1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

17.10.2011- Avrupa basınından özetler

17 Ekim 2011

Fransa'da Sosyalist Parti’nin François Hollande’ı cumhurbaşkanı adayı olarak belirlemesi ve dünyayı saran finans piyasaları karşıtı protesto eylemleri, Avrupa basınının yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/12tHX

Muhafazakar Fransız gazetesi Le Figaro, Fransız sosyalistlerin önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde Sarkozy’nin karşısına aday seçtikleri François Hollande’ın asıl büyük sorununun, parti içindeki tüm sol kanatları birleştirmek olduğunu belirtiyor ve yorumunu şöyle noktalıyor:

“Sosyalist Parti’nin cumhurbaşkanı adayının, halka sunduğu projelerin, geçmişin aşırılıklarının bedelini ödemekte olan bir ülkede yapılabilir ve uygulanabilir olduğunu da kanıtlaması gerekiyor.”

Sol-liberal İtalyan gazetesi La Repubblica aynı konudaki yorumunda, sosyalistlerin cumhurbaşkanı adayı Hollande’ın sadece düşünce bazında değil, tarz olarak da Sarkozy’den farklı olduğunu, Hollande’ın ‘normal’ bir cumhurbaşkanı olmak istediğini vurguluyor ve bunun ne anlama geldiğini şöyle açıklıyor:

“Hollande için ‘normal' demek, etik yolsuzluklara bir son vermek, parlamentoya yeniden önem kazandırmak, toplu iş taraflarına yeniden diyalog kültürünü öğretmek, adalet mercilerine ise hak ettikleri saygıyı yeniden kazandırmak anlamına geliyor. Normal bir cumhurbaşkanı vatandaşa yeteri kadar yakın olmalı, ama bunun yanı sıra her zaman kendisinin haklı olduğunu iddia etmeyecek ve bunu talep etmeyecek kadar da alçak gönüllü olmak durumunda. İşte Fransa’daki cumhurbaşkanlığı yarışında yeni aday olan kişinin programı bundan ibaret.”

Muhafazakar Danimarka gazetesi Aftenposten, farklı bir konuya, dünya çapında bankalar ve finans piyasalarına karşı hafta sonunda düzenlenen kitlesel protesto gösterilerine değiniyor. Gazete, büyük kentlerdeki gösterilerin, sistemdeki çöküntünün devam etmesi durumunda, bunun ne gibi siyasi ve sosyal patlamalar meydana getirebileceğini ortaya koyduğunu belirterek yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Hafta sonunda tanığı olduğumuz protesto hareketinin bir liderliği yok. Sorunun çözümü için ‘transaksiyon vergisi alınsın’ tarzındaki talebi dışında bu hareketin fazla bir önerisi de yok. Ancak hareketin en güçlü yanı, herkesi eylemlere dahil etmesi. Şimdiden bunun nereye gideceği belli değil. Ama onlara kulak vermek gerekiyor. Protestolar kendiliğinden ortadan kaybolmayacaktır. Zira bu hareket bir şeylerin yanlış gittiğinin göstergesi.”

Liberal Avusturya gazetesi Der Standart, hafta sonundaki gösterilere kısmen şiddet karışmış olsa da, bunların profesyonel solcu göstericiler olmadıklarını, öfkeli ve geleceklerinden endişeli, ama aktif bir şeyler yapmak isteyen vatandaşlar olduğunu belirtiyor ve ekliyor:

“Biz halkın yüzde 99’unu temsil ediyoruz” diye haykırıyorlar. Kalan yüzde birlik bir kesimin onların sırtından geçinmelerine bundan böyle fırsat tanımayacaklarını söylüyorlar. Siyaset bu insanlara kulak verir, onlarla diyaloğa girerse, hayırlı bir iş yapmış olacaktır. Mevcut krize çözüm bulunması dahil birçok konuda siyasetin bu insanlara ve onların güvenine ihtiyacı var.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Gezal Acer