1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

16.02.2011 - Avrupa basınından özetler

16 Şubat 2011

Avrupa gazetelerinde bugün, Mısır’da protesto gösterilerinden sonra Ortadoğu’nun geleceği, Mısır'ın devrik lideri Hüsnü Mübarek ve ABD’nin Mısır’a ilişkin politika değişikliğine ilişkin yorumlar dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/10HsB

Muhafazakar Danimarka gazetesi Berlingske Tidende, İran’daki muhalefetin Ortadoğu’nun en iyi organize hareketlerinden biri olduğunu belirtiyor ve daha önceleri İran politikasında rol oynamış olan aktif politikacıların ve aydınların bu hareketin temelini oluşturduklarına dikkat çekiyor:

“İran’daki son protesto hareketinin, ülkede gerçek bir değişimi zorunlu kılması yönünde yaygınlaşması umudedilir. Buradaki demokratik bir devrimin, bölgenin çehresini Mısır’daki isyanın yaptığından çok farklı bir biçimde etkilemesi olasıdır. Sadece Ortadoğu’nun değil, dünyanın geri kalanının da demokratik ve özgür bir İran’a ihtiyacı var. Bu ülke tarihi açıdan hep önemli bir rol oynamıştır. Şu andaki hükümet biçimi ise ülkeyi köle konumuna indirgemiştir.”

Avusturya’da yayınlanan Der Standard adlı gazete, İran’ın uzun zamandan bu yana demokratik devrim konusunda olgunlaştığını, yıllardan beri insanların özgürlük için mücadele verdiklerini belirtiyor. Bölgede bir kıyaslama yapılacak olursa İran gençliğinin, daha eğitimli, internet bağlantıları daha yaygın ve perspektifi çok daha az bir gençlik olduğuna işaret eden gazete, bu duruma rağmen hızlı bir toplumsal değişim beklenmemesi gerektiğini söylüyor ve bu görüşünü şöyle gerekçelendiriyor:

“Sabır taşma derecesi ve öfkenin henüz kıvamına erişmediği de söylenemez; hatta tersine bir durum hakim. Ama yukarda oturan iktidar sahipleri, Arap ülkelerindekinin tersine, iktidarlarını mafyavari bir tarzda sahnelemiyorlar. Aslında diğerlerinden farklı olmamalarına rağmen, onlar, ideolojik yükümlülüklerine ve dini meşruiyetlerine gerçekten inanıyorlar. Onun için de en tehlikeli olanlar onlar! Aradaki fark, 2009’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından başgösteren protesto gösterilerinin bastırılması sırasında görüldü: İran rejimi göstericilere hoşgörü göstermedi, sert ve kararlı tavır aldı. Cezaevleri dolu; cellatlar görev başında.”

Arap ülkelerindeki protesto dalgasına Körfez ülkesi Bahreyn de katılmış bulunuyor. Muhafazakar İngiliz gazetesi The Times’ın bu konudaki yorumu şöyle:

“Bu gösteriler sayesinde Bahreyn’in liberalleşme temposu da hızlanabilir. Şayet bu olursa, Bahreyn’in yakın komşusunun halkı da en basit ihtiyaçlarını gidermek, başka konularla oyalanmak üzere haftasonunda karşı tarafa geçecektir. Sözünü ettiğimiz bu ülke, iktidarda despotların oturduğu ve reform takvimi açısından bölgenin en durağanı olan Suudi Arabistan’dan başkası değildir!”

İtalyan La Stampa gazetesinden seçtiğimiz yorum ise Başbakan Silvio Berlusconi’nin adının karıştığı son seks skandalı ve olası sonuçlarıyla ilgili. Gazete, “Berlusconi’nin son anda yine bir hile, ya da yasada değişiklikle kendini kurtamaya çalışacağı bekleniyordu” diyor ve ekliyor:

“Ne var ki 6 Nisan’da yüzyılın davası başlayacak gibi görünüyor. Bu kapsamda İtalya’da İkinci Cumhuriyet’in çökmek üzere olduğunun ilk sinyalleri gelirken şu noktayı vurgulamakta yarar var: Berlusconi’den kurtularak tüm sorunlarımızın çözüleceğini düşünmek, tehlikeli bir hayal olarak karşımıza çıkabilir.”

Başka bir İtalyan gazetesi La Repubblica ise Berlusconi olayında bardağın taştığı görüşünü savunuyor:

“Berlusconi’nin etrafındaki politikacılar kendi kaderlerini başbakanın kaderinden ayırma becerisinde değiller; o yüzden de Berlusconi ile birlikte kuyuya düşecekler. Ondan dolayı krizden tek çıkış yolu sandık başına gitmek, vatandaşın kararına, oyuna başvurmaktır. Çünkü vatandaş, bardağın artık taşmış olduğunu kavramış bulunuyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu