1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

19.05.2011 - Avrupa basınından özetler

19 Mayıs 2011

Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorumların tamamı, cinsel taciz suçlamasıyla ABD’de tutuklanan ve görevinden istifa ettiği açıklanan IMF eski Başkanı Dominique Strauss-Kahn’dan sonraki döneme ilişkin.

https://p.dw.com/p/11Jbk

Muhafazakar Norveç gazetesi Aftenposten, Strauss-Kahn olayının, çok sayıda ülkenin, ulusal ve uluslararası birçok finans kuruluşunun karşı karşıya olduğu sorunların üstesinden gelmelerinde IMF’nin elinin kolunun bağlanmasına meydan vermemesi gerektiğini savunuyor. Yorum şöyle devam ediyor:

“Uluslararası Para Fonu’ndaki başkanlık krizi, güçlü ekonomik büyüme gösteren Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelerin bu kuruluş içinde daha iyi temsil edilmesinin, en üst kademelere kadar yükselmelerinin sağlanmasını gerekli kılıyor. Bu talebin uygun olmayan hiçbir yönü yok. IMF 1944 yılında kuruldu. O zamandan bu yana dünya çok değişti. Donmuş, günümüzün gereklerine ayak uyduramayan bu tür uluslararası kuruluşların değeri de düşer."

Sol liberal İngiliz gazetesi Independent, her büyük uluslararası kuruluş gibi IMF’nin de bünyesindeki acil çözüm bekleyen sorunlara hızlı yanıt verme yeteneğinde olmadığına işaret ederek, yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Kuruluşun zirvesindeki bu ani boşluğun, tam da başkanlığa Avrupa dışından birisinin bulunması için baskıların arttığı bu döneme rastgelmiş olması üzücüdür. Burada sözkonusu olan, Strauss-Kahn’dan boşalacak göreve kimin getirileceğinden ziyade, Avrupalılık geleneğinin sürüdürülüp sürdürülmeyecek olmasıdır. Bir an önce yerine başkasının bulunması için yeteri kadar sebep bulunmakta. Öte yandan Avrupa’nın bu kuruluşun yöneticiliğini üstlenme talebinden kesinlikle vazgeçmemesi gerekir; özellikle de Euro kuşağının sorunları IMF’nin en önemli konusuyken. Herhangi bir geçici çözüm de konunun sürüncemede kalmasına yol açabilir.”


Polonya gazetesi Gazeta Wyborcza, IMF’nin AB’nin politikalarında nüfuz sahibi olduğunu, zira Almanya’nın 2010 yılında diğer ülkelerin karşı çıkmasına rağmen Yunanistan’ı kurtarma operasyonuna IMF’nin katkıda bulunmasını kabul ettirdiğini belirtiyor. Yorumun devamı şöyle:

“IMF’nin devreye girmesi, Paris’in uzun direnişi ardından mümkün oldu ve Brüksel’de Avrupa Komisyonu’nun aşağılanması olarak algılandı. Herkes tarafından tanınan ve kabul gören Fransız adayın şef koltuğuna oturmasıyla anlaşmazlığa nokta konuldu. Ama bu göreve şimdi Avrupa dışından gelecek, kurtarma programları konusunda da söz söyleme hakkı bulunacak bir uzman atanacak olursa, Merkel’in o zamanki görüşlerinin yol açtığı küskünlük nüksedecektir. Şimdi IMF’nin başına acaba Avrupalı bir kadın mı geliyor? Fransız Christine Lagarde’ın medyada favori adaylar arasında görülmesi belki de bundandır.”

Hollanda gazetesi ABC ise Strauss-Kahn sonrası IMF dönemine ilişkin yorumunda, Batı dışındaki ülkelere de imkan tanınmasından yana görüş belirtiyor:

“Strauss-Kahn skandalından ayrı olarak 65 yıldan bu yana Çin, Hindistan, Brezilya ve diğerlerinin finansal ve siyasi katkılarıyla ayakta durabilen IMF’deki güç ilişkileri sarsılmıştır. Almanya Başbakanı Angela Merkel’ın tam da Euro kirizi nedeniyle IMF’nin bir Avrupalı tarafından yönetilmesi gerektiği yönündeki görüşü akla yatkın geliyor. Bu konuda uzmanlaşmış yeteri kadar aday da var. Ancak siyasi kompozisyon başka bir yöne işaret ediyor. Amerika ile Avrupa, IMF’nin yönetim kadrolarını diğer kıtalara da açarlarsa, iyi bir iş yapmış olurlar. Ama geçmişte ısrar edecek olurlarsa, o zaman batılı olmayan güçler tarafından ezilip geçilebilirler.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Ahmet Günaltay