1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1701 Presseschau 1

17 Mart 2011

Alman gazetelerinin ağırlıklı konuları Japonya'da nükleer sızıntının tehlikeli bir boyut kazanması, Libya'daki son durum ve Bundesliga'da takımların art arda teknik direktörlerle yollarını ayırma kararı.

https://p.dw.com/p/10awa

Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung Fukuşima Daiçi Nükleer Santrali'ndeki sızıntının saçtığı tehlike bağlamında, nükleer enerji konusunda izlenecek politikaları masaya yatırıyor:

"Japonya'daki ulusal felaket, dünya genelinde nükleer santrallerde aynı güvenlik standartlarının yürürlüğe konulmasına ivme kazandırmalı. Bu, şimdiye kadar yapılamadı. Eğer bir ülke nükleer santral inşa etmek istiyorsa, gerekli teknoloji konusunda eksikleri olmasına rağmen bu amacını gerçekleştirebilir. Hiç kimse ülkeleri nükleer santraller konusunda yüksek güvenlik standartları getirmeye zorlayamaz. Çünkü enerji ihtiyacının giderilmesi, ulusal bir sorun olarak gösterilerek, şiddetli biçimde savunuluyor. Ancak nükleer enerjiyi kullanan ve buna ağırlık veren ülkeler, bu konuda kendi kendilerine sorumluluk üstlenebilir. Fransa, Rusya, ABD ve gelecekte Çin, bu sorumlulukları üstlenirse, işte o zaman dünyanın geri kalanının da kolay biçimde kaçamayacağı bir akım ortaya çıkabilir. Almanya artık nükleer enerjiden vazgeçme kararı alsa bile, bu sorumluluğun üstlenilmesini savunmalıdır. Çünkü nükleer santraller hâlâ dünyanın her yerinde var."

Frankfurter Rundschau gazetesi ise Fukuşima Daiçi Nükleer Santrali'ndeki nükleer sızıntının ardından Almanya'daki tartışmaları ve hükümetin tavrını ele alıyor:

"Alman toplumunda, nükleer enerjiden vazgeçilmesini savunan ve imkânsız diye düşünülenlerin, olası hale gelebileceğini açıklamak için Fukuşima gibi bir örneğe ihtiyacı olmayan bir çoğunluk var. Hükümetimiz bu çoğunluğa karşı hareket ediyor. Hükümetin nükleer santrallerden bazılarını geçici bir süre devre dışı bırakma kararı, bu tavrında bir değişikliğe yol açmıyor. Nükleer enerjiden vazgeçileceğinden emin olmak isteyenler için Hrıstiyan Birlik-Hür Demokratlar koalisyonu, hiç de iyi bir seçim değil."

Bugünkü gazetelerin yer verdiği bir başka konu ise istifa çağrılarına kulak asmayan Libya lideri Muammer Kaddafi'ye bağlı güçlerle, ülkedeki isyancılar arasındaki çatışmalar. Saarbrücker Zeitung, Libya ile ilgili yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Libya halkı yardım istiyor, dünya ve Almanya ise bunu duymazdan geliyor. Eğer bir mucize olmazsa, o zaman Libya muhalefetinin Fransa ve İngiltere ile birlikte istediği, Libya'ya uçuş yasağı getirilmesi talebinin, BM Güvenlik Konseyi'nden geçme şansı düşük. Kaddafi bu süreyi, isyancıların buluduğu yerlere havadan bombalı saldırılar düzenlemek için kullanıyor. İsyancıların bu ölüm makinesine karşı koymak için dirençleri az. Libya'da yaşanan trajedinin bütün boyutları ortaya çıkarsa, Batı'nın buna öfkesi de büyük olacaktır. Ancak o zaman, Libya halkına ve onların demokrasi ve özgürlük için yürüttüğü mücadeleye yardım sunmak için, muhtemelen geç kalınmış olacak."  

Alman gazeteleri Alman birinci futbol ligi Bundesliga'da bu sezon birçok takımın, istediği başarıyı yakalayamaması üzerine teknik direktörleriyle yollarını ayırma kararına da geniş yer ayırıyor. Düsseldorf'da yayımlanan Westdeutsche Zeitung konuyu şöyle değerlendiriyor:  

"Başarı için, kulüp yönetimiyle, sergilenen spora yön veren yöneticilerin ortak bir çizgi izlemesi gerekir. Ve elbette takımın yapabilecekleri konusunda gerçekçi bir bakış açısına da ihtiyaç var. Bu son nokta hâlâ eksik: Futbol son derece dar bir alanda yapılan bir yarış. Bu yarışın milyarların döndüğü bir sektör haline gelmesi, mantıksızca davranılması eğilimini de artırıyor. 12 takım, sadece dokuz takıma yer olan tabelanın üst kısımlarında yer almak istiyor. Hiç bir takım ikinci lige düşmek istemiyor, ancak Alman Futbol Federasyonu, takımların küme düşmesi konusunda belirlenen kuralları değiştirmeyecektir. Beklentilerin ateşlendiği yerde hayâlkırıklığı da olacaktır. Ve de koltuğunu koruyanların hatalı kararlarını düzeltmeye çalışan teknik direktörlerin işten atılmasına da rastlanacaktır."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu