1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.04.2011- Avrupa basınından özetler

15 Nisan 2011

Bugünkü Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorumlar, NATO’nun Libya konusunda takınacağı tavır ve Arap ülkelerindeki isyan dalgasının nasıl değerlendirilmesi gerektiği gibi konuları içeriyor.

https://p.dw.com/p/10txQ

Muhafazakar Fransız gazetesi Le Figaro, NATO'nun önüne hedef olarak, Libya lideri Kaddafi'nin eninde sonunda iktidarı bırakmasını koyduğunu belirtiyor, ancak bu hedefin hükümet birliklerinin kışlalarına döneceği bir ateşkesin önkoşulunu oluşturmadığına da işaret ediyor. Yorumun devamında şu görüşler göze çarpıyor:

“Müttfekiler Kaddafi’ye yönelik hava operasyonlarını sürdürmeye kararlı. Operasyonlar sivil halkı korumaya ve demokratik bir hükümete geçişi sağlamak amacıyla baskıları gündemde tutmaya yönelik. Bu yeni stratejinin başarıyla uygulanabilmesi için NATO’nun takviye savaş uçaklarına ihtiyacı bulunuyor. Zira şu anda hava operasyonlarına 28 üye ülkeden sadece altısı katılıyor. Siyasi cephede ise AB, kısa bir süre önce ülkesini terkeden (ve Batı'ya sığınan) eski dışişleri bakanı Musa Kusa’ya uyguladığı yaptırımları kaldırdı. Bu cömert jest, Kaddafi’nin diğer yandaşlarını da saf değiştirmeleri konusunda özendirici olabilir.”

La Montagne adlı Fransız gazetesi, NATO'nun bombardımanlara devam ettiğini, Kaddafi’nin ise karşılık verdiğini belirterek, Libya cephesinin çıkmaz bir yolda olduğu görüşünü savunuyor.

“Gönüllüler koalisyonuna bağlı 16 ülke için acı bir bilanço. Koalisyon güçlerinin toplam 30 savaş gemisi, beş denizaltı ve 300 kadar çeşitli tipteki savaş uçağı ile giriştiği operasyon Libya’daki güçler dengesini belki biraz olsun düzeltmiştir. Ama zayıflamış durumdaki diktatörü geri çekilmeye zorlamak için yeterli değil. NATO gibi bir filin Libya gibi bir sineği ezmeyi başaramaması şaşırtıcı. Ve dünyanın en güçlü askeri ittifakının, bir albayın hilelerine tepki göstermede başarısız kalması da endişe verici. Eğer beklenmedik bir şey olmayacaksa, o takdirde diktatörün hala zamanı var demektir; kimileri günlerinin sayılı olduğuna inansa da… “

Almanya'dan Süddeutsche Zeitung'da Stefan Kornelius’un kaleme aldığı “İttifak Yükümlülüğü” başlıklı değerlendirmede ise, NATO'nun siyasi birliğini koruyabildiği ve böylece en güçlü silahını ortaya koymuş olduğu görüşü savunuluyor. Değerlendirmede şu cümlelere yer veriliyor:

“Şaşırtıcı olan, Libya operasyonunun, siyasi ve askeri birçok soruna rağmen şimdiye kadar ittifak içinde büyük bir bozuşmaya meydan vermiş olmamasıdır. Almanya’nın oynak tavrı, ülke açısından tipik folklorik bir özellik olarak geçiştiriliyor. Fransa, tüm tuhaf çıkışlarına rağmen kararlılığı nedeniyle onay görüyor. ABD ise müttefiklere hareket serbestisi tanındığında, onların da büyük işler becerebilecekleri konusunda yeni bir deneyim kazanmış durumda. İşte bu siyasi birlik/bütünlük, NATO’nun en güçlü silahı. Eğer Kaddafi gözlerini gerçeklere tamamen kapatmamışsa, o zaman NATO’nun bu gücünün kendisi açısından sorun oluşturacağını kavraması gerekir.”

Sağ-liberal İtalyan gazetesi Corriere della Sera’dan seçtiğimiz yorumda ise Arap dünyasındaki isyanlar ve direniş hareketi değerlendiriliyor:

“Şimdiye kadar gördüğümüz, sadece isyan ve direniş hareketleridir. Bunları devrim olarak değerlendirmek yanıltıcı olabilir. O ülkelerde sokağa hakim olan gençler şimdilerde belki siyasi partilerde, seçim kampanyalarında, hükümet kuruluşları içinde örgütlenmeye çalışıyor olabilirler. Ancak, Kuzey Afrika’da isyan eden gençlerin bu konuda deneyimleri bulunmuyor, hazırlıklı değiller. Hiçbir projeleri yok. Mısır’da, Tunus’ta ve tuhaf ve muğlak bir savaşa tanık olduğumuz Libya’da bu gençlerin önceki dönemden daha büyük bir çıkmaza düşmeleri gibi bir dram da yaşanabilir.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu