1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1908 Presseschau 2

Nihat Halici19 Ağustos 2010

Fransa'da Romanları sınır dışı etme operasyonu, su sıkıntısı ve Lübnan'da yaşayan Filistinliler'in çalışma koşulları bugünkü Avrupa gazetelerinin yorum sütunlarında öne çıkıyor.

https://p.dw.com/p/OrLN

Fransız La Montagne gazetesi, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin ülkede kaçak yaşayan Romanları sınır dışı etme kararını yorum sütunlarına taşıyor.

“Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin kendisi de Macar kökenli. Peki ya Romansa? Le Monde gazetesine demeç veren Avusturya’da yaşayan ve soyadı Sarkozy olan Romanlardan birçoğu Sarkozy adının çok tipik Roman soyadı olduğunu, dolayısıyla Fransa Cumhurbaşkanının Roman olabileceğini söylüyor. Bu Fransa’daki gerçeği değiştirmez. Fransa'da Romanlar'la ilgili açıklamalarda kullanılan savaşı hatırlatan sözcükler ve onlara karşı yürütülen ölçüsüzce operasyonlar, kamuoyundaki bir kesimi tatmin etmeye yönelik. Ancak kamuoyunun bu konudaki heyecanı geçtikten sonra bunun bir bumareng etkisine yol açması da mümkün.”

Bulgaristan’ın Trud gazetesi aynı konuyla ilgili yorumunda Romanların sınır dışı edilmesini eleştiriyor:

“Fransa Romanları bize yollamaya başlıyor. Çok teşekkürler. Biz de onları itaatkar davranıp geri alıyoruz. Başka ne yapabiliriz ki? Ancak kafamız karışık. Romanlar Avrupalı mı yoksa yeterince değiller mi? Ya da bu sorunun yanıtı 'bazen Avrupalılar' ama 'heryerde değil' şeklinde mi? Yoksa gettolarda kaldıklarında daha çok Avrupalı mı oluyorlar? Avrupa’ya gittiklerinde suça eğilimli hale geliyor, dileniyor, çöpçülük yapıyor ve batılı demokrasiyi sabote ediyorlar. Peki ya cömertlik nerede kaldı? Avrupa bazıları için cömert, Romanlar sözkonusu olduğunda ise değil. Avrupalılık çifte standart anlamına geliyorsa o zaman biz de onlara çok teşekkürler diyoruz.”

İtalya’nın sol liberal La Repubblica gazetesi bugünkü sayısında, dünya genelinde yaşanan su sıkıntısını ele alıyor. Yorum şöyle:

“Önümüzdeki yıllarda daha da tırmanacak, küresel bir su kriziyle karşı karşıyayız. Bu kriz sırasında da iktidarların su hukuku konusundaki konsepti yeniden tanımlama eğilimi giderek güçleniyor. BM 28 Temmuz’da bu konuda tarihi bir adım atarak, suyu hayatın ve sağlığın temeli olarak tanımlayan bir karar aldı. Çünkü küresel ekonomi, suyun herkese ait olduğunu kabul etmiyor ve hiçbir kısıtlama olmaksızın aranabilecek ve satın alınabilecek özel mülkiyet olduğunda ısrar ediyor. Küresel ekonomik düzen bunun önündeki bütün engellerin, zincirlerin de ortadan kaldırılmasını istiyor.”

İsviçre'den Neue Zürcher Zeitung, Lübnan'da yaşayan Filistinliler'in çalışma koşullarının iyileştirilmesini ele alıyor:

“Yeni düzenlemede de Filistinlilerin kamu sektöründe çalışmalarına doktor, avukat gibi meslekleri icra etmelerine izin verilmiyor. Devletin tıbbi ve sosyal hizmetlerinden yararlanamıyor ve ev ya da daire satın alamıyorlar. Birçok kişi işverenle resmi devlet dairelerinin iş hukukundaki yeni düzenlemeleri uygulamaya geçireceğinden şüphe duyuyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu
Editör: Beklan Kulaksızoğlu