1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2003 Presseschau

Derleyen: Meltem Karagöz 20 Mart 2009

Avusturya’da “Yüzyılın davası” olarak nitelenen ensest davası, AB’de ekonomik kriz zirvesi ve Dünya Su Forumu, bugünkü Alman basınında öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/HFzi

Avusturya’da “Yüzyılın davası” olarak nitelenen ensest davasında karar dün açıklandı. Kızına 24 yıl boyunca tecavüz eden Josef Fritzl zorla alıkoyma, tecavüz ve ölüme sebebiyetten ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Sanık ve savcı, kararı itiraz etmeden kabul ettiklerini için Josef Fritzl'ın temyiz olanağı bulunmuyor. Süddeutsche Zeitung gazetesinin kararla ilgili yorumu şöyle:

“İnsan bu denli bir kişilik bölünmesi vakası karşısında ne yapacağını bilemiyor. Ancak kızının mahkemede on bir saat süren ifadesi cani babanın zırhını kırmış ve insani duygularını harekete geçirmiş olması mümkün. Kararı hiçbir itiraz olmadan kabul etmiş olması bunun ispatı olabilir. Bu da muazzam bir çaresizlik denizinde küçücük bir umut damlasıdır.”

Berliner Zeitung gazetesi ise ensest davasında verilen ömür boyu hapis kararına farklı yaklaşıyor:

“Fritzl'a verilebilecek en yüksek ceza verilmeliydi. En yüksek ceza cinayete biçildiği için de Josef Fritzl cinayet suçuyla yargılandı. Aslında gerçeklerin bununla tam örtüşmediği söylenebilir. Zira doğumundan hemen sonra ölen oğlu doğrudan Fritzl yüzünden değil tüm dünyayı kontrol edemediği, her yere ve her şeye yetişemediği için öldü. Ancak mahkeme bu çelişkiyi görmezden gelmeyi tercih etti. Bunun müsebbibi de sanıktır. Fritzl cinayetten sorumlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etti ancak ortada gerçek bir itiraf yok. Mahkemedeki hâkimler, jüri üyeleri, savcılık hatta iddia makamı bile sanığın itirafıyla adeta rahatladılar, memnun oldular. Böylece Josef Fritzl son defa olayların ve işleyişin hâkimi oldu.”

Leipziger Volkszeitung gazetesinin aynı konudaki yorumuysa şöyle:

“Josef Fritzl’e işlediği suçlardan dolayı verilip, dünyayı yeniden düzene sokabilecek bir ceza var mı? Bu arayışta olanlar, sanığın suç dünyasına benzer bir boyuta kaymış olur: Hücresinin anahtarını bir kenara atıp, zincire vurmak yada her gün kızının ifadelerini tekrar tekrar dinletmek…Bu türden istek ve düşünceler için hukuk devletini riske atmaya gerek yok. İstense bile 73 yaşındaki birine, kızından ve çocuklarının hayatından çaldıklarına denk gelebilecek bir ceza verilemez. Dün verilen karar da bu istek doğrultusundaydı. En azından Fritzl’e ömür boyu hapis cezası verilmeliydi. Ki bu yüzden de Fritzl cinayetten yargılandı.”

AB devlet ve hükümet başkanları, küresel krizle mücadele yöntemlerini tartışmak için dün Brüksel'de bir araya geldi. İki günlük zirvede liderler, 2 Nisan’da Londra’da yapılacak olan Dünya Finans Zirvesi için ortak bir tutum belirlemeye çalışıyor. Augsburger Allgemeine Zeitung gazetesinin Brüksel’deki toplantıyla ilgili yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor:

“Almanya Başbakanı ve Avrupalı merkez bankası başkanları neyse ki her fırsatta ekonomiye para pompalayan Amerikalıları örnek almadılar. Oysa ABD’de bu durumun sorumluları bu sayede bir başarıdan diğerine koşuyor. Faizler neredeyse “sıfır” seviyesine çekildi. Merkez bankası yetkililerinin şimdiki yönelimi yeni para basımında ancak böylece uzun vadede yeni ekonomi balonlarına yol açılmış olacak. Bu riskli adımdan çıkarılacak tek sonuç çaresizliktir. Başbakan Merkel, Almanya Ekonomi Bakanı Gutenberg ve Federal Maliye Bakanı Steinbrück bu konuda daha tedbirli davranıyor. Zira kriz daha da derinleşecek olursa ellerinde oynayacak yeni kozları kalıyor. Amerikalılarsa tüm kartlarını açmış durumda.”

Dünya genelinde yaşayan bir milyardan fazla kişi temiz su bulamıyor. Su sıkıntısı çekenlerin sayısı yüz milyonlarla ifade ediliyor. Dünya üzerindeki en önemli yaşam kaynaklarından su ve suyun geleceğiyse İstanbul'da düzenlenen 5. Dünya Su Forumu’nda ele alınmaya devam ediyor. Braunschweiger Zeitung gazetesi de Dünya Su Forumu’nu taşımış yorum sütunlarına:

“Dünya genelinde her 20 saniyede bir çocuk içecek temiz su bulamadığı için hayatını kaybederken bizler, içme suyunda yüzüyoruz. Dünya çapında su gün geçtikçe azalıyor, bunun için de pahalanıyor ve savaş unsuru oluşturuyor. Daha şimdiden hayati önem taşıyan su kaynakları için anlaşmazlıklar yaşanıyor. Gelecekte su için savaşlar yaşanmaması, susuzluk çeken insanların yurtlarını terk etmemesi için Dünya Su Forumu’ndaki tartışmalar suya sabuna dokunmadan yapılmamalı. Dünyanın kurallara ihtiyacı var. Ve şimdi sağanak yağmurdan şikâyetçi olmak yerine tenimize değen her damlacığın tadını çıkarmalıyız.”