1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2001 Presseschau 2

20 Ocak 2011

Bugünkü Avrupa basını Tunus'taki protestolar, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao'nun ABD ziyareti ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşma ile ilgili yorumlara ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/1001T

Fransız Le Figaro gazetesi, Tunus'ta Zeynel Abidin Bin Ali'nin cumhurbaşkanlığından indirilmesiyle sonuçlanan Yasemin Devrimi'ni ele aldığı yorumunda, bunun diğer Arap ülkelerine etkisini yorumluyor:

"Birçok Arap ülkesinin başkentlerinde alarm çanları çalıyor. Giderek yaşlanan ama yerlerine geçecek isimleri belirlemeyi başaramayan rejimlerin, zarar görebileceklerini hissetmek için bütün gerekçeleri var. 81 yaşındaki Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek Mısır'ı 30 yıldır alarm durumunda tutuyor. Mübarek sonbaharda yedinci kez bu göreve aday olacak mı? Son bir hafta içinde sekiz kişinin kendisini yakma girişiminde bulunduğu Cezayir'de ise protestolar gündelik hayatın bir parçası haline geldi. Bunlara verilecek en basit ve ilk yanıt, hoşnutsuzluğun ekonomik nedenlerini ortadan kaldırmak olur. Bu nedenle birçok hükümet açlıktan doğabilecek isyanlardan sakınmak için temel gıda maddelerini sübvanse ediyor."

İspanya'dan muhafazakar ABC gazetesi ise Çin Devlet Başkanı Hu Jintao'nun ABD ziyaretini yorum sütunlarına taşıyor:

"Çin bir süper güç gibi hareket ediyor. Devlet Başkanı Hu Jintao'nun Washington ziyareti, şu sıralar dünya politikasında baskın olan iki ülkenin bir G2 zirvesi oluşturduğuna işaret ediyor. Eski Avrupa gerilemeye devam ediyor. Ağırlık noktasının Atlantik'ten giderek daha da uzaklaşması endişe yaratmalı. ABD Başkanı Barack Obama bereket versin ki, insan hakları konusunu dile getirmekten geri kalmadı. Çin'de bu alanda geniş kapsamlı iyileştirmelere gidilmesinin zamanı çoktan geldi. Ancak bu olursa işte o zaman dünya politikasının yeni güç merkezi Batı'ya yakınlaşabilir."

İtalya'dan La Stampa aynı konuyla ilgili yorumunda konuya farklı bir açıdan yaklaşıyor:

"Hu Jintao'nun Washington ziyareti henüz bitmiş değil. Ancak Barack Obama ile Hu'nun düzenlediği ortak basın toplantısı, bu ikili görüşmenin 2009 yılında Pekin'deki buluşmadan çok daha iyi bir atmosferde geçtiğini gösterdi. İki ülke arasındaki gerginliğin sürpriz biçimde sona ermesi, alışılmadık biçimde gelişen ABD Başkanı Barack Obama sayesinde oldu. Bir zamanlar fazla temkinli ve diyaloğa açık biçimde dünyaya açılan Obama, gerçekten de Çin Halk Cumhuriyeti'ne karşı bakış açısını sertleştirdi. Bu yeni demir yumruk, her diplomatik anlayış karşısında işleyecek gibi görünüyor. Belki de zayıflayan ve güç kaybeden Başkan, kendisi için yeni bir dönemin başladığını anladı ve işte bu nedenle dünyayı çok basit bir insan sevgisi ile fethetmek isteyen parçasını gömdü."

Fransız Dernieres Nouvelles d'Alsace bugünkü sayısında, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın dün Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmayı ve gelen tepkileri ele alıyor. Yorum şöyle:

"AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, fonksiyonu gereği, komisyon adına bütün antlaşmaların koruyucusu sıfatını taşıyor. AB Dönem Başkanı Macaristan ile yürüttüğü diyalog çerçevesinde kesinlikle, başta basın özgürlüğü olmak üzere bazı konularda tavizler alacaktır. Üstelik bu, büyük bir zafer olarak da kutlanacaktır. Ancak musibet orada öyle duruyor. 27 üyeli AB, temel antlaşmalarını ayaklarıyla çiğneyen bir ülkenin dönüşüm prensibi gereği Dönem Başkanlığı'nı devralmasını kabul etti. Avrupa Birliği'nin kurucularının mezarda kemikleri sızlıyor olmalı."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu