1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

20.04.2010 - Alman basınından özetler

20 Nisan 2010

Kuzey Kıbrıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Avrupa hava trafiğini etkilemeye devam eden volkanik kül bulutu bugünkü Alman gazetelerinde geniş yer bulan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/N0kv
Fotoğraf: dpa

Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung bugünkü yorum sütunlarında, Derviş Eroğlu’nun zaferiyle sonuçlanan Kuzey Kıbrıs’taki vumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendiriyor:

“Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünü sona erdirmek için bir müddet adım atılamayacaktır. Çünkü Adalı Türkler öfkelerini sandığa yansıttı. Milliyetçi Eroğlu’nun zaferi protesto anlamına geliyor. Bu protestonun hedefindeyse AB ve AB’nin uyguladığı politikalar yer alıyor. (…) Şayet AB hala barış istiyorsa, o zaman Kıbrıslı Türklerin üyelik yolunu açmalı, bunun için de Türk askerlerinin Ada’dan tamamen çekilmesini istemeli. Bu Türk hükümetinin ve generallerinin Kıbrıs’ta gerçekten bir birleşme isteyip istemediklerini gösterecektir. Ancak Brüksel’den böyle bir tutarlılık beklenmemeli.”

Märkische Oderzeitung’un aynı konudaki yorumunda da şu satırlar dikkat çekiyor:

“Kuzey Kıbrıs’taki seçim sonuçları Türkiye’nin hoşuna gitmeyecektir. Seçimin galibi Eroğlu’na kalsa, Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünü sonsuza dek sürdürecek, bu da seçmeninin hoşuna gidecektir. Kıbrıs Türkleri, 2004’teki referandumda güneydekilerin aksine birleşmeye ‘evet’ demişti. Şimdi de duydukları hayal kırıklığını açığa vuruyorlar. Seçimi kaybeden Kıbrıslı Türklerin lideri Mehmet Ali Talat, Rumlarla yıllarca barışı görüştü ama toplum yararına hiçbir sonuç elde edilemedi.”

Berliner Zeitung ise İzlanda’daki yanardağ patlamasıyla oluşan kül bulutu nedeniyle Avrupa hava trafiğinde devam eden aksaklıkları değerlendiriyor. Gazete, AB’nin uçuş yasaklarıyla ilgili daha etkin bir tutum sergilemesi gerektiği görüşünde:

“AB’den günlerce çıt çıkmadı. Brüksel’den sadece yolcuların iptal olan uçuşlara ödedikleri paraları geri alabilecekleri ve havayollarının, havaalanlarında mahsur kalanlara yiyecek ve içecek temin etmesi gerektiği yorumu geldi. Gerçi AB Komisyonu uçuş yasakları ve hava sahası kontrolünden sorumlu değil. Bu hükümetlerin işi. Ancak AB daha aksilikler başlamadan, milli hükümetlerin bu soruna tek başlarına çözüm bulamayacağını tahmin edebilmeliydi. Çünkü Birliğe dâhil olsun olmasın Avrupa ülkelerindeki farklı oylama süreçleri ancak Komisyon kanalıyla koordine edilebilir."

Heidelberg merkezli Rhein – Neckar Zeitung'un Avrupa’daki uçuş yasaklarıyla ilgili yorumunda da şu satırlı okuyoruz:

“Almanya Ulaştırma Bakanı Ramsauer can güvenliğinin ticari çıkarlardan önce gelmesi gerektiği yönündeki ısrarında haklı. Can güvenliği ile ticari çıkarlar arasında tercih yapılamaz. Çünkü uçak yolculukları, uçuş esnasında yolcunun can güvenliğinin korunacağı temeline dayanır. Hava yolu şirketleri kendilerine duyulan güveni riske atarlarsa, kül bulutu dağıldıktan sonra da uzun süre bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kalabilirler.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Ahmet Günaltay