1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.04.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Hülya Topcu15 Nisan 2005
https://p.dw.com/p/Abqw

Alman ve Avrupa basınında bugün, Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili tartışmalar, Çin’e silah ambargosunun kaldırılması, Fransa’da yapılacak AB Anayasası referandumu ve ölümcül bir grip virüsünün dört bin laboratuvara gönderilmesi sonrasında yaşanan endişelerle ilgili değerlendirmeler dikkat çekiyor.

Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde Rainer Hermann imzasıyla yayımlanan yorumda Ermeni sorunuyla ilgili şu satırlar yer alıyor:

“24 Nisan yaklaştıkça Türk tarafının gerginliği de artıyor. Çünkü 24 Nisan 1915’de Ermeniler, İstanbul’dan zorunlu olarak sürgün edildi. Uluslararası devletler topluluğunun, Ermeni soykırımını tanıması için Türkiye’ye yaptığı baskı giderek büyüyor. Ancak Ankara’daki politikacılar bu konuda Ermenistan’a sınırını açmak gibi barış sinyalleri vermek yerine tam tersi bir çalışma içine giriyor. Türk kamuoyunda, 1915 yılında yaşananların yeniden gözden geçirilmesi ve Ermenistan’la sancılı ilişkinin sona erdirilmesi yönünde talepler artarken, devlet yetkililerinin bu konudaki tavrında değişiklik gözlenmiyor. Diğer yandan, Türkiye ve Türkler’den en azından 1915’de yaşananlardan üzüntü duyduğunu açıklaması yönündeki beklentiler giderek artıyor.”

Bir başka Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung gazetesi de aynı konuya değiniyor. Christiane Schlötzer imzalı yorum, “Erdoğan, tarihçilerin Ermeni soykırımı iddialarını araştırmasını istiyor” başlığını taşıyor. Yorumda, Başbakan Erdoğan’ın Ermenistan Devlet Başkanı Koçaryan’a gönderdiği mektupla, Ermeni soykırımı iddialarını araştırmak için iki ülke uzmanlarından oluşan bir komisyonunun kurulmasını önerdiği belirtiliyor. Yorumda, Türkiye’nin Ermeni soykırımı iddialarını reddettiği ifade edilerek şöyle deniliyor:

“Türk hükümeti özellikle Amerikan Kongresi’nin önümüzdeki hafta bu konuda bir karar almasından korkuyor. Çünkü Fransa’da bundan birkaç yıl önce böyle bir karar alındığında, ciddi bir diplomatik kriz yaşanmıştı. Ankara silah satın alımını durdurmuş ve Fransa’nın ürettiği ürünlerin boykot edilmesini istemişti.”

Ermeni soykırımı iddialarından Fransa’daki AB Anayasası referandumuna geçiyoruz. Alman Süddeutsche Zeitung gazetesinin konuyla ilgili yorumu:

“Kim önümüzdeki hafta iş nedeniyle Lyon, Marseille ya da Lille kentine gidecekse, Fransızlar’la ne yapıp edip politika konuşmalı. Daha doğrusu Avrupa konusu. Şayet yapılan anketler doğru çıkarsa, iki Fransız’dan biri altı hafta sonra Avrupa Anayasası referandumunda hayır oyu verecek. Bu durum ortak Avrupa projesinin son 50 yıl içindeki en büyük krizini yaşamasına neden olacak.”

Fransız Le Figaro gazetesi de aynı konuyu yorum sütunlarına taşımış. Gazete Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’ın bir televizyon programına çıkarak seçmenlere Anayasa’ya evet oyu vermeleri çağrısında bulunmasının sonuçlarını irdeliyor:

“Chirac’ın bu çağrısı Anayasa’nın kabul edilmesine yetecek mi? Bu son günlerde yapılan kamuoyu anketlerinin sonuçlarını gören, Anayasa’yı savunan ya da karşı çıkan herkes soruyor. ‘Anayasa’ya evet’ kampanyasının önümüzdeki dönemdeki seyri, Chirac’ın Anayasa konusunda insanları ikna edip edememesine bağlı.”

Bir başka Fransız gazetesi La Tribuna ise Chirac’ın televizyondan yaptığı çağrının başarılı olmayacağı görüşünü savunuyor. Yorumda, “Anayasa taraftarları ya da karşıtları kolay kolay saf değiştireceğe benzemiyor, bu konuda kararlılar” deniliyor.

Alman ve Avrupa basınında ön plana çıkan bir başka konu ise Almanya Başbakanı Schröder’in AB’nin Çin’e uyguladığı silah ambargosunu kaldırma çabaları. Alman Stuttgarter Zeitung gazetesinde şu satırları okuyoruz:

“Pekin’in dünya üzerinde oynadığı rolün 1989’dan, yani ambargonun konulduğu tarihten farklı olduğunu tartışmaya gerek yok. Ancak rejim değişmedi. Çin’de yine insanlar takip ediliyor, baskı görüyor. Çin dışarıya karşı da dikkatsiz bir politika izliyor. Bu durumda Çin’in içinde bulunduğu durumu gözden geçirdikten sonra ambargonun kaldırılmasını beklemesi gerektiğine inanılabilir. Ancak Almanya Başbakanı Schröder, Çin’e hemen taviz vermek istiyor. Diktatör rejimlere taviz vermek doğru bir davranış değil. Bu, zayıf olunduğunun işaretinin verilmesi anlamına gelir.”

Avrupa basınında dikkat çeken bir başka konu ölümcül grip virüsünün yanlışlıkla 18 ülkedeki 4000 laboratuvara gönderilmesinin yol açtığı panik. Süddeutsche Zeitung gazetesinde Werner Bartens imzasıyla yayımlanan haber-yorumda, yetkililerin paniğe gerek olmadığı yönündeki çağrısına yer verilerek şöyle devam ediliyor:

“Virüsün gönderildiği ülkelerde arasında Almanya da bulunuyor. Ancak Robert Koch Enstitüsü’nden Susanne Glasmacher, paket gönderilirken içindeki virüsün birilerine bulaşmış olamayacağını, çünkü paketin çok güvenli biçimde laboratuvarlara ulaştırıldığını söylüyor. Peki ama bu rahatlatıcı açıklamaya rağmen virüs yine de bir salgına yoçabilir mi? Ne yazık ki hiçbir bilim adamı bu soruya yanıt veremiyor.”