19.12.2008 - Avrupa basınından özetler

İsviçre’den Neue Zürcher Zeitung, Alman dış istihbarat teşkilatı BND ajanlarının Irak Savaşı sırasındaki faaliyetlerini incelemek için Federal Meclis’e kurulan araştırma komisyonuna istinaden şu yorumu yapıyor:

“Belki de dış politika ve siyasi gücün kullanımı konusunda temel prensiplerin gözden geçirilmesi gerek. Almanya’nın, siyasi çıkarlarını koruma konusunda çok itidalli davranması ve ülke dışına asker gönderilmesi alanında çok hassas olmasını tarihe bakarak anlayışla karşılamak mümkün. Ama Almanya bugün ekonomik bir dev ve siyasi ağırlığı da var. Bu nedenle çıkarlarını korumak için askeri yöntemlere ve gizli istihbarata başvurmasının da olağan olması gerek. Açık kurallara uygun olduğu sürece, bu normal bir tutumdur.”

Fransa’nın Nice kentinde yayımlanan Nice-Matin gazetesi ise finans krizinin Fransa ve Almanya’daki etkilerine değiniyor:

“Korktuğumuz başımıza geldi. Fransız ekonomisi dördüncü çeyrekte ciddi düşüş kaydetti. 2009’da resesyon geliyor. Örnek Almanya’nın da aynı tabloyu sergilemesi, bir teselli değil. Aksine. En iyi müşterimizin topallaması, bizim kırık bacağımızı iyileştirmiyor. En iyi ikinci müşterimiz olan İngiltere’nin felç olması da, bizi felç etmeye yetiyor. Tüm hükümetlerin çabalarına rağmen, ekonomilerin hızla küçülmesi, gerçekten endişe verici.”

Sol liberal Macar gazete Nepszabadsag da küresel finans krizinin aslında piyasadaki sağlıksız dengeleri gözler önüne serdiği yorumunu yapıyor:

“Şu anda sadece parası olan ve gerçekten ihtiyacı olan bir araba alıyor. Başka bir deyişle bugüne kadar bir araba alanların yarısı, ihtiyacı olmayan veya yeterli parası olmayan kişilerdi. Satışların düşmesi üzücü, ancak şu anki tüketim belki de gerçek ihtiyaçları yansıtıyor. Ama siyaset ve finans dünyası ise ellerindeki her imkanı kullanarak üretim ve tüketimi altı ay önceki düzeye çıkarmaya çalışıyor. Peki bunu gerçekten isteyip istemediğimizi sormanın vakti gelmedi mi?”

Fransa’dan Dernières Nouvelles d'Alsace gazetesi ise AB dönem başkanlığını devralmaya hazırlanan Çek Cumhuriyeti hakkında şu satırlara yer veriyor:

“Sarkozy’nin siyasete ağırlık veren çizgisinin ardından teknokratlar mı gelecek? Bu endişe yerinde, çünkü Çekler'in 1 Ocak’tan itibaren nasıl bir çizgi izleyeceği hala belirsizliğini koruyor. Oysa yapılacak çok iş var. Lizbon Antlaşması’nın hem İrlanda hem de Çek Cumhuriyeti tarafından onaylanması gerekiyor. Gelecek altı ayda AB dönem başkanlığını yapacak bir ülkenin, antlaşmayı hala imzalamamış olması, istihzanın ta kendisi.”