20.01.2009 - Avrupa basınından özetler

İtalya'da çıkan La Repubblica gazetesi, Obama’nın göreve gelmesiyle ABD’de yeni bir dönemin başlayacağı yorumunu yapıyor:

“Bugün öğleden sonra Washington’da ırkçılığın resmi geçmişi noktalanıyor. Barack Obama ile, herhangi bir ten renginin ahlaki, dini ve kültürel açıdan üstünlük getireceği yönündeki zan, son buluyor. Obama’nın konuşmasında, siyahların kurban konumunu değil de, Amerikan halkının birliğini ve özel konumunu vurgulaması, ortak sorumluluğun altını çizmesi ile insanlık tarihinde bir sayfa nihai olarak kapanacak.”

Fransa’nın başkenti Paris’ten Le Monde, Beyaz Saray'daki değişimi şöyle değerlendiriyor:

“Obama, ülkesinin ekonomik ve stratejik çıkarlarını koruyan bir başkan olacak, 21.yüzyılın başında dünyanın muzdarip olduğu hastalıklara çare arayan uluslararası bir aktivist değil. Ancak Obama’nın Beyaz Saray’a yerleşmesi bile ABD’yi yükseltiyor. Karmaşık geçmişi, Endonezya’da geçirdiği yıllar, Obama’nın dünyaya bakışını farklı kılıyor. Obama, dünyanın Amerika’yı, Amerika’nın kendisini gördüğü gibi görmediğini biliyor. Bu, yönetimi devretmeye hazırlanan dar görüşlü ve eğitimsiz vatanseverlerinkinden çok daha farklı bir bakış açısı. Seçim kampanyası, dünyaya makul, karşısındakini dinleyen, sorgulayan ve ihtiyatlı birini tanıttı. Bu George Bush’tan çok farklı bir kişilik. Kısacası, yeni dönem iyi başlıyor.”

Avusturya'dan Salzburger Nachrichten gazetesi ise, ne yazık ki Avrupa’dan bir Barack Obama çıkmadığı yorumunu yapıyor:

“Obama, kısa bir süre sonra, kendisine yönelik aşırı ümidin ağırlığı altında ezilmeye başlayacak. Ama parıltısını kaybedeceğini bilmemize rağmen, yine de çoğumuz böyle bir lidere sahip olmaktan büyük mutluluk duyardık… Hiç kuşkusuz Atlantik’in bu yakasında da birçok siyasi yetenek var, ancak çoğu parti mekanizmalarına takılıp kalıyor ve yükselmeleri, entellektüel ve siyasi açıdan orta derece kadrolar tarafından engelleniyor.”

Avrupa basınından seçtiğimiz son yorum ise Norveç'ten. Oslo’da çıkan muhafazakar Aftenposten gazetesi, yorum sütununda Gazze Şeridi’nde İsrail ile Hamas arasında sağlanan ateşkese değiniyor:

“ABD liderliğindeki dünya, Gazze’deki ateşkesi, ciddi müzakerelerin başlatılabilmesi için gerçek bir fırsat olarak değerlendirmeli. Öncelikle yeni çatışmaların önlenmesi gerekiyor. Bir yandan Gazze’ye tıbbi yardımın ve gıda malzemelerinin ulaştırılması, diğer yandan da Hamas ve diğerleri için silah kaçakçılığının önünün kesilmesi gerekli. İkinci etap ise, İsrail ile Filistinliler arasında geniş kapsamlı barış arayışına gidilmesi. Bu yönde uzun süre boş duruldu. Gazze’de harekete geçilmemesinin yeni krizler doğurduğu görüldü. Bu ders, her kesim tarafından kabullenilirse, son haftaların getirdiği yıkım ve acılar belki de boşuna olmaz. En temel sorunun, Filistin topraklarındaki sürekli İsrail işgali olduğu gerçeği ise şüphe götürmez.”