1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.04.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Aydın Üstünel15 Nisan 2004
https://p.dw.com/p/Abv2

Alman gazetelerinde bugün yer alan alan yorumlarında ağırlıklı olarak işlenen konular, Irak’taki son gelişmeler, ABD Başkanı George W. Bush’un bu gelişmeler ve 11 Eylül saldırılarında ihmalkarlık iddiaları hakkında yaptığı basın toplantısının yankıları ve İsrail Başbakanı Şaron’un yeni planları için Beyaz Saray’daki destek arayışı. Berliner Zeitung, Bush’un son açıklamalarını şöyle değerlendiriyor:

"Görünüşe bakılırsa bu adam, tereddüt nedir bilmiyor. Gazeteciler, Bush’a bir yanlış yapıp yapmadığını sordu. Başkan’ın cevabı ise, „aklıma birşeylerin geleceğine eminim“ oldu. Fakat ne sorulursa sorulsun, Bush, hiçbir konuda kendisinde hata bulamadı. Afganistan, Irak, terörle mücadele, gizli istihbarat örgütlerinin çalışması... Dünyanın en güçlü adamı, herşeyi, ama herşeyi doğru yaptığını iddia ediyordu. Kendisinin yanılmayacağından bu kadar çılgınca emin olması, ürkütücü bir tutum.“

Frankfurter Rundschau, ABD Başkanı’nın sergilediği tutumu şu satırlar ile eleştiriyor:

"ABD’de sayıları hala şaşılacak derecede yüksek olan Bush hayranlarının, sarsılmaz bir çizgi olarak övdüğü bu politika, aslında sadece dini fanatizmden kaynaklanan çok bariz bir cahillik olarak gerçek yüzünü gösteriyor. George W. Bush’un dünya görüşünde sadece iyi ve kötü kategorilerine yer var. Dünyanın en güçlü ordusunun komutanı, bir misyoner fanatizmi ile bu bakış açısına getirilen bütün eleştirileri de görmezlikten geliyor.“

Nürnberger Nachrichten adlı gazete, ABD’nin Irak karnesini veriyor:

"ABD, Güneydoğu Asya’da olduğu gibi, Irak’ta da halkın gönlünü ve aklını çelmeyi beceremedi. Gayet saf bir şekilde, bir diktatörü devirerek, halkın çılgınca sevineceğini ve ithal etmek istedikleri yaşam biçimini kabulleneceğini sandılar. Ancak bağımsızlık peşinde koşan Kürtler, kendi ayakları üzerinde duran Sünniler ve aşırı dinci Şiiler, demokrasi denince farklı bir vizyona sahipler. Ve her sorunun silahla çözülebileceği prensibinin temelden yanlış olduğu kanıtlanmış olsa da, Amerikalılar hala askeri çözümde ısrarlı.“

Düsseldorf’dan Handelsblatt ise şu değerlendirme yer alıyor:

"Krizden çıkmanın tek yolu, Irak’ta uluslararası camiaya daha önemli rol verilmesidir. Ancak Bush hala BM’ye sadece görev verilmesini kabul ediyor, hak verilmesine ise karşı. Daha uzun bir süre Irak’ta güvenlikten ABD sorumlu kalacak, ama siyasi egemenliğin çok hızlı bir şekilde BM’ye devredilmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde, egemenliğin Iraklılar’ın kendisine geçmesine başlanabilir.“

Münih’de çıkan Süddeutsche Zeitung ise Tahran yönetiminin, koalisyon güçleri ile Şiiler arasındaki gerginliği gidermek için Irak’a bir temsilcisini göndermesinin ardından, iki ülkedeki Şiiler arasındaki ilişkiyi değerlendirmiş bu sabahki yorum sütununda:

"İranlılar, Iraklı Şiiler ile aynı inanca sahip. İki ülkenin önde gelen ruhban sınıfı, benzer özellikler taşıyor. Hatta birçoğu akrabalık ilişkisi ile birbirine bağlı. Baas diktatörlüğü sırasında, Şiiler’in dini merkezi İran’daydı. Şimdi Iraklı Şiiler yeni bir özbilinç geliştiriyor, hiyerarşik olarak İranlılar’ın altında kalmaya niyetli değiller. İran’in ne talimatlarına bağımlılar, ne de maddi desteğine. Tahran bu nedenle, krizin çözümünde arabuluculuk yapabilir, ancak Iraklı Şii liderlerin siyasi alanda ne adım atacağına karar veremez.”

Essen’da çıkan Westdeutsche Allgemeine Zeitung adlı gazete,
İsrail Başbakanı Şaron’un Batı Şeria’dan toprak kazanımı şartı ile Gazze Şeridi’ndeki Yahudi yerleşim birimlerinden geri çekilme planını ve Başkan Bush’un bu plana verdiği onayı yorumlamış:

"Şaron, Ortadoğu’da yine karanlık işler çeviriyor ve Bush’dan aferin bekliyor. İsrail resmi olarak Gazze Şeridi’ndeki askerlerin ve yerleşim birimlerinin geri çekileceğini duyuruyor, ancak diğer taraftan da Batı Seria’da altı büyük yerleşim biriminin elinde kalmasını ve gelecekte bu toprakların yasal Israil sınırları içinde yeralmasını istiyor. Bush’un buna yeşil ışık yakması, dış politikada yeni bir ölümcül hata anlamına geliyor. Bush, Filistin sorununun, Batı ile Islam Dünyası arasındaki ilişki için anlamını kavramaktan yine aciz kalıyor ve Araplar’ın ulusal gururunu yine kaale almıyor.“

Ve son olarak Rheinische Post gazetesi. Düsseldorf’da çıkan gazete, Washington’daki Bush-Şaron görüşmesi hakkında yorum sütununda şu satırlara yer veriyor:

"İsrail’in Filistin özerk bölgesindeki Batı Şeria’da daha fazla yerleşim birimine ihtiyacı yok. İsrail’in asıl ihtiyacı olan, kendi topraklarında teröre karşı daha fazla güvence ve emniyet. Ama Şaron ile Bush’un buluşmasından çıkan sonuc, barışın sağlanmasına pek yardımcı olmayacaktır. Washington’da alınan karar, yine Filistinliler’i rencide eden bir karakter taşıyor ve Ortadoğu Dörtlüsü’nün Yol Haritası’nı anlamsız bir kağıt parçasına indirgiyor. ABD bugüne kadar, işgal altındaki topraklardaki Yahudi yerleşim birimlerini barışa engel olarak göstermişti. Şimdi bazı şartlara bağlı da olsa, yerleşim birimlerine yeşil ışık yakılması, Washington yönetiminin Ortadoğu politikasında tarihi ve dramatik bir dönüm noktası oluşturuyor.“