Avrupa basınından özetler
20 Temmuz 2012
Fransa’nın La Voix du Nord gazetesi Çin ve Rusya’nın Suriye’ye yaptırımları veto etmesini şöyle yorumluyor:
“Rusya ile Çin Devlet Başkanı Esad’ın devrilmesi durumunda bölgenin kaosa sürüklenmesinden korkuyor. Fransa ise bu teze karşılık bölgede kaosa ve istikrarsızlığa yol açan faktörün Suriyeli diktatörün bizzat kendisi olduğunu savunuyor. Devletin kurumlarına yapılan çarşamba günkü saldırı dahi, rejimin günlerinin sayılı olduğu konusunda Moskova’yı ikna edemedi.“
İngiltere’nin The Times gazetesi de aynı konuda yorum yapıyor:
“BM Güvenlik Konseyi'nde tıkanıklık sürüyor. Rusya ve Çin ne yazık ki Esad rejimi üzerinde baskıyı artıracak kararları üçüncü kez reddetti. Yine de Batılı hükümetler Esad sonrası dönemde Suriye’de barışçıl bir ortam oluşabilmesi için her şeyi yapmalı. O sırada da NATO ülkeleri Suriye’de uçuşa yasak bölge oluşturulması kararı almalı. Bu Esad’ın halkına karşı sürdürdüğü hava saldırılarını güçleştirir. BM’in pazarlık kabiliyeti ‘mat’ edilmiş olabilir. Ancak isyancılara destek veren ABD ile müttefiklerinin, Esad’ın halefi üzerindeki nüfuzu Rusya ve Çin'den daha fazla olacaktır.”
Avusturya’da yayımlanan Die Presse gazetesi Bulgaristan’da İsrailli turistlere yapılan saldırıyı yorum sütununa taşıyor:
“Saldırının bu kadar kolay düzenlenmesi muhtemelen güvenlik birimlerinin üstünkörü iş yapmasından kaynaklanıyor. İsrail’in yaptığı uyarıları Sofya’nın yeterli düzeyde ciddiye almadığı yönünde işaretler var. Böyle bir durumda, Bulgaristan Ekonomi, Enerji ve Turizm Bakanı Delyan Dobrev’in, saldırının ardından yaptığı Bulgaristan’da İsrailli turistlerin güvende olduğu açıklaması da artık fayda etmez. Güven sarsıldı! Bu sene 150 bin İsrailli turisti ağırlaması beklenen Bulgaristan için bu çok kötü. Bulgaristan hem ucuz hem de güvenli bir tatil ülkesi olduğu imajını kaybetmek istemiyor ise saldırının nasıl geliştiğine ve güvenlik sisteminde yaşanan noksanlığa olabildiğince çabuk açıklık getirmeli.”
İspanya'nın El País gazetesi Romanya'daki siyasi durumu yorum sütununa taşıyor:
“Romanya'nın AB'ye tam üyeliğinin üzerinden beş yıl geçmişken, ülkede demokrasi ve hukuk devleti değerlerinin ihlâl edilmesi büyük kaygıya yol açıyor. Bulgaristan'da olduğu gibi Romanya'nın üyeliği konusunda da acele edildi. Çünkü Romanya demokrasi anlayışında AB'nin kriterlerini tam olarak karşılamıyordu. Sosyalist Başbakan Victor Ponta, 29 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Basescu'nun görevine dönüp dönmeyeceğine yönelik referandumun kurallarını değiştirmeye çalıştı. Ponta'nın girişimi geriye atılan bir adım. AB ortakları ile AB kurumları buna izin vermemeli.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Deniz Eğilmez
Editör: Başak Özay