1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

16.03.2007 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Cem Sey16 Mart 2007
https://p.dw.com/p/Abj0

Alman basınında bugün Alman Başbakanı Angela Merkel’in Polonya ziyareti, Halit Şeyh Muhammed’in son yıllarda yaşanan birçok saldırıyı üstlenmesi, dünyada nükleer silahların yayılması tartışması ve G-8 ülkelerinin iklim değişikliğini ele almaya karar vermesine ilişkin değerlendirmeler dikkat çekiyor.

Tagesspiegel gazetesi Alman Başbakanı Merkel’in Polonya’ya yapacağı resmi hakkında şu yorumu yapıyor bugün:

“İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Batı Almanya Polonya’nın kaderini herşeyden önce Almanların sürülmesi ve Almanya’nın Doğu bölgelerinin ilhakı perspektifinden gördü. Polonya’nın da kendi arzusuna aykırı şekilde haritada kaydırıldığı, altı milyondan fazla Polonyalının Alman saldırısının kurbanı olduğu, bütün bunlar, ancak daha ileri bir tarihte kamu hafızasında yer buldu.”

Berliner Zeitung, İran’la devam eden nükleer silah pazarlığı yorumlarken, bugüne kadar bu alanda varılan anlaşmaların nükleer silah sahibi olan ülkelerin silahlarını aşama aşama ortadan kaldırması esasına dayandığını hatırlatıyor:

“Fakat atom kulübü kendi payına düşen sorumluluğu hiçbir zaman ciddiye almadı ve son yıllarda büyük ülkelerin askeri planlamalarında nükleer silahlar yeniden önem kazandı.”

Neues Deutschland gazetesi de İran’a yaptırım kararı alındığı saatlerde İngiliz meclisinin de kendi nükleer silahlarını modernleştirme kararı aldığını belirtiyor ve “nükleer silahların yayılmasını önleme girişimlerini devamlı baltalayan büyük nükleer güçlerin bu çifte standardı” ifadesini kullanıyor.

Die Welt gazetesi, Muhammed’in ifadesinin işkenceyle alındığı iddialarını şöyle yorumluyor:

“Amerika Birleşik Devletleri’nin şansı var. Halit Şeyh Muhammed hırslı ve gururlu. Aksi halde onun saldırıları üstlenmesi umudu olmaz ve dünya suçunu itiraf eden kitle katillerinden çok, konuşmayan ve kötü muamele görmüş tutuklulardan söz ederdi.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung da Halit’in “kitle katliamının boyutu ne kadar büyük olursa, o kadar iyi olur” anlayışına sahip olduğunu yazıyor ve şöyle devam ediyor:

“Kendisi, daha Guantanamo’ya gelmeden işkence gördüğünü, şimdiki ifadesini serbest iradesiyle verdiğini söylüyor. Bunun bu davanın hukuk devleti bakımından mükemmel olmasına yetip yetmeyeceği tartışmalı kalacak. Sorgusu kadar tartışmalı. Ama Amerika’nın itibar ve inandırıcılık kaybı başka şey, Halit Şeyh Muhammed’in soğukkanlı, canice alçaklığı tabii başka birşey.”

Handelsblatt gazetesiyse, Muhammed’in söylediklerine rağmen, daha çok gördüğü muameleyi değerlendiriyor bugünkü yorumunda:

“’Teröre karşı savaş’ kavramına Amerika Birleşik Devletleri kendi damgasını vurdu ve bununla da, terör sanıklarını süresiz olarak olağan hukuk çerçevesi dışında tutma hakkına sahip olduğu ve insan haklarına o kadar da sadık kalmak zorunda olmadığı iddiasını gerekçelendirdi. Bush yönetiminin yanlış yolda olduğunu Yüksek Mahkeme çoktan belirtti. Usame Bin Ladin ve ortaklarının hakettiği normal bir mahkeme.”

Süddeutsche Zeitung, “Global ilerleme için koşullar hiç bu kadar iyi olmamıştı” diyor ve devam ediyor:

“Brüksel, Berlin ve Londra’daki global öncülerin, diğerlerini de harekete geçirebilecek kadar gücü olup olmadığını önümüzdeki aylar gösterecek.”