20.12.2006 - Alman basınından özetler...

Alman basınında bugün Türkiye ile tartışmalar, Ortadoğu’daki gelişmeler ve Libya’da idam cezası ile sonuçlanan AIDS davasına ilişkin değerlendirmeler dikkat çekiyor.

Süddeutsche Zeitung bugün yayınladığı uzun bir yorumda, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri’nin arasının Irak Savaşı nedeniyle açıldığını savunuyor. Türkiye’nin Ortadoğu’da kendine güvenen bir dış politika izlemesinin, Arap ülkeleriyle ilişkisini geliştirmesinin ve bu arada İran ve Suriye’yle de iyi ilişkiler götürmesinin Washington’u rahatsız ettiğini yazan gazete, yorumunu şöyle tamamlıyor:

“Tabii zedelenen ilişkiyi tamir etme çabaları var. Her iki taraf da birbirlerine ihtiyaçları olduğunu biliyor. Avrupa Birliği liderleri her rahatsızlık verdiğinde Erdoğan, George W. Bush’u yardıma çağırıyor. Şimdi Başbakan, New York’ta Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Demokratların temsilcileriyle konuşuyor. Belki de yeniden yakınlaşma şansı bu partinin yükselişinde yatıyor. Demokratların dış politikasının bazı unsurları, Ankara’nın çıkarlarıyla Bush hükümetininkinden daha fazla örtüşüyor.”

Tagesspiegel gazetesiyse son günlerde Filistin’de ortaya çıkan gerginliği ele alıyor ve Batı’yı, Filistin Başkanı Mahmud Abbas’a koşulsuz tam destek vermemeye çağırıyor. Gazete şunları yazıyor:

“Hamas, hançerlendiği efsanesi üzerinde çalışmakta. Buna göre, El Fetih ve Batı, onun iktidar olmasına izin vermedi ve bu nedenle de beceriksizliğinin sorumlusu kendisi değil. İslamcıların, kendi başarısızlıklarının üstünü örtmesini bu kadar kolaylaştırmamak lazım. Bu nedenle de ya reform yeteneğini kanıtlayabilmesi ya da hükümet partisi olarak tamamen gözden düşmesini sağlayacak iki ya da üç yılın Hamas’a tanınması daha iyi olur. Ondan sonra Filistinliler onları yine anayasaya tamamen uygun şekilde iktidardan uzaklaştırabilir.”

Libya’da bir hastanede Libyalı çocuklara bilerek AIDS bulaştırdıkları öne sürülen bir Filistinli doktorla beş Bulgar hemşirenin bir kez daha idam cezasına çarptırılması bugün Berliner Zeitung’un yorumunda eleştiriliyor. “Göçmen işçi olarak bu petrol ülkesine gelen mahkumlar, iç ve dış politik entrikaların kurbanı” diyen gazete, Kaddafi’nin Batı’yla barışı korumak için bu davadan kurtulmak istediğini, ama kararı istediği gibi iptal edemeyeceğini anlatıyor. Gazete, sorunun çözümü için şu senaryoyu gerçekçi buluyor:

“Yüksek mahkeme idam cezalarını iptal edecek. Yeni duruşmalar gerçekleşecek. Altı idam mahkumunun yaşam sevinci giderek zayıflarken, Avrupa Birliği kalkınma yardımı olarak kamufle ederek fidye ödemeye devam edecek.”

Frankfurter Rundschau da aynı konuda şunları yazıyor:

„Bu bir paradoks: Muammer El Kaddafi’nin ağzıdan çıkması beklenebilecek ve üst mahkemenin beraat kararı vermesini sağlayabilecek belirleyici bir söz bile, Libya’nın keyfi uygulamaların olduğu bir ülke gibi gösterecek. Bu durumda belki Avrupa Birliği’yle kuşkulu hale gelen ilişkiler kurtarılabilir, ama güven oluşmaz. Üstelik, yirmi yıl önce meşru gösterilemeyecek Amerikan bombardımanı deneyiminin ardından Libya’da da güven oluşmaz.“