1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

20.04.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu20 Nisan 2006
https://p.dw.com/p/Abmk

Almanya’da Pazar günü yaşanan ırkçı saldırının ardından aşırı sağla mücadele konusunda yaşanan tartışmalar ve İran’ın nükleer programıyla ilgili kriz, bugünkü Alman basınında geniş yer alıyor.

Karlsruhe’de yayımlanan Badische Neueste Nachrichten gazetesi ırkçılıkla mücadelede siyasilerin tutumunu eleştiriyor:

“Irkçı saldırılar karşısında siyaset ne yapıyor? Derin üzüntü duyuyor, kınıyor. Sanki ülkede yaratılan atmosferde hiç suçu yokmuş gibi. Yabancılara karşı sınırdışı etme gibi giderek daha da radikalleşen önerilerle ortaya çıkan politikacılar şimdi aşırı sağcı gençlerin şiddet eylemlerine gerekli yanıtın verilmesi çağrısında bulunuyor. Ortada doğrudan bir bağlantı olmasa da siyasetçiler bu tür sözlerinin şiddete hazır durumdaki gençler üzerindeki cesaretlendirici etkisini görmek zorunda.”

Heidelberg’de yayımlanan Rhein-Neckar Zeitung’un yorumunda ise şu satırlar yer alıyor:

“Almanya’nın tek sorunu yabancıların entegrasyonundaki eksiklikler değil. Almanya’nın bir sorunu da açık açık görülen ırkçılık. İki sorun da uzun zamandır mevcut. Çok uzun zamandır. Potsdam’daki saldırganların Etiyopya asıllı Alman vatandaşına yaptıkları, sadece saldırganların üzerine atılabilecek bir olay değildir. Doğu Almanya’da aşırı sağcı saldırganlar yıllardır insanları döver, işkence eder, terörize ederken siyasetçilerin, savcılıkların ve polisin yıllardır gözlerini başka yöne çevirmesi de aynı derecede affedilemez bir tutum.”

Neue Osnabrücker Zeitung ise ırkçılığı ‘sosyal bir olgu’ oalrak ele aldığı yorumunda medeni cesaretin önemine dikkat çekiyor:

“Irkçı saldırgan gruplar, aşırı sağcıların sadece görünen kesimi. Yabancı düşmanı düşünce sessizce çoktan yayılmış durumda. Bu düşünce, kayıtsızlık ve ‘bana ne’cilikle gelişiyor, kulağa yabancıları entegre etmekten çok dışlamak gibi gelen yabancılarla ilgili siyasi tartışmalar da buna katkıda bulunuyor. Potsdam’da olduğu gibi bir felaket yaşandığında büyük dehşet ve çaresizlik yaşanıyor. Yabancı düşmanlığı ve aşırı sağa karşı önlemler alınması çağrıları yükseliyor. Tabii ki bu tür önlemlerin alınması kaçınılmaz. Ama daha da önemli olanı toplumsal cesarettir, haksızlığa, şiddete karşı çıkmaya hazır olmaktır. Reklam sloganlarıyla gerçekler ancak o zaman çelişmez.”

İran’ın nükleer programı konusunda yaşanan krizle ilgili Erfurt’ta yayımlanan Thüringer Allgemeine gazetesinin yorumu şöyle:

“Şimdiye kadar İran’ın hesabı tuttu. İş ciddiye binince Batı’nın kararlılığından, Moskova ile Pekin’in dayanışmasından geriye birşey kalmıyor, herkes kendi çıkarını düşünüyor. ABD Başkanı George Bush’un söylediklerinin satır aralarına dikkat edildiğinde, İran’a Amerikan askerlerinin gönderilmesinin düşünülmediği ortaya çıkıyor. Nükleer silah kullanımı olasılığı bile Amerikan Savunma Bakanlığı’nda hesaba katılıyor. Şimdi önemli olan İran’ın ne yapacağı. Tahran yönetiminin Batı dünyasını bölme ve oyalama taktiğine devam etmesi olasılığı korkutuyor. Makul, mantıklı bir çözüm için hareket alanı ise giderek daralıyor.”

Chemnitz’te yayımlanan Freie Presse gazetesinin yorumu ise şöyle::

“İran’a tanınan süre doluyor. Sekiz gün içinde İran’ın uranyum zenginleştirme programını durdurması, nükleer programıyla ilgili açıkta kalan soruları da yanıtlaması gerekiyor. İran’ın taviz vermesi zaten beklenmiyor. Ancak zaman daraldıkça, bundan sonra ne olacağı sorusu daha da ağırlık kazanıyor. Bu konuda bir dizi tahmin, spekülasyon ve senaryo var, ama tek eksik olan, tatmin edici bir yanıt.”