1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1511 Presseschau 2

15 Kasım 2010

Bugünkü Avrupa basını farklı konuları ele alıyor. Fransa'daki hükümet değişikliği ile Myanmar'da muhalif lider Aung San Suu Kyi'nin serbest bırakılması yorum konularından bazıları.

https://p.dw.com/p/Q8nw

Avrupa basınına Türkiye ile ilgili bir yorumla başlıyoruz. Danimarka'nın sağ liberal Jyllands-Posten gazetesi, Türkiye'nin NATO'da gelecekte oynayacağı rolü masaya yatırıyor. Yorum şöyle:

"Lizbon'da yapılacak NATO Zirvesi'nde gündeme gelecek sorulardan birisi, Türkiye'nin ittifakın kuracağı füze savunma sistemine ne ölçüde katılacağı. Türkiye'nin bu konuda ortaya koyduğu koşullar çok açık: Türkiye, İran'ın 'düşman' olarak tanımlanması, bu projenin ondan korunulmak için hayata geçirilmesi ve İran'ın olası bir hedef olması halinde, füze savunma projesinde yer almak istemiyor. Güçlenen ve kendine güveni artan yeni Türkiye, güç gösterisinde bulunabilir, çünkü konumu ve İslam mirası onu NATO için, İran ve diğer İslam ülkeleriyle ilişkiler açısından kaçınılmaz bir köprü başı yapıyor. Türkiye'nin Çin'le de askeri işbirliğine gitmek istemesi, stratejik hedefler konusunda birçok ipucu veriyor. NATO Zirvesi, Türkiye'nin, İran'ın düşmanlar listesinden silinmesi yönündeki talebine boyun eğilip eğilmeyeceğini gösterecek."

Fransa'dan Liberation gazetesi ise bugünkü sayısında, Fransa'da Cumhurbaşkanı Sarkzoy'nin uzun süre önce yapacağını duyurduğu hükümet değişikliğini ve Başbakanlığa yine François Fillon'u atamasını ele alıyor. Yorum şöyle:

"Hakları konusunda sürekli tavizler verenler, onun esiri olurlar. Bu, Nicolas Sarkozy'nin yine içine düştüğü aksi durum. İletişim dağı bir daire çizdi ve sonunda politik bir fare doğurdu. Yeni hükümet üyelerine bakıldığında yenilenmeden çok eskinin devam ettiği göze çarpıyor. Eski Başbakan Alain Juppe'nin kabineye Savunma Bakanı olarak alınmasına bakılacak olunursa, hükümetle ilgili değişiklik, herhangi bir açılma politikasının resmi olarak son bulması anlamına geliyor. Gerçekten de hükümet değişikliği bir vaz geçiştir. Bu değişiklikle hükümet değil, Sarkozy'nin sistemi değiştirilmiş oldu."

Muhafazakar Le Figaro ise aynı konuyla ilgili yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"François Fillon görevinde kalıyor ve ülkede yeni bir dönem başlatıyor. İzlenen politikanın 180 derece değiştirilmesi sözkonusu değil. Fillon kalıyor. Mali krizin sonuçlarıyla Fransa'da ya da başka bir yerde mücadele etmek iktidardaki politikacı için zor olsa da, o seviliyor. Ama en önemlisi, Fillon işini iyi yaptığını ispatladı. Solcular uzun süre önce ilan edilen, ancak sonuçta çok az değişiklik yapılan hükümet konusunda yakınıyorlar. Gerçekten de hükümetin değişmesi uzun sürdü, belki de çok uzun. Ancak hükümet çalışmayı bırakmıyor. Hatta bu muallak süreçte tartışmalı emeklilik reformunu geçirmeyi bile başardı. Yani zaman kaybedilmedi."

Bugün gazetelerin yer verdiği bir başka önemli konu ise Myanmar'da muhalif politikacı Aung San Suu Kyi'nin ev hapsinin sona ermesi. Hollanda'dan Trouw, gelişmeyi şöyle yorumluyor:

"Şu sıralar sivil bir hükümet ortaya çıkaran ordunun ev hapsi cezasını kaldırması, kendine duyduğu güveni gösteriyor. Sözde yüzde 80 oranında oy alarak kazandığı seçimlerin bir sonucu olarak bunu yaptı. Ancak oylamanın hiç de demokratik olmayan yapısı, meşruluğunu tamamen sarsıyor. Bunu hem kendileri, hem halk, hem de San Suu Kyi çok iyi biliyor. San Suu Kyi buna rağmen reformlara ulaşma denemesinde dikkatli olmalı. Çünkü muhalefet bölünmüş durumda. Suu Kyi ilk resmi açıklamasında, iktidara karşı mümkün olduğunca geniş bir cephe kurmaya çalışacağını söyledi. Bu açıklamasıyla uluslararası alanda her desteği hakediyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay