1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

16.03.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Hülya Topcu16 Mart 2005
https://p.dw.com/p/AbrH

Avrupa basınında bugün, Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’nin yabancıların mal-mülk edinmesiyle ilgili aldığı kararın yankıları, Ortadoğu’daki barış çabaları, Hırvatistan’la AB üyelik müzakerelerinin askıya alınması ve Alman hükümeti ve muhalefetinin yarın yapacağı işsizlikle mücadele zirvesiyle ile ilgili haber ve yorumlar dikkat çekiyor.

Alman Süddeutsche Zeitung, Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye’de yaşayan yabancıların mal-mülk edinmesini kolaylaştıran ve 2003 Temmuz’unda çıkan yasanın yürürlükten kalkması kararını birinci sayfadan duyuruyor. Christiane Schlötzer imzalı haberde, yasanın çıkması sonrasında Almanlar’ın Antalya’dan, Suriyeli çiftçilerin Türkiye’nin güneyinden, Yunanların ise İstanbul’dan ev ve arsa alma yarışına girdiği belirtilerek, tüm bu satışların Türkiye’ye 2004 yılında 1 milyar 340 milyon dolar getirdiği ifade ediliyor. Haberde Anayasa mahkemesi hakimlerinin bu yasayı hükümsüz ilan ettiği belirtiliyor ve şöyle devam ediliyor:

“Hakimler AB yasaları model alınarak çıkarılan emlak yasasını oybirliği ile hükümsüz ilan etti. Bu kararın alınmasında CHP’nin etkisi oldu. Parti 2003’te çıkarılan yasa ile yabancıların Türkiye’den ev ve arsa almasıyla ülkenin bütünlüğünün tehlikeye girdiğini belirterek mahkemeye başvurmuştu. Solcu geleneğe sahip olduğunu söyleyen parti, uzun süredir milliyetçi bir çizgi izliyor. Mahkeme’nin emlakla ilgili bu kararı geçmişteki alım satımları etkilemeyecek. Ancak karar resmi gazetede yayımlandıktan üç ay sonra yürürlüğe girecek. CHP’nin istediği oldu.”

Bir başka Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung ise İsrail ve Filistinli yetkililerin Ortadoğu barışı için yaptığı görüşmeleri yorum sütunlarına taşımış:

“Ortadoğu’da uzun süredir şartlar hiç bu kadar uygun olmamıştı. Bölgedeki tüm güçlere, ellerinden geldiğince barış için çaba göstermeleri çağrısında bulunuldu. Irak’ta terörizmin yenilemediği, Filistin’deki ateşkesin bir taktik olabileceği ya da Lübnan’da göstericilerin ne yapacağının kestirelemediği doğru. Ancak tüm bu gelişmeler bizi yanıltmazsa, o zaman Ortadoğu’da yeni bir dönem başlıyor demektir. Bunu, Suriye Devlet Başkanı’nın Lübnan’dan hızlı çekilme kararı almasında ve Mısır Devlet Başkanı Mübarek’in bu konuda aracı olabileceğini açıklamasında görmek mümkün.”

Avusturya’da yayımlanan Der Standart gazetesi ise AB-Hırvatistan ilişkisini masaya yatırıyor. Gazete, AB’nin, Hırvatistan’la üyelik müzakerelerini, savaş suçlusu olarak aranan General Ante Gotovina Lahey’deki Savaş Suçları Mahkemesi’ne teslim edilinceye kadar askıya almasını doğru bir karar olarak nitelendiriyor. Yorum şöyle:

“Zagrep’teki Avrupa yanlısı hükümet milliyetçi olan gizli servisteki kadrolardan yavaş yavaş kurtuluyor. Belki de Brüksel’in üyelik müzakerelerinin askıya alındığını söyleyerek vurduğu tokat, Başbakan Sanader’in gizli servisi dağıtmasına zemin hazırlar. AB’nin bu kararı yerinde. Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Carla del Ponte, Hırvatistan’ın devletler hukukuna saygı göstermesi gerektiğini söyledi. Burada önemli bir ayrıntı daha var. Brüksel, Gotovina’yı Hırvatistan’dan isteme konusunda gevşek davransaydı, o zaman Sırbistan’dan da Mladic’le Karadziç’i inandırıcı biçimde talep edemezdi.”

Liberal İsveç gazetesi Dagens Nyheter de yorum sütunlarını aynı konuya ayırmış. Yorum özetle şöyle:

“Savaş Suçları Mahkemesi’nin hakkında dava açtığı birçok kişi son aylarda gönüllü olarak mahkemeye teslim oldu. Bu kişilerin geldiği ülkelerin hükümetleri, Balkanlar’ın geleceğinin AB’ye bağlı olduğunu gördü ve Lahey’deki mahkemeye saygı duyduğunu gösterdi. Bu hükümetler AB sayesinde bugüne değin mümkün olmayan hukuk sistemleri ve güvenlik teşkilatlarında gerekli reformları uygulamaya geçirebildi. Balkanlar’ın Avrupalılaşması, ekonomik gelişmeyi olumlu etkiliyor. İşte bu yüzden AB, birliğe üye olmak için gerekli koşulları belirliyor.”

Giderek artan işsizlikle mücadelede yetersiz kalan Alman hükümeti, çareyi muhalefetteki Hristiyan Birlik Partileri ile bir zirve yaparak bu sorunu masaya yatırmakta buldu. Alman basınında bugün en geniş yer, bu konuya ayrılmış. Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung, Cumhurbaşkanı Horst Köhler’in dün zirveye katılacak taraflara yaptığı çağrıyı manşetine taşımış. Nina Bovensiepen imzasıyla yer alan haberde, Köhler’in hükümet, muhalefet ve sendikalara işsizlikle ortak mücadele etmeleri çağrısında bulunduğu belirtiliyor ve “Köhler hükümetle muhalefetin bu zirvede ulusal bir sorumluluk taşıdığını söyledi ve işsizlikle mücadele için ellerinden geleni yapmalarını istedi” deniliyor.

Aynı konuya yer veren bir başka gazete ise Hannover’de yayımlanan Neue Presse:

“Cumhurbaşkanı Köhler, Schröder’le Merkel’a sözleriyle değil, icraatlarıyla değerlendirileceklerini anımsattı. Üstelik bunun sadece onlar için değil, işveren ve sendikalar için de geçerli olduğunu söyledi. Bir Cumhurbaşkanı’ndan başka ne beklenebilirdi ki?”