1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

18.02.2009 - Avrupa basınından özetler

Derleyen: Ahmet Günaltay18 Şubat 2009

Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier'in Irak ziyareti, Kosova'nın birinci bağımsızlık yıldönümü, Taliban'ın Pakistan'daki etkileri ve küresel ekonomik kriz, bugünkü Avrupa basınının başlıca yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/Gwc2

İsviçre’nin Neue Zürcher Zeitung gazetesindeki yorum ise özetle şöyle:

“Irak aniden göze girdi. Almanya Dışişleri bakanı, ‘Irak hükümeti ülkenin siyasi istikrara kavuşturulmasında önemli yol kat etti, biz de yeni Irak’ı demokratik istikrarı ve mezhepler ve etnik gruplar arasında barışçı dengeyi sağlama yolunda desteklemek istiyoruz’, diyor. Bu çok iyi. Mamafih Berlin’den gelen merhamet sahibi ziyaretçinin Irak’ı bugünkü duruma kimin getirdiğini ve mezhepler arasındaki adil dengenin kurulmasının şimdiye kadar nelere mal olduğunu da söylemesi gerekirdi. George Bush’un siyaset sahnesini terk etmesinden ve yeni Başkan’ın terörle mücadeleyi sürdüreceğini açıklamasından sonra dargınlık kültürü rafa kalktı. Şimdi Bağdat’a ticari temsilciler akın ediyor. Geçen hafta Sarkozy Bağdat’taydı. Bu hafta da seçim kampanyasındaki Alman Dışişleri Bakanı Irak başkentinde nabız yokladı. Bağdat’a yakında diğerleri de gider. Irak’ın demokrasiye kavuşması en ucuz politikayı bile meşruiyet zemini arama zahmetinden kurtarmış oldu.”

Basın turumuzda Kosova konusunda bir yorum var sırada. Fransız Le Monde gazetesinde şu satırlar yer alıyor:

“Kosova’nın bir yıl önce başlayan bağımsızlığı kısmen kuruntudur. Kosova uluslararası idare altında. Bu statüsü, Avrupa’nın en fakir bölgesinin kalkınması önünde engeldir. Mitroviça’nın güneyi Arnavutların, kuzeyi ise Sırpların. Güneydeki Sırplar geleceği meçhul gettolaşmış bölgelerde yaşıyorlar. Bir yıl önce bağımsızlığını ilan eden Kosova, etnik zenginliği benimsemiş egemen bir devlet olmanın çok uzağında.”

Avusturya’nın Salzburger Nachrichten gazetesinden aktaracağımız yorumun konusu ise Taliban’ın Pakistan’ddaki nüfuzunu arttırmaya başlaması:

“Seçimden önce Pakistanlı politikacılar geçmişten aldıkları dersle, devletin ve 140 milyon Pakistanlının çıkarlarını her şeyin üzerinde tutacaklarını, Pakistan’ı kurulduğundan beri geri bırakan kötü yönetime son vereceklerini söylüyorlardı. O kadar eksiğe rağmen son bir yılda Pakistan meclisinden sadece dört kanun geçti. Zerdari’nin 63 bakanlı kabinesi göz doldurmaktan çok uzak. Elektrik sıkıntısı yüzünden tekstil endüstrisi yarı kapasiteyle çalışabiliyor. Radikal unsurların güçlenmesinden ülkeyi kötü yönetenler sorumludur.”

Son olarak, İspanyol El Pais gazetesinin Amerikan ekonomik teşvik programını konu alan yorumunu sunuyoruz:

“Amerikan konjonktür programı dünya ekonomisi açısından hayati önem taşıyor. Başkan Obama, ‘yanılma riski de olsa bir şeyler yapmak, piyasaların felakete sürüklenmesine seyirci kalmaktan evladır’, düsturuyla hareket ediyor. Resesyon iktisat kitaplarındaki çareleri geçersiz kılacak boyutlara vardığından, riskleri kestirmek hemen hemen imkansız. Obama en azından ekonomi çarklarının parayla beslenmesi gerektiğine herkesi ikna etti. Ama programın başarısı finans branşının kurtarılmasına bağlı. Ama bu branşta şimdiye kadar başvurulan bütün çareler boşa gitti.”