Avrupa basınından özetler

Avusturya'dan Der Standard gazetesi Batılı güçler ile Rusya ve Çin'in İran'la müzakere masasına oturduğu İstanbul'daki görüşmeleri ele alıyor. Yorum şöyle:

"İstanbul'daki görüşmelerin 'başarılı' olarak kayıtlara geçirilmesi konusunda İran'ın tartışmalı nükleer programına dair görüşmelerden duyulan beklenti düşüktü. Karşılıklı güvensizlik, tarafların birbirine yönelttiği tehditler ve müzakerelere bir yıldan fazla bir süre ara verilmesi göz önüne alındığında, görüşmelerin yapılması yönünde sağlanan uzlaşma bile 'ilerleme' olarak nitelendirilebilir. Tarafların içerik açısından takındığı tavrın birbirine çok uzak olduğu görülüyor. Özellikle de Batılı ülkeler tamamen durdurulması için bastırırken, İran'ın uranyum zenginleştirme kapasitesinin yüzde 20'lere ulaştığı göz önünde bulundurulursa. Şimdi bu konu tartışılmak zorunda. Bağdat'taki görüşmelerin başarılı olabilmesi için belirlenen çıta İstanbul'daki ile kıyaslanamayacak kadar yüksek olacaktır."

Uluslararası basının geniş yer verdiği konulardan biri de radikal İslamcı Taliban'ın 'ilkbahar operasyonu' adı altında başta başkent Kâbil olmak üzere birçok kentte saldırılar düzenlemesi. İspanya'dan sağ liberal El Mundo gazetesi konuyu şöyle yorumluyor:

"Afganistan'ın başkenti Kabil'de dün meydana gelen en az 12 büyük koordineli patlama, parlamento binası ve diplomatik temsilciliklerin bulunduğu semti cehenneme çevirdi. Olup bitenler, Karzai hükümeti ve ülkedeki yabancı güçlere karşı mücadelesini yoğunlaştıracağı tehdidini gerçeğe dönüştüren Taliban savaşçılarının hâlâ ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Böylesine acımasız saldırılar, müttefik güçlerin 2001 yılında başlattığı müdahalenin ülkeyi barış ve huzura kavuşturmadığını gösteriyor. Afganistan bugün Ortadoğu'nun tamamının istikrarını tehlikeye atan terörizmin odak noktası haline geldi."

İtalya'dan liberal La Stampa'nın aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:

"Afganistan'da gerçekten hiçbir güvenli bölge yok. İsyancıların saldırılarına karşı korunaklı olduğu söylenen Uluslararası Güvenliğe Destek Gücü ISAF'ın ana karargâhı, uluslararası organizasyonlar ve diplomatik temsilciliklerin bulunduğu bölge bile... Afganistan'daki son saldırılarda başvurulan taktik Vietcong'ları hatırlatıyor. İnisiyatifi kimin ele geçirdiğini göstermek için hükümeti temsil eden görevlilerin ya da sembollerin hedef alındığı ve savaşın bu nedenle başkente taşındığı taktik. Bu, durumun istikrara kavuşmasını engelleyerek askerî çevrelerde de hakim olan şüphelerin beslenmesi stratejisi. Afganistan'da önümüzdeki üç yıl süresince ilerleme kaydedilerek sürdürülmesi hedeflenen geçiş dönemi bir türlü başarılı olmuyor."

Gazetelerin yorum sütunlarında dikkat çeken bir başka konu ise Norveç'te geçen yıl Temmuz ayında 77 kişiyi uzun süre plan yaparak katleden Anders Behring Breivik'in bugün yargılanmaya başlanması. Fransız Le Progres saldırganın yargılanma sürecini şöyle değerlendiriyor:

"Breivik bize hem iyi hem de kötü bir haber getiriyor: Kötü haber, 'bir daha asla böyle bir olayın tekrarlanmaması' yönündeki çağrılar, boş umutların dile getirilmesinden başka birşey değil. Zengin, sakin bir ülke olan Norveç'i vuran barbarlık medeniyet tanımıyor. Katliamlar hep vardı ve sırf Müslüman, Hrıstiyan, ateist, büyük kulaklı ya da Sosyal Demokrat oldukları için suçsuzlara yönelik katliamlar hep olacak. Nefret fantazisinin hiçbir sınırı ya da sonu yok. İyi haberse, barbarlığa, gaddarlığa barbarlıkla yanıt vermek zorunda olmayışımız. Utöya katliamından kurtulanlar adil bir yargılama süreci olmasını istiyor ve Norveç Başbakanı bu konudaki tek çözümün, daha fazla demokrasi ve açıklık olduğunu söyledi."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Hülya Köylü