1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

19.10.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Elmas Topcu19 Ekim 2005
https://p.dw.com/p/Aboo

Alman ve Avrupa gazetelerinden derlediğimiz basın özetlerimizde, Almanya’da 18 Eylül’de yapılan erken genel seçimlerin ardından federal meclisin dün ilk kez toplanması, Yunanistan’da kuş gribi vakasına rastlanması ile Avrupa’da başlayan kuş gribi paniği, ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in Çin gezisi ve Frankfurt Kitap Fuarı öne çıkan konular.

Eylül ayındaki erken genel seçimlerin ardından dün Alman Federal Meclisi ilk kez toplandı. Bonn’da yayımlanan General Anzeiger gazetesi, yeni hükümetin şimdiye dek birbirine rakip olan iki partiden kurulmasını ve bu koalisyonun geleceğini şöyle yorumluyor:

“Kuzey Ren Westfalya Eyaleti’ndeki seçimleri kaybetmesinin ardından Sosyal Demokrat Parti erken genel seçimlere gidileceği duyurulmuştu. Mayıs ayındaki bu açıklamadan beri Almanya’da ciddi anlamda görev yapan bir hükümet yok. Kurulmakta olan yeni koalisyon ise Noel’e kadar çalışmalarına başlayamayacak. Yeni hükümette yer alan partilerin birbirine yaklaşması zaman alıyor, nihayetinde Sosyal Demokratlar ile Hıristiyan Birlik partileri tam 36 yıldır birbirine rakip oldu, seçim kampanyalarında birbirine karşı mücadele etti. Şimdi ise birlikte çalışmak zorundalar.”

Pforzheimer Zeitung gazetesi de yorumunda, yeni hükümeti zorlu görevlerin beklediğini bu nedenle halkın desteğine ihtiyacı olduğunu yazıyor. Yorumun devamında şu satırları okuyoruz:

“Kurulmakta olan yeni koalisyonun en acil görevi, Almanya’yı yeniden yol alan bir ülke haline dönüştürmesi. Bunu yaparken de mucize falan yaşanmayacağı biliniyor. Yeni hükümetin başbakanı olmaya hazırlanan Angela Merkel, şu anki Başbakan Gerhard Schröder’den farklı adımlar atmayacak. Halk ise ‘reform yapın, ama ucu bana dokunmasın’ düşüncesinde. Vatandaşın bu bakış açısı, bir başbakanın tüm yaptırım gücünü elinden alıyor, çünkü ülkeleri yönetenler sadece politikacılar değil, halktır ve hükümetler onların desteğine ihtiyaç duyar.”

Bu arada yeni hükümetin ortakları Sosyal Demokrat Parti ve Hıristiyan Birlik partileri koalisyon görüşmelerine devam ediyor. Partilerin dünkü oturumunda, gerginlik yaratan bir konu da başbakanlık görevini yürütmekte olan Schröder’in, geçen hafta Türkiye’ye yaptığı gezideki konuşması oldu. Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi bu gerginliği şöyle analiz ediyor:

“Kurulmakta olan yeni koalisyona başkanlık yapacak olan Angela Merkel ve partisi Hıristiyan Birlik, Schröder’in Türkiye gezisindeki tutumunu eleştirdi. Schröder, Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın davetlisi olarak gittiği İstanbul’da katıldığı iftar yemeğinde, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğini desteklemeye devam edeceklerini söylemişti. Angela Merkel ise seçimlerin ardından Schröder’in açıklama yapmadan önce kendilerine danışması gerektiğini söylüyor. Schröder’in itirazları üzerine Angela Merkel, ‘açıklamalarınız, bizim imtiyazlı ortaklık teklifimizi yerle bir etti’ diye konuştu. Schröder ise söylemlerinin mevcut anlaşmalara uygun düştüğünü savundu.”

Avrupa Birliği’ne sıçrayan kuş gribi ve Avrupa’da bu nedenle yaşanan panik, Avrupa basınında yer alan bir diğer konu. Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi, virüsün insandan insana geçmesi halinde yaşanabilecek felakete dikkat çekiyor yorumunda:

“Kuş gribine yol açan virüs hastalığın insandan insana geçmesine neden olabilecek hale dönüşür ise tüm dünya büyük bir salgınla karşı karşıya kalacak. Şu an itibarı ile kestiremediğimiz bu salgının günün birinde gerçekten yaşanıp yaşanmayacağı. Yaşanırsa da iki hafta içinde mi, yoksa 20 senede mi yaşanacak hiçbir ipucu yok. Kesin olan tek gerçek grip virüsünün biçimden biçime girdiği ve farklı virüslere dönüşebildiği.”

Amerikan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in Çin’e yaptığı gezi de Avrupa gazetelerinde değerlendiriliyor. Pekin’in dünyada savunmaya en fazla para ayıran üçüncü ülke olması, Washington’u uzun süredir rahatsız ediyor. ABD Savunma Bakanı, Çin gezisinde Pekin’in askeri harcamalarını yüksek tutmasına yönelik kaygılarını dile getirmekten çekinmedi. Münih’de yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi ABD’nin bu durumdan endişelenen tek ülke olmadığına dikkat çekiyor:

Çin’in askeri alandaki yatırımlarını arttırması, modern silahlar geliştirmesi, Washington yönetimi kadar komşusu olan Kore, Japonya, özellikle de Tayvan’ı da tedirgin ediyor. Buna rağmen, Amerikan yönetimin Pekin’le ilişkilerinde kullandığı tarz eleştiriliyor. Hem Çin’in komşuları hem de siyaset uzmanları Çin’e tehditler savrulması yerine, uluslararası anlaşmalarla ülkenin diğer devletlere bağlanmasını, böylesi bir yöntemle dizginlenmesini istiyor.”

Frankfurt’ta yapılan ve bu yıl Orhan Pamuk’un Alman Yayıncılar Birliği Barış Ödülü’nü alacağı Frankfurt Kitap Fuarı’na ilişkin bir yorum da dikkat çekiyor. Berlin’de yayımlanan Der Tagesspiegel gazetesi, Pamuk’a ödül verilmesini fuarın en önemli olayı olarak nitelendiriyor:

“Bu yılki fuarın konuk ülkesi bölünmüş olan Asya ülkesi Kore. Alman Yayıncılar Birliği’nin Barış Ödülü’ne layık görülen Türk yazar Orhan Pamuk da ülkesinde bir nevi bölünmelere neden olmuş bir yazar. Pamuk, Türkiye’de doğu ile batı, geleneksel olan ile modern arasında bölünmeler yarattı. Türkiye’nin tam da bu tartışmaların yaşandığı bir dönemde Avrupa Birliği’ne girmek istemesi ilginç. Orhan Pamuk, ülkesinin Avrupa Birilği’ne girmesi için mücadele ediyor. Geçmişin karanlık dönemlerine yönelik açıklamaları belki de Türkiye’deki reform sürecini sona erdiren kişisel olarak atılmış bir adıma dönüşecek.”