1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.05.2005 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Ayşe Tekin16 Mayıs 2005
https://p.dw.com/p/Abqb

Özbekistan’daki olaylar hafta sonu yayımlanan Alman gazetelerinin manşet konusu. Andican kentindeki olayları yaşayan gazetecilerin geçtiği haberlerde askerlerin uyarıda bulunmaksızın doğrudan ateş açtığı belirtiliyor. Pazar günü yayımlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin muhabiri Marcus Bensmann, zırhlı araçlarla Andican kent merkezine gelen askerlerin açtığı ateşten kendini kanala atılarak kurtulduğunu, ertesi gün sivil polislerce karakola götürülerek, film ve ses kayıtlarına el konulduğunu ve yarım saat içinde kenti terk etmelerinin istendiğini yazıyor.

Marcus Bensmann, Taşkent yönetiminin Andican’daki olayları radikal İslamcı güçlerin ayaklanması gibi göstermesine karşı çıkıyor ve gösterilerde “şeriat devleti” sloganlarının duyulmadığını kaydediyor. Alman gazeteci, Andican’da radikal İslamcı Ekremiler grubu mensubu oldukları gerekçesi ile yargılananların ise bölgenin başarılı işadamları olduğunu belirterek davaya bakan savcının, kendisine, kişisel görüşmelerinde, sanıkların suçsuz olduğuna inandığını söylediğini yazıyor.

Özbekistan’la ilgili bir yorum-analizde ise Fergana Vadisi’ndeki protestocuların hedefinin İslam devleti kurmak olmadığı, yoksulluğa karşı ayaklandıkları belirtiliyor. Moskova’dan yazan Michael Ludwig, 10 milyon kişinin üç farklı devletin sınırları içinde yaşadığı Fergana Vadisi’ndeki yoksulluğu vurguluyor. Radikal İslamcı güçlerin bölgede yuvalanmasının nedenlerini yoksulluğa bağlayan Michael Ludwig, Andican’daki patlamadan Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’un dikta rejimini sorumlu tutuyor. Kerimov’un uluslararası terörle mücadelede ABD ve Rusya ile işbirliğine güvendiğini belirten yazar, Fergana Vadisi’ndeki herkesin İslamcı ya da terörist olmadığını hatırlatıyor.

Almanya’da Pazar günü yayımlanan bir başka gazete Bild am Sonntag gazetesi ise Onur Air’in uçuşlarının yasaklanması konusunu ele alıyor. Gazetenin haberine göre, Onur Air’e ait uçakların Almanya’daki havaalanlarına uçuşu arızalı motorlar ve eski lastikler yüzünden yasaklandı. Haberde ayrıca uçakların sigorta poliçelerinin eksik olduğu ileri sürülüyor. Almanya’dan sonra Fransa, Hollanda, ve İsviçre de güvenlik gerekçesi ile Onur Air’in uçuş iznini iptal etmişti.

Bu arada Onur Air uçuşlarını Belçika havaalanlarına yönlendirdiği ve uçuş izni iptal edilen ülkelere gidecek yolcuların ya Belçika’ya indirildiği ya da başka şirketlerin uçaklarıyla yollandığı belirtiliyor. Türk hükümeti, Almanya Sivil Havacılık Teşkilatı yöneticileriyle hafta başında görüşüleceğini ve sorunun karşılıklı anlayışla çözümleceğini söyledi. Almanya Sivil Havacılık Teşkilatı, Onur Air’in uçuş iznini güvenlik nedenleri ile iptal ettiğini bildirmiş, ancak ayrıntıları açıklamamıştı.

Alman gazetelerinde Türkiye’yi ilgilendiren bir başka konu ise AB üyeliği. Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde Pazar günü yapılacak eyalet seçimlerinde Sosyal Demokratlar- Yeşiller koalisyonunu iktidardan düşürmeyi hedefleyen Hristiyan Birlik partileri bu vesile ile Türkiye’nin AB üyeliğini konu etmeye devam ediyor. Perşembe günü Alman Parlamentosu’nda yapılan AB Anayasası oylaması sırasında konuşan Hristiyan Sosyal Birlik Partisi lideri Edmund Stoiber’in, “İktidara gelirsek Türkiye’nin tam üyeliğini hiçbir zaman gerçekleşmemesi için tüm gücümüzle çaba göstereceğiz” açıklaması, hafta sonu gazetelerinde de değerlendiriliyor.

Stoiber’in “hiçbir zaman” vurgulamasına dikkat çeken Frankfurter Allgemeine Zeitung, Alman muhafazakarlarının Fransa’daki referandumu da bu yüzden ilgiyle izlediklerini belirtiyor. Gazete, Fransa’da AB Anayasasına “hayır” çıkmasının suçunun Alman hükümetinin Türkiye’ye verdiği desteğe ve Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ı da bu konuda ikna etmesine bağlanacağını yazıyor. Alman Parlamentosu’nun AB Komisyonu’nun Hristiyan Demokrat Birlik Partili başkanı Matthias Wissmann’ın, “Fransızlar AB Anayasası’na ‘hayır’ derse, genişleme ve Türkiye’nin üyeliği konuları dondurulmalıdır” sözlerine dikkat çeken Frankfurter Allgemeine Zeitung, Türkiye’deki reformların yavaşlamasının Alman muhafazakarlarının işine geldiğini yazıyor. Hristiyan Demokratlar, beklenenin aksine Türkiye ile müzakere sürecinin devam ettirilip, üyelik aşamasına gelindiğinde ise Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde verilmesi gereken onayın, o zaman iktidarda olması umut edilen muhafazakar politikacılar tarafından engellenebileceğini umuyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer ise, önceki gün Deutschlandfunk adlı radyoya verdiği demeçte, Fransızlar’ın AB Anayasası’na “evet” diyecekleri konusundaki iyimserliğini korurken, Türkiye ile üyelik müzakereleri konusunda ise muhafazakarların aksine “Kolay bir süreç olmayacak, ama ilerleme sağlandığını görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.