1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

18.05.2009 - Avrupa basınından özetler

18 Mayıs 2009

18 Mayıs 2009 tarihli Avrupa gazetelerinin sayfalarına taşıdığı yorumlar arasında Ortadoğu barış sürecinde yer alması öngörülen İran ve Hamas ilgili değerlendirmeler öne çıkıyor.

https://p.dw.com/p/Hsba
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa / DW-Montage

Avusturya'nın başkenti Viyana'da yayımlanan Der Standard, çeşitli yönlerden İran ve Hamas'ın Ortadoğu barış sürecindeki yerini değerlendiriyor:

“Karamsarlar, Obama'nın yola çıkardığı barış treninin Tahran'la yaşanan nükleer ihtilaf nedeniyle raydan çıkabileceğine işaret ediyor. İyimserler ise bu tartışmaların sadece zihinlerde bir sorun teşkil ettiğini savunuyor. Zira Ortadoğu'daki barış sürecinin en önemli ayağını Filistin ve İsrail arasında sağlanacak iki devletli çözüm teşkil ediyor. Bu çözüm gerçekleştiği takdirde İran'ın meseleye müdahalesi de Hamas'ın bölgedeki gücü de zayıflayacak. ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell ise Hamas ve Hizbullah'ı barış sürecine katarak, bu güçlerin eğilimlerini kontrol etmeyi ve bölgedeki dengeyi sağlamayı hedefliyor.”

Luxemburg'da yayımlanan Luxemburger Wort, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın yarın başlayacak Bosna, Sırbistan ve Kosova temaslarını "gerçekçiliğin geri dönüşü" şeklinde veriyor:

“Büyük güçler, sadece 1914'de Avusturya Macaristan veliahtı Franz Ferdinand'a yapılan suikasttan bu yana değil, oldukça uzun bir zamandır, Batı Balkanlar'da olup bitenleri yakından takip ediyor. Bu bölgede bir araya gelme ihtimali düşük Ortodoks, Osmanlı ve Doğu kültürünün tarihi bağları var. Aslında bölge çeşitliliğin ideal bir bileşimi. Ancak yakın tarihte, bölgede trajik bir şekilde hoşgörüsüzlük ve fanatizme de şahit olundu. Balkanlar, katliamlar ve insanlık adına işlenen suçlarla anılmaya başladı. Avrupa Birliği'nin genişleme politikasında Türkiye'yi dışarıda tutması Batı Balkanlar'daki stratejisine de uygun düşmüyor. Bölgede güçlenen ABD mevcudiyeti, Sırbistan'ı Rusya'ya yaklaştırırken, Türkiye’nin denge rolünü yerine getirememesi de onu Orta Asya'da bölgesel güç olmaya sevk edecektir.”

Fransa'nın başkenti Paris'te yayımlanan Liberation gazetesiyse Sri Lanka'da hükümet güçlerinin Tamil gerillalarına karşı kazandığı zaferin adaya barış getireceği düşüncesine kuşkuyla yaklaşıyor:

“Devlet güçlerinin zafer sonrası şartları, bu ülkenin geleceği ile ilgili şüphe uyandırıyor. Hükümet, yardım kuruluşlarına ve basına, çatışma bölgesine ve mülteci kamplarına girilmesi konusunda fiili yasak getirdi. Ülkede bulunan yerel gazeteciler ise hükümete yönelik eleştiri yaptıkları takdirde bunu canlarıyla ödeme tehlikesiyle karşı karşıyalar. BM bölgede baş gösteren zulmü açıkça dile getiren yegâne kuruluş. Uluslararası toplum insanlık adına işlenen bu cürüme ya kayıtsız kalacak ya da suç ortağı olacak. Elbette başka bir yol da mümkün: Dünyanın Sri Lanka yönetimini ülkede yaşayan etnik ve dini azınlıkların haklarını koruması hususunda harekete geçirmesi.”

Myanmar'daki askeri yönetim, muhalefet lideri Aung San Suu Kyi'nin ev hapsinin ihlal ettiğini öne sürerek, hakkında yeniden dava açtı. Amsterdam'da yayımlanan Volkskrant, sözkonusu dava ile ilgili şu yorumu yapıyor:


“BM etkin olmayan politikaları Aung San Suu Kyi'nin durumunu daha da kötü hale getiriyor. 63 yaşındaki muhalefet lideri, geçen yıl BM temsilcisinin kendisini ziyaret etme talebini, yaşadığı haksızlığa olumlu yönde bir katkı sağlamadığı gerekçesiyle reddetmişti. Dış dünya ise bunu onaylamaktan öte gidemiyor. Ülkedeki askeri cunta açtığı yeni daya ile birlikte ülkedeki yegâne güç olduğunu ve ne isterse yapabileceğini bir kez daha göstermiş oldu.”


Derleyen: Özlem Coşkun

Editör: Murat Çelikkafa