1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

20.01.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Aydın Üstünel20 Ocak 2004
https://p.dw.com/p/Abw0

ABD’de, Kasım ayında yapılacak başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi Başkan George W. Bush’un karşısına çıkacak Demokrat adayı belirlemek için yapılan ilk ön seçim, Washington’ın BM’yi Irak’ta daha büyük rol üstlenmeye ikna çabaları, AB’nin kapısını çalan Türkiye ve Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Afrika gezisi, bugün Alman gazetelerinin yorum sütunlarında ağırlıklı olarak göze çarpan konu başlıkları...

Düsseldorf’da çıkan Rhenische Post gazetesi bu sabahki baskısında, Almanya Başbakanı Schröder’in Afrika gezisine ilişkin şu yoruma yer veriyor:

“Schröder’in 'Afrika’nın ağır sorunlarını çözmesine yardımcı olmakta kararlıyız‘ şeklindeki demeçleri açıklamaları kulağa hoş geliyor, ama dürüst olmak gerekirse pek gerçekçi değil. Almanya sadece bazı noktalarda yardımcı olabilir. Mantıklı olan yol, AB’yi devreye sokmaktır. İngiltere ve Fransa’nın zaten sömürgeci geçmişlerinden kalan bağlantı ve sorumlulukları var. Afrika, huzursuz bir kıta ve Avrupa haklı olarak güvenlik sorunlarının sıçramasından çekiniyor."

Würzburg’dan Die Tagespost adlı gazete Türkiye’nin AB’ye üyelik hedefine değinmiş:

“Komisyon, AB’nin Türkiye’nin üyeliğini kaldırıp kaldıramayacağını bilmeden yeşil ışık yakabilir mi? Ya da daha ortak bir dışişleri ve güvenlik politikası geliştirememiş olan AB, Suriye, İran ve Irak ile sınırının olmasına hazır mı? Pekala, Mayıs ayında Birliğe girecek ülkelerin liderleri, seçmenlerine Brüksel’den gelecek yeni üyelik desteklerini 70 milyon Türk ile paylaşacağını nasıl anlatabilir? Bu sorular, açıkca dile getirilmese de önemli rol oynuyorlar. Bu yüzden de ileriyi gören Avrupalı siyasetçiler, şimdiden, Türkiye’nin adaylık perspektifini aklından çıkarmasının faturasının ne kadara patlayabileceğini düşünmeye başladı.”

Essen kentinde çıkan Westdeutsche Allgemeine Zeitung adlı gazeteden seçtiğimiz yorumun konusu ise ABD’de yapılan başkanlık önseçimleri:

“2 Kasım’daki seçimlerde Cumhuriyetçiler’in adayı Başkan Bush. Demokratlar ise hala aday arayışı içinde. Mart başına kadar dişli bir isim belirginleşmezse, Hillary Clinton’ın adaylığını koyması için yapılan baskılar artacaktır. Şu anda New York senatörlüğü görevini yürüten eski First Lady, bu yılki seçimlerde ABD’nin ilk kadın başkanı olmak istediği yönündeki söylentileri sürekli olarak yalanlıyor. Ancak Demokratlar, Bush’u makamından indirmek için iyi bir fırsat ele geçirir de, bu makama oturacak uygun bir isim bulamazsa ne olacak?"

Frankfurter Rundschau adlı gazete, BM Genel Sekreteri Kofi Annan‘ın, ABD’nin Irak’taki sivil yöneticisi Paul Bremer ve Irak Geçici Hükümet Konseyi yetkilileri ile dün gerçekleştirdiği buluşmadan sonra beklenen gelişmelere ilişkin şu yorumu yapmış:

“ABD, BM’den sonra şimdi de Brüksel’in kapısını çalacak ve Irak konusunda NATO’dan askeri, AB’den de mali destek bekleyecektir... Şimdi AB’nin dünya sahnesinde hangi rolü olduğunu sergileyebilmek, Schröder ve Chirac’ın siyasi yeteneğine ve Blair’in Avrupalılığı’na kalmış. Eğer AB akıllı bir plan hazırlarsa, sadece Irak’a, ABD’ye ve BM’ye yardım etmekle kalmaz, aynı zamanda savaşa karşı çıkmak ile, savaşın yaralarını sarmanın iki farklı nokta olduğu konusunda, Avrupa’daki şüpheci halkları ikna edebilir.”

BM’nin Irak’ta üstleneceği olası bir rol, Avrupa gazetelerinin de yorum sütunlarında öne çıkan konulardan. Viyana’da çıkan liberal Der Standard gazetesi, BM’nin iki arada bir derede kaldığını yazıyor:

“BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın durumu gerçekten hiç de kolay değil. Annan bir taraftan, Irak’taki gelişmelerin ışığında, ülkenin içinde bulunduğu değişim sürecinin mümkün olduğu kadar sancısız geçmesini sağlayabilecek herkesin yardım etmesi gerektiğinin bilincinde. Ama diğer yandan da BM, Irak’a geri dönmeyi kabul ederse, ABD yönetiminin müttefiki konumuna düşme ihtimali de bulunuyor. Washington yönetiminin Irak’ta seçimler için hedeflediği tarih, doğrudan kasım ayındaki başkanlık seçimleri ile bağlantılı. Nasıl olursa olsun, Irak’ta bir hükümet kurulursa, bu Bush’un diğer bütün sorunları arka plana iterek, ustalıkla bir başarı olarak pazarlayacağı bir gelişme olacaktır.”

Irak’ta özellikle Şiiler'in sokaklara dökülerek talep ettiği genel seçimler ile ABD’deki başkanlık seçimleri arasında İspanyol El Pais gazetesi de şöyle bir bağlantı kuruyor:

“Geçen pazar günü düzenlenen kanlı saldırı, Irak’ta hür seçimlerin imkansız olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Erkene alınacak genel seçimlerde bazı bölgelerde Saddam Hüseyin yanlıları, bazı bölgelerde de aşırı dinciler kazanacaktır. Irak’ın radikalleşmesi ise, ABD Başkanı George W. Bush’un yeniden Beyaz Saray’a seçilme şansını azaltacaktır. Washington, yüzlerce Amerikan askerinin hayatını kaybettiği ve vergi mükelleflerinin milyarlarca dolar akıttığı bir ülkeyi, seçimler ile kaybetmeyi göze alamaz.”

İngiltere’nin başkenti Londra’da çıkan solcu liberal Independent gazetesi, dün ABD’de Iowa Eyaleti'nde yapılan ilk ön seçimlerle resmen start alan başkanlık yarışında Bush’un karnesini çıkarıyor:

"Bush seçim kampanyasına başlarken, uzun bir hatalar listesi ABD’nin içinde bulunduğu gerçek durumu gösteriyor. Selefi Bill Clinton dört yıl önce Kongre’ye zafer dolu bir rapor sunmuş ve ülkenin, hiç olmadığı kadar iyi bir durumda olduğunu belgelemişti...Şimdi Demokratlar için en zor nokta, Bush’un sadece savaş alanında kazandığı zaferler ile değil, tüm performansı ile sınavdan geçirilmesini sağlamak. Umudumuz, önseçimlerden galip ayrılan Demokrat adayın, partiyi arkasına alarak, Amerikan seçmenlere hakettikleri fırsatları verecek kudret ve inanca sahip olması.”