1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

16.02.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Çelik Akpınar16 Şubat 2004
https://p.dw.com/p/Abvh

Almanya basınında bugün Almanya anamuhalefet partilerinden Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin luieri Angela Merkel’ın Türkiye’yi iki günlük gezisine ağırlıklı olarak yer veriliyor d.d.. Bunun yanısıra Kıbrıs görüşmelerinde gelinen nokta ve bundan sonraki olası gelişmelere ilişkin analiz ve yorumlar da bugünkü Alman basınında geniş yer tutuyor...

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, Merkel’in Türkiye gezisiyle ilgili yorumunda, Ankara’nın büyük bir enerjiyle AB üyeliğine oynadığını, Hıristiyan Demokrat Birlik’in ise bu enerjiye biraz set çekmek istercesine Türkiye’ye ”imtiyazlı ortaklık statüsü” önerdiğini belirtiyor. Gazete, diplomatik açıdan avantajlı olan bu yaklaşımın Türkiye’nin AB üyeliğine ne evet, ne de hayır deme anlamına geldiğine işaret ediyor. Ancak gazeteye göre bu söylemin zayıf noktası da, Türkiye’nin bu imtiyazlı ortaklık statüsüne ancak kendisine tam üyelik verilmesinin mümkün olmadığı açık-seçik söylendiğinde mümkün olabileceği. Gazete yorumunun sonunda, Erdoğan hükümetinin tam üyelik perspektifine en fazla yaklaştığı bir dönemde, imtiyazlı ortaklık önerisi gibi söylemlerin beklentilerin hep altında kalacağına ve Erdoğan hükümetinin bu öneriyi reddeceğine dikkat çekiyor.

Die Welt gazetesi, Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi Genel Başkanı Merkel’ın Türkiye gezisine ilişkin makalesinde şu satırlara yer veriyor: Merkel, Türkiye için düşündükleri “imtiyazlı ortaklık” önerisine göndermede bulunarak , dostlar arasında görüş ayrılığının normal olduğunu da belirtiyor. Ancak hemen bir uyarıda bulunarak, Ankara’nın birliğe üyeliğiyle birliğin Anadolu’dan göç dalgasıyla karşı karşıya kalacağını, bunu ise arzu etmediklerini vurguluyor. Almanya’da yaşayan 2,5 milyon Türk kökenli vatandaş açısından AB üyeliğinin ne anlama geldiğinin bilincinde olduklarını söyleyen Merkel, bu yüzden üyelik konusunu çok duyarlı ve sorumlu bir biçimde ele alacaklarını vurguluyor.

Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik’in aynı çerçevedeki uyarılarına da yer veren Die Welt gazetesi şunları aktarıyor: Büyükelçi İrtemçelik, Türkiye’nin AB üyeliğinin Avrupa seçimlerinde malzeme olarak kullanılmamasını istiyor. Türkiye’nin üyeliğinin güncel bir konu olmadığına dikkat çeken İrtemçelik, bunun uzun bir süreç olacağına, Avrupalı’ların da Türkiye’nin üyeliği konusuna zamanla alışacaklarına dikkat çekiyor. Gazete, Bavyera’da örgütlü Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi Genel Başkanı Edmund Stoiber’in Türkiye’nin AB üyeliği konusunu Avrupa seçimlerinde gündeme getireceklerini bir kez daha vurguladığını da anımsatıyor.

Süddeutsche Zeitung gazetesi ise, BM yol haritası Kıbrıs için umut vaadediyor başlıklı makalesinde, Kıbrıs’taki Türk ve Rumların New York’taki anlaşmayı umutlu, ama aynı zamanda temkinli karşıladıklarını belirtiyor ve Kıbrıs’ın dış dünyaya açılma ve izolasyondan kurtulma yolunda adım attığı görüşünün yaygın olduğunu haber veriyor. Rum tarafının ise, Annan planının 1974 çıkartmasından sonra tüm Rum vatandaşlarının kuzeydeki evlerine dönmesine izin vermediği yönünde endişeleri bulunduğuna işaret eden gazete, buna rağmen özellikle Türkiye ve Yunanistan hükümetlerinin iyimser olduğuna dikkat çekiyor. Gazete, AB Komisyonu Başkanı Prodi’nin sözleriyle yorumunu noktalıyor: “Kıbrıs’ta barışın tesisi konusunda şartlar hiç bu kadar iyi olmamıştı”.

Tagesspiegel gazetesi ise aynı konuya ilişkin “Sınırsız Ümit” başlıklı makalesinde, Kıbrıs’ın Avrupa’nın son bölünmüş toprak parçası olduğuna değinerek, Annan planının çok ayrıntılı bir birleşme planı sunduğunu, bu planın Kıbrıs’lı Türk ve Rum halkları arasındaki derin güvensiz ortamı yoketmeyi hedeflediğini vurguluyor. Planın ayrıntılarına da değinen gazete, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında Kıbrıs’ta yasa koyucuların Türkler ve Rumlardan oluşacağını, Yüksek Mahkeme’de yabancı kökenli yetkililerin de arabulucu konumunda olacağını aktarıyor. Gazete, adadaki mal-mülk paylaşımı, Türkiye ve Yunanistan’dan adaya geleceklerin sayısı, adada ne kadar asker bulundurulacağı gibi konularda önümüzdeki günlerde çetin görüşmeler yapılacağına değiniyor ve tarafların çok zamanı kalmadığını, yeni devlet için Şubat ayı sonunda ortak bayrak ve marşın bulunarak, 26 Mart’a kadar görüşmelerin tamamlanmış olması gerektiğini vurguluyor.