1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.02.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı15 Şubat 2006
https://p.dw.com/p/AbnS

Avrupa’da çeşitli basın-yayın organlarında Hazreti Muhammed karikatürlerinin yayımı ile başlayan tartışma, bugünkü Alman gazetelerinin ağırlıklı olarak yer verdiği konulardan…

Süddeutsche Zeitung gazetesinin karikatür krizi ile yorumu özetle şöyle:

“Basın özgürlüğü, şiddet karşısında geri adım atmamalı. En etkili eleştiri araçlarından biri karikatürdür. Hiçbir gazete, bu hakkının elinden alınmasına izin vermemeli. Meseleyi başka yerlerde aramak gerekiyor: Doğu, Batı karşısında daha tepkisel davrandıkça, Batı da kendini daha anlayışlı davranmaya zorluyor. Aynı şekilde Doğu’nun da Batı’ya anlayış göstermesini bekleyenler yanılıyor. Asıl bu anlayış meselesinin çözümü zor.“

Berliner Zeitung Gazetesi, Hazreti Muhammed karikatürleri tartışmasına sütunlarında yer veren bir başka gazete. Berliner Zeitung yorumunda, karikatür sanatının hoşgörü gerektirdiğini vurguluyor:

“İngiliz bulvar gazeteleri, Alman çizmeleri gerektiğinde, genelde badem bıyıklı, kafasına çelik miğfer geçirmiş panzerinde oturan Nazi tiplemesine başvurur. Doğrusu bu tür tiplemeler Almanları güldürmez; Alman, çizimlere sadece katlanır. Evet, bu örnekte de görüleceği gibi, karikatürist klişelerden yararlanabilir. Savaş ve barış gibi ciddi konuların yanı sıra futbol gibi daha hafif konular da karikatürist tarafından çizilebilir. Alman Milli Takımının teknik direktörü Klinsmann da çizerin konusu olabilir, Birinci Futbol Ligi Bundesliga’da top koşturan Ballack, Madavikia ve Haşamiyan gibi futbolcular da. Madavikia ve Haşemiyan’ın aynı zamanda İran milli takımı adına görev yapmaları, belki İran büyükelçiliğinin tepki göstermesini beraberinde getirebilir. Ancak kimse, çizimlerden ötürü gazetecinin ya da yayın organının özür dilemesini beklememeli.“

Hamburger Morgenpost Gazetesi, Hazreti Muhammed karikatürlerinin yayımlanmasıyla birlikte başlayan basın özgürlüğü tartışmasını, yorum sayfasında özetle şöyle değerlendiriyor:

„Avrupa’da adı korku olan bir hayalet dolaşıyor. Radikal İslamcılar’ın aşırı tepkilerinden kaygı duyuluyor. Çünkü eleştiri, provokasyon, karikatür fark etmiyor, radikal İslamcı hep aynı tepkiyi ortaya koyuyor; tehdit ediyor. Bugün basın özgürlüğünü savunma yönünde yapılan iyi niyetli çağrılara rağmen, asıl sansür yani oto-sansürün Avrupalı basın mensuplarının kafalarında yer etmiş olduğunu kimse tartışamaz. ‘Konuları nereye kadar ele alabilirim, kırmızı çizgilerim ne olmalı?’ Basın dünyasında bu soruyu yalnızca karikatüristler kendilerine sormuyor. Peki ama hangi alanların kırmızı çizgiler dahilinde olduğuna gerçekten Tahran’daki Mollaların karar vermesi doğru mudur?”

Basın özetlerinde son seçtiğimiz yorum, Berlin’de yayımlanan Kurier Gazetesi’nden:

“İran’daki molla rejimi yine bir karikatüre tepki gösterdi. Bu seferki karikatür, Hazreti Muhammed’e değil üzerinde bomba taşıyan bir futbolcuya ait. Aslında burada eleştiri okları, Tahran’dan çok, Dünya Futbol Kupası’nda güvenliğin sağlanmasında Alman Ordusundan yararlanmayı planlayan Berlin’e yöneltilmiş durumda. Ancak ifade özgürlüğü ile sanatın baskı altında olduğu bir ülkenin mizahtan anlamasını beklemek elbette zor.”