1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

14 Haziran 2012

Başbakan Merkel’in G20 Zirvesi öncesinde Federal Meclis’te yaptığı konuşmanın yankıları ve Almanya’da aşırı dinci Selefîlere yönelik operasyon Alman gazetelerinin öne çıkardığı yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/15FXu
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Merkel’in özellikle Euro krizine ağırlık verdiği konuşmasına ilişkin Münchner Merkur gazetesinde şu yorum yer alıyor:

“Merkel'in Federal Meclis'te dile getirdiği ikazlar meclisteki muhalefetten çok, Brüksel ve Washington'da, kendisine bir çeşit Cermen cadaloz gözüyle bakan muhaliflerine yönelikti. Oysa, Berlin'e yöneltilen tüm eleştiriler sırasında gözardı edilen, Almanya'nın neredeyse kendi çıkarlarını tamamen göz ardı edecek derecede ödün vermiş olması. Almanya, vatandaşlarının yıllar boyu alınlarının teriyle kazandığı refah düzeyini, 1 trilyon 400 milyar euroluk bir yük altına girerek, rehin verdi. Hatta kredi piyasalarında iyi notunu kaybetme tehlikesi ile bile karşı karşıya gelebilir. Avrupa'nın lokomotifinin kendisi de krize girerse, Avrupa'nın eline hiçbir şey geçmez ama Almanya, başbakanı ve partisi için her şey kaybedilmiş olur.”

Avrupa Birliği içindeki borç krizine yönelik Frankfurter Rundschau gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Avrupa'daki finans sistemine olan güven yıkıldığında, para dolaşımı kesildiğinde, bankalar ve sigorta şirketleri ülke dışındaki alacaklarından vazgeçmek zorunda kaldığında ve Euro'nun tarihe karışmasıyla yerine gelen yeni paranın çok daha değerli olması yüzünden Alman sanayii çöküşe geçtiğinde, Merkel'in daha sorun çözülebilecek boyuttayken ne kadar dar görüşlü davrandığı ortaya çıkacak. Avrupa'nın, ünlü borsa spekülatörü George Soros'un dediği gibi üç ayının mı, yoksa IMF Başkanı Christine Lagarde'ın tahmin ettiği gibi, üç aydan da az mı vaktinin kaldığını kimse tam olarak bilmiyor. Kesin olan şu: Süre doluyor.”

Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, bir Selefî derneğini yasakladı. Ardından yedi eyalette aşırı dinci Selefîlere ait ev ve derneklere baskın düzenlendi. Münih'te çıkan Süddeutsche Zeitung gazetesinin yorumu şöyle:

“Nefret, bu yönde nasihat verenler bunu Allah için yaptıklarını iddia etseler bile, yine nefret. Başka insanları hedef göstermek için din ne bahane, ne de savunma olabilir. Ancak şiddet eğilimli Selefîler tam da bunu yapıyor. Böyle şiddet yanlıları, nefreti temel alan, hor görmeyi öğreten bir dernekte bir araya gelirse, bu derneğin yasaklanması gerekir. Bu yasak, söz konusu derneğin alçaklığının hedefi olan insanlar için de bir koruma anlamına geliyor. Almanya'daki Müslümanların aslında Federal İçişleri Bakanı'nı bu yasaktan dolayı övmesi gerektiği söylenebilir, ancak bakanın İslam'a kuşkuyla yaklaştığı yönünde şüpheleri de bulunuyor. Ve bunda da bakanın önemli payı var.”

Almanya’da Selefilere yönelik yapılan operasyonlarla ilgili olarak Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi şu yorumu yapıyor:

“Dernekler yasaklanabilir ama zihniyetler yasaklanamaz. Bunu sadece denemek bile, muhaliflerini bile savunulabilir ölçüde oldukları takdirde koruyan, özgürlükçü düzenimizle bağdaşmaz. Yasak başvurulacak ancak son yöntem olabilir. Ama elbette kültürlerin birlikte yaşaması sırasında sınırlar çekilmelidir. Bunun Selefilerin dinî dünya görüşüyle ilgisi pek yok. Kur’an-ı Kerim nüshalarının bedava dağıtılması kendi içinde ele alındığında hiçbir biçimde anayasaya karşı değildir. Nihayetinde her din kendini ‘gerçek din’ olarak tanımlar. Hayır, yasaklanması gereken şiddet çağrısında bulunmak, nefret yaymak ve bunu yaşamaktır. Zira bu, diğer köktencilerin provokasyonlarından bağımsız olarak burada geniş tutulan din özgürlüğünü istismar etmek olur. Ama bu özgürlük de sınırsız değildir.”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Aydın Üstünel

Editör: Ercan Coşkun