18.10.2011 - Alman basınından özetler

Stuttgarter Nachrichten gazetesi, bir kadının mesleki kariyer yapma şansının ancak çocuksuz kalması şartıyla mümkün olduğuna dikkat çekiyor; zira kadınların mesleki kariyerlerinin temelini 30’lu 40’lı yaşlarında attıklarını belirtiyor. Gazetenin yorumu şöyle devam ediyor:

“Ayrıca, kadın haklarında ileri doğru bir adım atılsa bile bu adım çoğu zaman hukuksal kararların bir adım gerisinde kalıyor. Nitekim Federal Yargıtay Ağustos ayında aldığı bir kararda, tek başına çocuk yetiştiren kadınların, çocuklarının masraflarını kendilerinin üstlenmesi gerektiğine hükmetmişti. (Almanya’da) her iki evlilikten birinin boşanma ile sonuçlandığı göz önünde tutulacak olursa, bir kadın aile kurmak istediğinde sadece mesleki kariyerini tehlikeye atmış olmuyor, parasal açıdan da çökme riskiyle karşı karşıya kalıyor. Tüm bu sebeplerden ötürü, uygulanacak bir kadın kotası, siyaseti ve ekonomi çevrelerini, çocukların bakım olanaklarını iyileştirmeleri yönünde zorlayacaktır.”

Frankfurter Rundschau gazetesi , borsada kayıtlı işletmelerin yönetim kademelerinde uygulanması talep edilen kadın kotasının gerçekten de bir zorunluluk olduğunu hatırlatıyor, ancak bu önlemden sadece belirli bir kadın grubunun yararlanacağı görüşünü savunuyor:

“Kadın kotası uygulaması ile kadınların tümüne yardım edilmiş olmayacaktır. Daha 1998 yılında o zamanki sosyal demokrat-Yeşil koalisyon hükümetinin önerdiği, özel işletmelerde kadın-erkek oranının eşit olmasına ilişkin yasanın bugün uygulanması önemli bir adım olabilir. Ama bunun yanı sıra yasal asgari ücret uygulaması ve düşük ücretli işlerin de sosyal güvence kapsamına alınması bir o kadar önem taşıyor. Tüm bunlar (Almanya’nın) 2020'ye kadar acilen ele alınması gerekli gündem maddeleri arasında bulunuyor.”

Baden-Württemberg eyaletinde yayımlanan Eßlinger Zeitung adlı gazete, “Wall Street’i İşgal Et” hareketi Almanya’ya sirayet ediyor” başlığı altındaki analiz-yorumunda özetle şu görüşlere yer veriyor:

“Brüksel’de hazırlanan milyarlık Euro kurtarma paketleri, Avrupa'da halkın kitlesel olarak sokağa dökülmesi için çok soyut kalıyor. Ne zaman ki bu pakete en fazla katkısı olan Almanya’da vergiler artırılır ve yoksulluk artmaya başlar, işte o zaman bu işgal hareketi devlete ve topluma etkileri olacak büyük ve derin bir harekete dönüşür.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinden seçtiğimiz yorum ise, Fransa’da sosyalistlerin cumhurbaşkanlığına aday gösterdikleri François Hollande ile ilgili. Gazete, diyalogdan yana ve yumuşak bir üsluba sahip olan Hollande’ın, bu siyasi maratonu sonuna kadar götürebilecek güce sahip olup olmadığını önümüzdeki dönemin göstereceğini belirtiyor ve ekliyor:

“Hollande’ın önünde duran ilk önemli görev, dağınık durumdaki sosyalist güçleri birleştirmeye çalışmak olacaktır. Hollande’ın karşısına sol kanattan Yeşil bir cumhurbaşkanı adayı ile Sol Parti’nin komünistler ile birlikte gösterdiği ortak aday çıkacak. Böylece cumhurbaşkanlığının daha ilk turunda sol oylar bölünmüş olacak. Hollande’ın bu sol oyları sonuçta kendi tarafına çekip çekmeyeceği belli değil. Ancak Hollande, merkezdeki oyları da toplayabilecek en şanslı aday olarak görülüyor. Ve Hollande’ın bu yarışta en önemli avantajı, cumhurbaşkanı Sarkozy’nin popülaritesinin şu sıralarda oldukça düşük olması. Ne var ki bu durumu kendi lehine değiştirmek için Sarkozy’nin önünde daha altı aylık bir süre var.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Gezal Acer