1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1803 Presseschau 2

18 Mart 2010

ABD - İsrail ilişkileri, Çin’in Tahran’a yönelik yaptırımlara yaklaşımı, Başbakan Merkel’in AB İstikrar Paktı ile ilgili açıklamaları ve Fransa’daki ETA çatışması bugünkü Avrupa gazetelerinin yorum konularından.

https://p.dw.com/p/MVt6
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Fransız La République des Pyrénées gazetesi, yeni Yahudi yerleşim birimleri inşaatlarından vazgeçmeyen İsrail ile ABD arasında yükselen tansiyonu taşıyor bugünkü yorumlarına:

“Natanyahu'nun ne istediğini kimse bilmiyor. Son kriz Beyaz Saray’ın İsrail Başbakanına erken seçimler konusunda yeterli baskıyı yapmasına imkân sağlayacak mı? Barış görüşmelerine yeniden dönmek mi, yoksa ABD ile olan ilişkilerin kötüleşmesini göze almak mı? İsrail’in Haartez gazetesi Başbakan Netanyahu’ya manşetten ‘Amerika’nın çağrınsa kulak ver’ diye seslense de görüşmelere yeniden başlanacağı şu an için oldukça şüphe götürür.”

BM Güvenlik Konseyi’nde nükleer faaliyetlerinden vazgeçmeyen İran’a yönelik yeni yaptırımlar gündemde. İtalya’nın Milano kentinde yayımlanan sağ-liberal eğilimli Corriere della Sera gazetesi BM Güvenlik Konseyi’nde veto hakkı bulunan Çin’in Tahran’a karşı yaklaşımını değerlendiriyor:

“Batı dikkatini Çin’e yöneltip, Pekin’in bir sonraki adımının ne olacağını öğrenme hevesinden vazgeçmeyecektir. Şu günlerde BM Güvenlik Konseyi ve üye ülkelerin yönetimleri İran’a yönelik yeni yaptırımlar konusunda uzlaşma arayışında. (…) Eskiden ABD ve Avrupalılar, İran konusunda kararsız kalan Rusya ve Çin’i kendi saflarına çekmeye çalışıyordu. Bu sefer Rusya’yı ikna etmek zor olmayacak ancak Çin hala itirazını sürdürüyor. Böylece Tahran’da Çin Seddi’nin koruması altında kalmaya devam edecektir.”

Hollanda’da yayımlanan de Volkskrant gazetesiyse, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in AB İstikrar Paktı şartlarının sertleştirilmesi yönündeki talebini yorumluyor. Gazete Merkel’in bu isteğini “gerçek dışı” olarak tanımlıyor:

“Merkel’in İstikrar Paktı şartlarının sıkılaştırılması talebi, Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble’nin ortaya attığı öneriyi destekler nitelikte. Bu fikir oldukça gerçek dışı. Çünkü gerçekleşebilmesi için Lizbon Antlaşmasının da değiştirilmesi gerekiyor. Bunun için de tüm üye ülkelerin aynı görüşte olması şart. Ucunda bazı ülkelerin Euro bölgesi ortaklığından ayrılması söz konusu olsa bile. Merkel Alman kamuoyunun beklentilerine gönderme yaparak; ‘Yunanistan'a siyasi destek vermeye hazırız, maddi desteğe değil’ mesajını verdi.”

Fransız İçişleri Bakanlığı, önceki gün Paris yakınlarında bir polis memurunun ölümüyle sonuçlanan silahlı çatışmadan ETA örgütünün sorumlu olduğunu açıkladı. İspanya'nın Bask bölgesinin bağımsızlığı için yaklaşık 40 yıldır terör eylemleri düzenleyen ETA örgütü şimdiye kadar Fransa'da saldırı düzenlememişti. İspanya'nın başkenti Madrid'de yayımlanan El Mundo gazetesinin konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Fransa bu saldırıdan dolayı ETA'yı affetmeyecektir. Paris yakınlarındaki polis cinayeti, terör örgütü üyelerinin giderek daha fazla hata yapıp, işi yüzlerine gözlerine bulaştırmaya başladıklarını gösteriyor. Teröristler, otomobil galerisine düzenledikleri saldırıda yakalanma risklerinin yüksek olduğunu biliyordu. Çaresizce yapılan benzer eylemler şimdiye kadar ETA'ya yabancıydı. Polisin ölümü örgüt için büyük bir felakete yol açabilir. ETA sadece siyasileri değil, polisi ve Fransız toplumunu da karşısına almış oldu. Cumhurbaşkanı Sarkozy, sorumluları yakalayıp gerekli cezaya çarptırana kadar rahat etmeyeceklerini söyledi.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Ahmet Günaltay