15.11.2006 - Alman basınından özetler...

16 ve 17 Kasım’da gerçekleştirilecek olan İçişleri Bakanları toplantısında onaylanması planlanan ikamet statüsü konusunda Frankfurter Allgemeine Zeitung şu yorumu yapıyor: “Son günlerde net bir şekilde ortaya çıkan, sığınma hakkının ve sosyal hizmetlerin kötüye kullanılması. Belki bu zaten engellenemezdi. Ancak bu durum koalisyon partilerinde belli bir disiplinin doğmasına ve somut sorunların ele alınmasına yol açtı. Artık hakların ihlalinin zımnen kabul edilmesi ne hukuki ne de sosyal açıdan bir çözüm getiriyor. En iyisi planlandığı gibi, kendi ayakları üzerinde durmasını başarabilenlere süresiz oturma iznini vermek.”

Süddeutsche Zeitung ise şunları yazıyor: “Hukuk sorun yaratmak için değil, mümkün olduğu kadar sorunlara çözüm bulmak için var. Koalisyonun ikamet statüsü hakkında vardığı karar, bu konuya verilen önem adına çok çekingen bir teşebbüs. Içişleri Bakanları toplantısı bu girişimi sabote etmemeli, tam tersine bunu cömertce hayata geçirmeli.”

Tagesspiegel gazetesi daha büyük bir resme dikkat çekiyor ve şu yorumu yapıyor: “Geçtiğimiz yıllarda geniş bir şekilde tartışılan tek tük olaylardan çok daha fazlası yani artık Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunun kabulü söz konusu. Burada yaşayan göçmenlere oturma ve çalışma izni verilme ihtimali, bu yönde bir işaret. Elbette Içişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble ile Başbakan Yardımcısı Franz Müntefering’in bu teklifi, Gerhard Schröder’in dünyanın dört bir yanından bilgisayar uzmanlarını Almanya’ya getirmeyi hedeflediği ’yeşil kart’ kadar harkulade bir uzlaşma değil. Ancak bu girişim insani yönden daha makul ve büyük ihtimalle daha da etkili.”

Düsseldorf’tan Handelsblatt gazetesi ise şunları yazıyor: “Bu tartışmalar aslında Almanya’nın yabancılar polikasının ne kadar zayıf olduğuna dair bir işaret. Ülkeyi kalifiye işgücüne açmak yerine kapıları kapama politikası tercih ediliyor. Aslında demografik gelişmenin farkında olmaları lazım. Son zamanlarda yabancı öğrencilerin Almanya’ya gelmelerinin ve oturma izni almalarının zorlaştırılacağı söyleniyordu. Federal İçişleri Bakanlığı öğrencileri daha dikkatli incelemeyi istiyormuş. Aynı zamanda iş dünyası ise, 145 bin Almanın yurtdışına gitmesiyle eğitimli ve kalifiye işgücünü kaybetti. Göçmenlere bu alanda her ne kadar yedek işgücü olarak bir rol biçilemese de, temizlik, bakım ve gastronomi sektörlerinde bir boşluk olduğunda, buralarda yer alamaları muhtemel.”