1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

16.01.2007 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Cem Sey16 Ocak 2007

Alman basınının yorum sayfalarında bugün öne çıkan konular şöyle: Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’ta İranlı personele karşı giriştiği harekat, Washington ile Berlin arasında Ortadoğu politikası konusundaki yaklaşım farkları, Venezuela’daki yeni ekonomi politikası ve de Avrupa Birliği’nde suçluların izlenmesinde veri bankalarının birleştirilmesi kararı.

https://p.dw.com/p/Abjh

Tageszeitung gazetesi, Amerikan askerlerinin Kuzey Irak’taki Erbil kentinde bir İran temsilciliğini basarak, beş İranlıyı gözaltına almasının Washington ile Tahran arasındaki gerginliği arttırdığını yazıyor bugün. Gazete şöyle yazıyor: “Bu aynı zamanda, Washington’un Ortadoğu’daki çıkarlarını şiddet yoluyla kabul ettirme denemesinden daha vazgeçmediğini de gösteriyor. Tersine: Irak’ta Amerikan asker sayısının arttırılması ve İran ve Suriye’ye yönelik kullanılan saldırgan dil, Washington’un bu uğursuz yolda yürümeye devam etmeye kararlı olduğuna işaret ediyor.”

Handelsblatt gazetesiyse Amerika Birleşik Devletleri ile Almanya’nın Ortadoğu politikalarının farklılığını vurguluyor: “Alman hükümeti Suriye’yi Ortadoğu diyaloğuna dahil etme hedefini açıkça belirtmişti. Berlin, İran’ın nükleer programı nedeniyle uygulanan yaptırımları ancak adım adım sertleştirmek istediğini de ortaya koydu. Fakat şimdi, Amerika Birleşik Devletleri’nin Birleşmiş Milletler’in daha yeni kararlaştırdığı yaptırımların ötesine geçmek ve İran ve Suriye’ye yönelik tehditlerle eski rejim değişikliği tartışmasını yeniden gündeme getirmek istediği görülüyor. İran’ın Irak’taki etkisini eleştirel bir bakışla incelemek için kuşkusuz iyi nedenler var. Fırat ile Dicle nehirleri arasındaki istikrarsız ülke bölgesel güçlerin at koşturduğu bir alan haline geldi. Ama tehditlerin, Bush’un Irak’a barış getirme stratejisinin hüsrana uğradığını perdelemek dışında hiçbir anlamı yok.”

Berliner Zeitung bugün, Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez’in Leninist bir tarzla radikal-sosyalist önlemler aldığını anlatıyor ve şu görüşü öne sürüyor: “Demokratik seçimlerin sonucu Venezuela’yı diktatörlüğe götürüyor. Bu sürecin daha önce de örnekleri oldu. Birçok insan daha totalitarizmin çekiciliğinin etkisinde. Bunu da tanıyoruz. Para, cömertçe para dağıtan ve paylaştıran halk devleti görüntüsünü ayakta tuttuğu sürece bu böyle devam edebilir. Petrol fiyatları düşerse, dekorlar da yıkılır. Onların ardında ise hiçbir şey yok.”

Frankfurter Rundschau gazetesi, Avrupa Birliği’nde suçluların takibinde üye ülkelerin veri bankalarının birleştirilmesi kararını şöyle yorumluyor: “Prüm Anlaşması’nın karşı çıkılabilecek bir yanı yok. Şaşırtıcı olan, daha çok, ‘Sınırsız Avrupa’da’ suçluların takibinin bugüne kadar bir şans oyunu olduğunun ortaya çıkması. Prüm, Avrupa Birliği içinde işbirliğini çok kolaylaştıracak. Bu iyi ve tüm Avrupa Birliği devletleri sisteme katıldıkça daha da iyi olacak. Almanya’nın çok titiz olan Veri Koruma Sorumlusu’nun bile bu bilgilerin aktarılmasında bir sakınca görmemesi en iyisi. Yani her şey yolunda mı? Hayır. Çünkü Alman İçişleri Bakanı da istemeden kendi iç dünyasının görülmesine neden oldu. Laf arasında, eldeki verilerin kulanılmamasını vergi mükelleflerinin asla kabul etmeyeceğini söyledi. Bunda çok yanılıyor. Verilerin korunmasında amaç tam da bu. Elde bulunan tüm verilerin kullanılmaması.”