1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

20 Temmuz 2012

Suriye krizi, Neonazi cinayetleri ve Federal Meclis’in aldığı sünnet kararı, bu sabahki Alman gazetelerinin öne çıkardığı yorum konusu.

https://p.dw.com/p/15bh1
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Suriye'yle ilgili sunulan karar tasarısının bir kez daha Rusya ve Çin’in vetosuna takılmasının ardından Tagesspiegel gazetesinin ülkenin durumu ile ilgili yorumu şöyle:

“Libya, kenarda kalmış bir ülkeydi, Suriye ise Arap dünyasının tam kalbinde yer alıyor. Burası, hiçbir yerde olmadığı kadar iç ve dış anlaşmazlıkların kesiştiği bir ülke. İçerde Sünniler Alevilere karşı, Araplar Kürtlere, ihmal edilmiş kırsal kesim de şehirlilere karşı. Dış politikada Körfez ülkeleri ile İran, Birleşmiş Milletler'le Rusya, Türkiye ile İran, İsrail ve Lübnanlı Hizbullah arasındaki anlaşmazlıklar da işte bu düğüm noktalarında yoğunlaşıyor. İç savaşta şimdiye kadar 17 bin kişinin hayatını kaybetmesi bir kuşağın tamamına zarar veriyor. Libya önümüzdeki yıllarda kendi kaderini kendi çizebilir. Suriye'nin geleceği için ise henüz bir umut elde edilemedi.“

Almanya'da 2000 ile 2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişinin kurban gittiği Neonazi cinayetlerinin soruşturulmasında yapılan hatalar, ülke gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Son olarak cinayetlere ilişkin bazı belgelerin, olayın ortaya çıkmasından 10 gün sonra Federal İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla imha edildiği ortaya çıktı. Südwest Presse adlı gazetede konuyla ilgili şu yoruma yer veriliyor:

“Belgelerin imha edildiğinin ortaya çıkmasının ardından Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich artık sadece bir - iki düzeltme ve çalışanlarından bazılarının kurban edilmesiyle meseleyi geçiştiremeyecek. Uzunca bir zamandır parlamentonun kontrolü dışında tutulan kurumlarda temizliğe başlaması gerekiyor. Bu yapılmadığı takdirde devletin maskesi düşer, yani radikaller hedeflerine ulaşmış olur.

Süddeutsche Zeitung ise dün Federal Alman Meclisi’nde alınan sünnet kararını taşımış yorum sütununa:

"Yapılan bir ankete göre ankete katılan Almanların yarısı dinî gerekçelerle yapılan sünnetin yasaklanmasından yana. Bunu yumuşak kalplilikle ve iyi niyetle söylemiş oldukları varsayılabilir. Aydınlanmış Alman vatandaşları, ülkelerinde Yahudi ve Müslüman oğlan çocuklarının barbar ritüeller yoluyla suistimal edilmesine artık göz yummak istemiyor. Almanlar Yahudi Soykırımı'nın ardından 70 yılda büyük mesafe kat etti. O kadar ki artık Yahudilere çocukları için neyin daha iyi olduğunu söyleyebilecek duruma bile geldiler. Bu kendinden eminlik ortamı içinde Köln'deki mahkemenin aldığı sünnet kararının etkisi de artarak yayılıyor. Alman Meclisi'ndeki büyük çoğunluğu bu ortama karşı durdukları için kutlamak lazım. Bu seçimleriyle Yahudi ve Müslümanlara bir ders vermeye çalışmayıp, onları yatıştırmış oldular."

Frankfurter Rundschau gazetesinin alınan sünnet kararı ile ilgili yorumu şöyle:

“Hukukî bir sorunu bahane ederek İslam karşıtı ve Yahudi düşmanı heyecanlar sergilendiği görülebiliyor. Bunlar ortak toplumsal yaşam açısından dinî gerekçelerle yapılan sünnetten çok daha tehdit edici boyutlar taşıyor. Mecliste dün ezici bir çoğunluk hukuken bağlayıcılığı olmayan bir karar aldı. Bu karar, lafı çok uzatmadan, bugüne kadar süren tartışma içinde atılmış en akıllıca adım sayılabilir. Parlamento ‘erkek çocuklarının tıbbî açıdan kurallara uygun ve gereksiz acılar yaşamadan sünnet edilmesini’ güvence altına alan bir yasal düzenleme talebinde bulundu. Bunun çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığına da hukukçular değil aileler karar verecek.”

© Deutsche Welle Türkçe