1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ONLINE

17 Kasım 2009

ABD Başkanı Barack Obama'nın Çin gezisi, iklimle mücadele ve dünyadaki gıda sıkıntısı bugünün Alman gazetelerinde yorum köşelerinin başlıca konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/KYsO
Fotoğraf: ap

Süddeutsche Zeitung, Amerikan-Çin ilişkilerini ele alıyor yorumunda:

“Yeni Amerikan yönetiminin Çin ile temkinli yakınlaşma politikası, Beyaz Saray’da ‘pragmatik işbirliği’ diye adlandırılıyor. Onlarca tanımlama arasından bunu seçmek, haklı olarak şüphe uyandırıyor. Çünkü asıl konunun ne olduğunu saklıyor. Obama, Çin ile işbirliği istiyor. Ne pahasına olursa olsun. Pragmatiklik ise gerektiğinde ilkelerin arka plana itilmesinden başka bir anlam taşımıyor. Ancak Obama’nın, huysuz Pekin rejimiyle uyuşmak dışında seçeneği de yok. Kavga yolunu seçmenin hiçbir şey getirmeyeceğini Obama’nın selefi kısa sürede farketmek zorunda kalmıştı.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un aynı konudaki yorumuysa şöyle:

“Çin yönetimi bir süredir, uyum içinde bir dünya için çalıştığını söylüyor. Kulağa hoş gelse de inanmak kolay değil. Çin, bahsettiği uyumun, kendisi için ne anlama geldiğini de açıkça gösteriyor: Dış dünyanın kendisini taleplerle rahatsız etmemesi. Çin, Kuzey Kore sorununda olduğu gibi yapıcı davrandığında ise bu, yurtdışındakileri memnun etmek için değil, mutlak hakimiyet duygusuyla yapıyor. Çin'in yapıcı davranmaya devam etmesi yine de iyi olur. Ama iklim zirvesindeki tutumuna bakıldığında bunun garantisi olmadığı da görülüyor.”

Kölner Stadt-Anzeiger ise Obama’nın Çin’e yönelmesinin nedenlerini irdeliyor:

“İklim değişimiyle mücadele, dünya finans sisteminin reformu, Kuzey Kore’nin nükleer silahlardan arındırılması, nükleer güç Pakistan’da köktendinciliğe karşı savaş ya da küresel güvenliğin tesisi olsun… Washington’ın gözünde bu sorunlar yumağını geleneksel diplomasi, yani AB ve NATO’daki ortaklarla çözmek artık mümkün değil.”

Thüringer Allgemeine gazetesi ise dün Roma'da başlayan BM Dünya Gıda Güvenliği Zirvesi çerçevesinde dünya tarım sistemindeki dengesizlikleri ele alıyor:

“Roma'da strateji değişikliği diye göklere çıkarılan, aslında yeni bir şey de değil. Afrika, Asya ya da Latin Amerika'daki küçük çiftçiye yatırım yapılması, Kuzey yarımkürenin çıkarlarına uymadığı için zaten yıllardır engelleniyor. Batı ülkeleri, kendi tarım sektörüne öyle teşvikler veriyor ki, Afrika'da Avrupa'dan gelen meyve yerlisinden daha ucuza satılıyor. Tarım lobisi pazarların paylaşılmasını sağlıyor, sanayi ülkeleri mısırdan biyo-yakıt yapıyor ve fiyatları yukarı çekiyor. Sonuçta atmosferi ısıtan da onlar… Ama buna rağmen, küresel ısınmanın etkilerinden en az onlar etkileniyor. Zirveden beklentiler minimal. Evsahibi ülke dışında hiçbir hükümet başkanının katılmaması da bunun göstergesi.”

Başkent gazetelerinden Neues Deutschland gazetesinin yorumunda ise şu satırları okuyoruz.

“Beslenme hakkından uzun süredir bahsediliyor ama mesaj ilgililere hâlâ ulaşmamış görünüyor. Rakamlar alarm verici nitelikte. İlk kez dünyada açlık çeken insan sayısı bir milyarın üzerine çıktı. Üstelik 2008 ve 2009'daki rekor hasada rağmen... Tezat gibi görünse de açlık çekenlerin neredeyse yüzde 80'i taşrada yaşıyor. Zirvede küçük çiftçinin teşvik edilmesi kararlaştırıldı. Ama ortada ne finansman var, ne bu kararın nasıl hayata geçirileceği belli, ne de hedeflerin kontrolü. Boş vaatler açların karnını doyurmuyor.”

Offenburger Tageblatt gazetesiyse Aralık ayında Kopenhag’da düzenlenecek iklim zirvesi öncesi son durumu değerlendiriyor yorumunda:

“Zirve şimdiden ölü ilan edildi. Bu şaşırtmadı da. Kültürel açıdan çok daha homojen olmasına rağmen 27 AB ülkesinin salatalık yönetmeliği üzerinde anlaşması bile zor oluyor. Kopenhag’da ise dünya ülkeleri iklimi kurtarmaya çalışıyor. Diğer yanda tarihe bir göz atıldığında, insanların felaketlere nasıl davetiye çıkardıkları da açık. Daha Romalılar döneminde kadırga inşası için İtalya'nın ormanları yağmalanır, Fransızlar sanayileşmenin başlangıcında, kömürün sunduğu enerji alternatifine rağmen ormanları yakıp kül ederdi. Ne hikmetse ancak etekler gerçekten tutuşunca harekete geçiliyor.”


© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu


Editör: Murat Çelikkafa