguluyor. Gazete, “kulağa çelişkili gibi gelse de, Irak’taki uğursuz çizgiye, Cumhuriyetçilerin kendi sıralarından dur denebilir” diye yazıyor.