1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

18.11.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Hülya Topcu18 Kasım 2004
https://p.dw.com/p/Absc

Amerikan birliklerinin Felluce’de sürdürdüğü operasyon, yeni AB Komisyonu, Almanya’da Müslümanlar'la ilgili tartışmalar ve Almanya’daki ekonomik büyüme tahminleri bugün Alman basında ağırlıklı olarak ele alınan konular.

Mannheimer Morgen gazetesi, Irak’taki durumun endişe verici olduğunu vurguladığı yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Amerikan gizli servis çalışanlarının bir süre önce yaptığı açıklama, Irak’ta son dönemlerde yaşanan şiddet olaylarıyla doğrulanmış oldu. İsyancıların başkaldırışı ve terörizme karşı yürütülen mücadele uzun süredir kontrolden çıkmış durumda. Ülkenin büyük bir bölümünüde anarşi hakim. ABD, Felluce operasyonunun bedelini ağır ödeyecek. Ülkede Ocak ayında yapılması planlanan seçimlerin büyük olasılıkla ertelenmesi gerekecek.”

Süddeutsche Zeitung gazetesinde aynı konuyla ilgili olarak Petra Steinberger imzasıyla yayınlanan yorum ise şöyle:

”Daniel Pearl, Margaret Hassan ya da kaçırılan diğer rehineler sayesinde isyancılar bir hedefe hizmet ediyor. Ülkedeki yabancı yardım örgütlerinin çekilmesi için rehin alma ya da şiddet eylemleri düzenliyorlar. Oysa Batı’nın Irak’a yardımları biterse, Irak’ın sonu gelir ve işte halk o zaman teröristlerin elinde rehin olur.”

AB Komisyonu'nun müstakbel başkanı Jose Manuel Barroso’nun listesindeki bazı isimler Avrupa Parlamentosu’nda tepki görmüştü. Barroso, Parlamento'dan onay alamayacağını anladığı için de listesini son anda geri çekmişti. Komisyon'da tartışmalı bulunan isimlerin yerine şimdi yenileri atandı. Frankfurter Rundschau gazetesi yeni Komisyon'a ayırdığı yorum sütunlarında şu görüşlere yer veriyor:

"Barroso başkanlığındaki yeni Komisyon tökezleyerek göreve geldi ama yine de şansı yüksek. Komisyon Avrupalılalar'ı yakından ilgilendiren iki önemli konuya konsantre olmuş durumda. Bunlardan ilki iş güvencesi ve refahın korunması diğeri ise iç güvenlik. Vatandaşlarına yarar sağlayan bir Avrupa’nın kazanacağı kesin. Bu nedenle Barroso’nun doğru yolda olduğu söylenebilir.”

Alman basınında, Almanya’da birkaç gündür oldukça tartışılan Müslümanlar’a dini tatil verilmesi önerisiyle tartışmalar da dikkat çekiyor. Münih’te yayımlanan Tageszeitung’un yorumu:

”Almanya’da yaşayan Müslümanlar'la Hristiyanlar arasında kalıcı barışın sağlanmasına ne yardım eder? Devletin yukarıdan belirleyeceği düzenlemelerin buna yardım etmeyeceği kesin. Yeşiller Partili Christian Ströbele, Müslümanlar’a dini tatil verilmesi önerisiyle bunu talep etmiş oldu. Bu öneriye gelen tepkiler, Ströbele’nin toplum içinde daha fazla bölünmelere neden olduğunu gösteriyor. Oysa entegrasyon, insanların birbirlerine karşı açık olduğu noktada başlar. İnsanların anlamadığı bir dil konuşulursa, bununla diğer insanların güvenini kazanmak da mümkün olur mu? O zaman komşularımıza soralım bakalım. Devletin yukarıdan koyacağı düzenlemeleri mi istiyor yoksa, burada yaşayan yabancıların Alman toplumuna daha fazla ilgi göstermesini ve uyum sağlamasını mı?”

Hamburg’da yayımlanan Die Zeit gazetesi ise olaya farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor:

”Liberal hukuk devleti ülkedeki azınlıkları çoğunluğa karşı korur. Yeri geldiğinde de çoğunluğu başına buyruk azınlıktan korur. Ancak devlet bu görevini zamanında ve istenildiği gibi yerine getirmezse o zaman o ülkede yaşayan çoğunluk bu konuya el atar ve Hollanda’da olduğu gibi camilere şiddet eylemleri düzenler. Ancak devlet bunu kesinlikle kabul edemez. Devletin gücünü kaybetmesini de ne çoğunluk, ne da azınlık istemez.”

Son olarak Almanya’daki ekonomik büyüme tahminleriyle ilgili olarak Süddeutsche Zeitung gazetesinde yayımlanan bir yorumu aktarıyoruz:

”Almanya’da girişimciler için sağlıklı bir ortamın mevcut olması iyi bir haber. Yani Almanya bu konudaki problemini çözmüş oldu. Ancak bu tabii ülkenin daha fazla büyüme için gerekli zemini yaratmasına bağlı. Bunu başarmak da zor değil. Ülkedeki sosyal sistemde nüfusla ilgili değişikliklere göre düzenlemelere gidilmesi, daha sonra da iş pazarında bazı değişikliklerin yapılması gerekiyor ki, bu bir süredir başladı. Bundan sonra atılacak adımsa eğitim politikasının yenilenmesi, doğu Almanya’ya yapılan mali yardımların incelenmesi ve herşeyden önemlisi araştırma ve geliştirmeye daha fazla önem verilmesi.”