1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

2005'te iz bırakanlar...

Rainer Sollich31 Aralık 2005

2005 yılında dünyada, tarihi gelişmeler yaşandı. Ancak kuşkusuz akıllarda kalan yine terör saldırıları oldu. Yeni Delhi, Şarm El Şeyh ya da Londra metrolarındaki saldırılar çok sayıda kişinin yaşamına mal oldu. DW’den Rainer Sollich, 2005 yılının önemli olaylarını derledi…

https://p.dw.com/p/AaHA
2005'te Londra'daki terör saldırıları aylarca gündemden düşmedi
2005'te Londra'daki terör saldırıları aylarca gündemden düşmediFotoğraf: dpa

Londra, Yeni Delhi, Şarm El Şeyh, Bali... 2005 yılı da terörün damgasını vurduğu bir yıl olarak hatırlanacak. Dünyanın bir çok bölgesinde bombalar patladı, intihar eylemcileri kendileriyle birlikte çok sayıda kişiyi teröre kurban etti. Ancak en çok tartışılan 7 Temmuz’da Londra metrolarında yaşanan terör eylemleriydi.

Üç metro istasyonu ve bir otobüse yönelik bombalı saldırılarda 52 Londralı ile 4 saldırgan öldü. Londra ve diğer batı kentlerinde yaşayanlar bir kez daha, pek gün yüzüne çıkmayan bir gerçekle karşı karşıya kaldı: Dünyanın hiçbir yerinde teröre karşı kesin korunmanın mümkün olmadığı.

Irak politikası

2005 yılında izlediği Irak politikası nedeniyle eleştirilere maruz kalan İngiltere Başbakanı Tony Blair, kentte yaşanan terörün, Müslüman ve Hıristiyanlar arasında bir çatışma olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı. Ancak Londra metrosundaki bombalı saldırıların sürmesi nedeniyle toplumda gerginlik daha da tırmandı. Sonunda İngiliz güvenlik kuvvetleri terörist olduğu kuşkusuyla bir Brezilyalı’yı –yanlışlıkla- öldürdü.

Irak'ta istikrar sağlanamadı

Irak ise şiddet olaylarına sahne olmayı 2005 yılında da sürdürdü. Ancak bir yandan da siyasi süreç devam ediyordu. Ekim ayında Irak’ta yapılan referandumla yeni anayasa kabul edildi. Ocak’ta ise geçici parlamento için seçimler yapıldı, 15 Aralık’ta ise 50 yıl aradan sonra kalıcı parlamento seçildi. Diğer yandan devrik lider Saddam Hüseyin’in ise yargılanmasına başlandı.

Ancak Şii, Sünni ve Kürtler arasındaki iktidar dağılımındaki uzlaşmazlığa hala çözüm bulunabilmiş değil ve Irak’ta zaman zaman bir günde ortalama 50 terör saldırısı meydana geliyor. 2005 yılında ne Amerikan işgal güçleri ne de ona bağlı Irak güvenlik birimleri ülkedeki gidişata engel olabildi.

Afganistan'da demokratikleşme süreci

Afganistan’da da demokratikleşme ve yeniden yapılanma konusunda çekingen adımlar atıldı. Ülkede 18 Eylül’de, 36 yıl aradan sonra ilk kez parlamento seçimleri yapıldı. Ancak parlamentodaki sandalyelerin yarısına eski çete liderleri, uyuşturucu tacirleri ve toprak ağaları, hatta bazı Taliban üyeleri sahip oldu. Bu gelişmeler, batı normlarını benimsemiş Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin işini iyice zorlaştırmıştı.

2005 yılında Afganistan’da can güvenliği sorunu devam etti, hatta şiddet olaylarının sayıları arttı. Irak’ta olduğu gibi demokrasi karşıtları, gelişmeleri engelemeye çalışmaktaydı. Bu nedenle 2005’de yabancı güvenlik güçlerinin ülkeyi terk etmesi söz konusu olmadı, işleyen bir demokrasinin yaşama geçirilmesi ise henüz çok uzak bir hedef.

Ortadoğu'da şiddet

2005 yılı Ortadoğu’da ise şiddete rağmen bazı olumlu gelişmelere sahne oldu. Eylül ayında İsrail, 38 yıl aradan sonra Gazze Şeridi’ni boşalttı ve bölgeyi Filistinliler’e devretti. Ancak Gazze Şeridi’nin boşaltılmasının sorunları çözdüğü söylenemez. Zira, İsrail, Batı Şeria’da yeni Yahudi yerleşim yerleri oluşturuyor ve bölgede operasyonlar, saldırılar eksik olmuyor.

Lübnan'da Hariri öldürüldü

Lübnan Başbakanı Refik Hariri’nin 14 Şubat’ta öldürülmesi ise gözlerin Suriye’ye çevrilmesine neden oldu. Suikastin ardından uluslararası baskıların sayesinde Şam yönetimi 30 yıl boyunca bulundurduğu birlikleri Lübnan’dan çekmek zorunda kaldı. Diğer yandan, Suriye’nin suikastte parmağı olduğu şeklindeki şüpheler, BM’nin soruşturmasıyla daha da güçlendi.

İran politikasında değişiklik

2005 yılında İran da önemli bir politik değişim yaşadı. İslam Cumhuriyeti’ni 8 yıldır yöneten reform yanlısı Muhammed Hatemi’nin yerine eski Tahran’ın Belediye Başkanı Mahmud Ahmedinecad seçildi. Sert biri olarak bilinen Ahmedinecad, namını 26 Eylül’de İsrail’in haritadan silinmesini isteyerek daha da büyüttü.

Ahmedinecad’ın bu sözleri, tüm dünyada infial uyandırdı. Filistinliler bile bu sözleri eleştirdi. Ayrıca Ahmedinecad’ın seçilmesi, İran’ın nükleer enerji üretimiyle ilgili şüpheleri daha da arttırdı. Batılı ülkelerin uyarılarına rağmen Tahran, 8 Ağustos’ta İsfahan nükleer santralini devreye soktu. Konuyla ilgili alevlenen tartışmalar yılın son günlerinde de devam etti.

Kuzey Kore'nin nükleer sorunu

Benzer sorunlar, 2005 yılında Pekin’de, Kuzey Kore’nin izlediği nükleer enerji politikasıyla ilgili devam eden altılı görüşmelerde masaya yatırıldı. Ancak daha sonra Kuzey Kore’nin nükleer silah üretimi ve yürürlükteki nükleer enerji programını sona erdirmeyi taahhüt ettiği duyuruldu. Kuzey Kore, ayrıca en kısa sürede atom silahlarından arındırma sözleşmesini onaylayacağını ve uluslararası denetçilerin nükleer tesisleri incelemelerine izin vereceğini açıkladı.

Ancak anlaşma uzun ömürlü olmadı. Bir gün sonra Kuzey Kore, sözleşme imzaladığı ABD, Çin, Rusya, Güney Kore ve Japonya’yı yeni taleplerle şaşırttı. Kasım’daki yeni görüşme de sonuç vermedi.

İnsan hakları ihlalleri

2005 yılı insan hakları ihlallerinin de sıkça yaşandığı bir yıl oldu. İşte bazı örnekler: Özbekistan’da mayıs ortalarında çıkan ayaklanmada göstericilerden 500’e yakını öldürüldü. Çin, çok sayıda idam gerçekleştirdi. ABD, işkence suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. Terörizmle mücadelenin hukuk devleti ilkelerini rafa kaldırıp kaldıramayacağı konuşuldu.

Darfur krizi

Afrika’da Darfur krizi gündeme gelen bir başka krizdi. Sudan’da 20 yılı aşkın devam eden iç savaş ülkenin güneyinde barış anlaşmasıyla sona ererken, ülkenin batısında savaş, işkence, tecavüz ve diğer insan hakları ihlalleri engellenemedi. BM görevlisi Jan Pronk, 100 binlerce kişinin öldüğü, 2 milyondan fazla kişinin de sürgün edildiği olaylara uluslararası alanda yeterli ilginin gösterilmemesinden şikayetçiydi. Şu sıralarda, bölgeye Afrika Birliği Barış Ordusu hakim gibi görünüyor, ancak askerlerin aşırı yorgun olduğu da bir gerçek.

BM'de reform süreci

BM reformları konusunda da ülkeler belirlenen hedeflere ulaşamadı. Eylül’de New York’ta kutlanan NATO’nun 60’ıncı kuruluş yıldönümünde hükümet ve devlet başkanları, aralarında 2015’e kadar aşırı yoksulluğun yarıya indirilmesi gibi kararların da bulunduğu milenyum şartlarını yeniden görüştüler. Ancak en önemli konularda açıkta kaldı. Tek bir terör kavramı üzerinde mutabık olunamadı. Ayrıca silahsızlanma ve toplu imha silahlarının dağıtımının durdurulması konusunda uzlaşı sağlanamadı.

Papa 2. Jean Paul öldü

2005’de Avrupa kıtasında yaşanan en önemli olaylardan biri ise kuşkusuz Papa II. Paul’ün ölümüydü. Milyonlarca insan 84 yaşındaki Papa’nın cenaze törenine katılmak için Roma’ya akın etti. Diğer dinlere mensup çok sayıda lider törene katıldı ve Papa’nın barışa katkılarını vurguladı. Ölen Papa’nın yerine 19 Nisan’da Alman kardinal Joseph Ratzinger seçildi. 482 yıl aradan sonra yeniden bir Alman Papa seçilirken, Ratzinger papalık koltuğuna XVI’ıncı Benedikt olarak oturdu.