1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

16.02.2010 - Alman basınından özetler

16 Şubat 2010

Bugünkü Alman gazetelerinde, İran’daki gelişmeler, soykırım suçundan yargılanan Bosnalı eski Sırp lider Radovan Karaciç'in davası ve Yunanistan’ın içinde bulunduğu mali krizle ilgili yorumlar göze çarpıyor.

https://p.dw.com/p/M2do

Flensburger Tageblatt yorumunda, Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın 'İran’da askeri diktatörlük tehlikesi'ne dikkat çektiğini okuyucusuna aktarıyor. Gazetenin yorumu şöyle:

“ Eğer uluslararası topluluk yaptırımlar konusunda uzun vadeli bir kararlılık sergileyecek olursa, Tahran’ın –gecikmeli de olsa- Batı'ya boyun eğme şansı yine de var denilebilir. Burada en önemli rolü Moskova oynuyor. İran nükleer sanayinin şu anda Rusya’nın desteğine ihtiyacı var. Kremlin ise en başta ekonomik çıkarlarını gözetiyor. Uzun vadeli perspektifleri garanti altına almak için İran’a sert yaptırımların gündeme gelmesi Moskova açısından bir tabu değil. Özetle, İran’da şu andaki kılıç şakırdatmalarına rağmen hala bir ümit var.”

Die Welt gazetesinde İranlı felsefeci Ramin Cehanbegloo’nun imzasını taşıyan konuk yorumcu köşesindeki makalenin başlığı, “Tahran’da Askeri Darbe?” sorusunu yöneltiyor. Alt başlıkta ise “İran’da göstergeler şiddetin artacağına işaret ediyor” şeklinde. Yorum özetle şöyle:

"İran’da askerlerin iktidara el koyması, dış politika açısından devrim muhafızlarının nükleer kartı oynamak suretiyle, dışarıya karşı İran’ın antiemepryalist misyonunu vurgulamaları, içeride de milli duyguları kabartma fırsatı anlamına gelir. Şu anki göstergeler, İran’ın birkaç ay içinde tamamen askeri bir ‘de facto’ güce dönüşeceğini ortaya koyuyor. Bunun ülkedeki reformalar ve ülkenin dünyadaki konumu açısından sonuçları olacaktır. Tüm bunlar pembe bir senaryo olmaktan uzak görünüyor. Ama ne yazık ki İran’daki gelişmelerin mantığı bu durumu sergiliyor.”

Magdeburg’ta yayımlanan Volkstimme , savaş ve insanlık suçu işlediği gerekçesiyle BM Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanmakta olan Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karaciç’in durumunu, ‘sırça köşkte oturan, ama etrafa taş atarak saldıranlara’ benzetiyor:

“Karaciç, aralarında Almanya’nın da bulunduğu toplam altı ülkeden dosya talebinde bulundu. Karaciç bu dosyalara dayanarak 1995 yılında Srebrenitsa’da düzenlenen katliamlarda kendisinin suçlu olmadğını kanıtlama niyetinde. 64 yaşındaki Karaciç, gerçi somut olarak isim vermiyor ama Bosna Savaşı’nın büyük güçler tarafından planlandığından sözediyor. Bosna’daki iktidarı döneminde hukuku ve yasaları ayaklar altına alan ve 'Srebrenitsa kasabı' diye anılan Karaciç, şimdi BM Mahkemesi önünde, demokratik adalet mercilerinin sunduğu tüm hukuksal hakları kullanıyor. Bunlar arasında davayı geciktirme hakkı da bulunuyor. Ancak, -şu sıralarda araba dolusu taşla etrafa saldırsa da- sonuçta hakettiği cezaya çarptırılmaktan kurtulamayacaktır.”

Kölnische Rundschau gazetesi ise Yunanistan’ın iflasın eşiğine gelmesini yorumluyor:

“Öncelikle euro bölgesinde bulunan ülkeler, gelecekte hangi ülkeyi aralarına alacakları konusunda daha dikkatli davranmalı. Ancak herşeyden önce, borçlanması, gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde üçü sınırını geçen ülkelere uyarı niteliğinde mavi mektup yollamakla yetinmemek gerekiyor. Avrupa’nın en fazla ihtiyaç duyduğu şey, ülkelerin birbirlerini daha iyi denetlemesi, ulusal bütçelerde disiplini sağlamak ve rekabet edebilme yeteneğinde olabilmek. Kısacası, Avrupa’nın, icabında vakit geçirmeden müdahale edebilecek bir ekonomi hükümetine ihtiyacı var.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Baha Güngör