1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

21.01.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Tuba Tunçak21 Ocak 2004
https://p.dw.com/p/Abvz

ABD’de dün Iowa Eyaleti'nde Demokratlar'ın başkanlık seçimine katılacak adayın belirlenmesi amacıyla bir ön seçim yapıldı. Seçimde, Demokratlar'ın favori adayı Howard Dean yerine John Kerry galip geldi. Financial Times Deutschland’ın konuyla ilgili yorumu:

“Demokrat Partililer, ABD’de başkanlık seçimleri öncesindeki ilk ön seçimde, sürpriz yapma konusunda başarılı olduklarının altını çizdiler. Kimse, seçimin galibi John Kerry’nin favori aday Howard Dean’ı büyük farkla geride bırakacağını tahmin etmiyordu. Bu arada, aday belirleme yarışında Demokratlar'ın eğiliminin kolayca tespit edilemeyeceği de ortaya çıktı. Görünen o ki, Amerikan kamuoyu politik gelişmelere anında reaksiyon gösteriyor. Bush karşıtı ifadeleri ile dikkat çeken Dean‘in oy kaybetmesine Saddam Hüseyin‘in yakalanması gerekçe gösteriliyor. Iowa ön seçimlerinden, Amerikan seçmenlerin taraf değiştirmeyi sevdiği dersi çıkıyor.“

Münchner Merkür adlı gazetede ise aynı konuda şu yorum yer alıyor:

“George Bush, gönül rahatlığı ile arkasına yaslanabilir. Çünkü Iowa’dan, Demokratlar'ın ne ümit vadeden bir adayı ne de bir mesajı olduğu ortaya çıkıyor. Irak konusu seçmenler için öncelik teşkil etmiyor. Amerikan ekonomisindeki kötü gidişat ve savaşın gitgide yükselen maliyeti daha büyük sorunlar olarak görülüyor.”

Düsseldorf’ta yayınlanan Rheinische Post’un yorumu:

"Iowa’daki seçmenler kamuoyu yoklamalarını ve analistleri yanılttı. Ön seçimi, Irak Savaşı karşıtı tavrı ile tanınan aday kaznamadı. Seçimin galibi Kerry kişisel özellikleri nedeniyle öne çıktı. Anlaşılan Iowa’lı seçmenler, Bush’u olumlu mesajlar veren bir adayla mağlup etmeye çalışacaklar.”

Financial Times Deutschland, ayrıca Avrupa ortak para birimi Euro’nun yükselişini konu ediyor satırlarında:

“Avrupa Merkez Bankası’nın para politikası sorumluları ile Euro bölgesi maliye bakanları son dönemde, bir konu üzerinde bu denli hemfikir olmamıştı. Yapılan ortak açıklamada, 'Euro’nun önlenemez yükselişi endişe verici‘ deniyor. Avrupa ortak para birimi 2000 yılında günden günde düşüş gösterdiğinde de benzer bir açıklama yapılmıştı. Aynı zamanda piyasalara bir uyarı niteliğinde olan açıklamanın, eğilimi tersine çevirip çeviremeyeceği ise şüpheli.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung uluslarası ilaç üreticileri ile Türk üreticiler arasındaki tartışmayı taşımış satırlarına. Yazıda, araştırma-geliştirme çalışmalarının maliyetine katlanan Avrupalı üreticilerin, ürünlerinin taklitini önlemek için AB Komisyonu’na başvurduğu belirtiliyor.

Alman basınından aktaracağımız bir diğer konu ise Mannesmann davası. Bir zamanlar Almanya’nın en büyük mobil telefon kuruluşu olan Mannesmann’ın, İngiliz Vodafon adlı şirkete katılması ile dava bugün başlıyor. Almanya’nın en büyük bankasının başkanı ile en büyük branş sendikasının ve Mannesmann’ın eski yönetim kurulu başkanları, şirketin satışında rüşvet almakla suçlanıyorlar. Düsseldorf’ta yayınlanan Rheinische Post adlı gazetenin yorumu:

“Asırlık şirket devrinden asırlık bir davaya. Sanık sandalyesinde pek çok ünlü sima oturuyor. Deutsche Bank'ın Başkanı Ackermann'dan IG metall sendikasının eski başkanı Zwickel ve Mannesmann’ın eski yönetim kurulu başkanı Esser’e kadar. Sorun sadece, sanıkların, Mannesmann’ın kasasını boşaltarak haksız kazanç elde etmeleri değil, Alman şirketlerindeki kurum kültürünün durumu. Yönetim kurulu başkanlarına, çıkardıkları iyi işlere karşılık iyi maaşlar ödenmesi sistemin bir gereği. Ama büyük şirketler bu ödemeleri gizli tutmamalı. Mannesmann davasının bu konuda katkı sağlaması halinde, bundan sadece Alman kurum kültürü faydalanmaz. Dolaylı olarak Alman şirketlerine uluslararası alanda güven de artar.”

Almanya‘da bu yılın en kötü sözü olarak, Hristiyan Demokrat politikacı Martin Hohmann’ın, Bolşevik devrimi sırasında Rusya‘daki Yahudiler'in oynadığı role ilişkin kullandığı “fail halk” tanımlaması seçildi. Hohmann’ın bu sözleri büyük tepki çekmişti. Münster’de yayınlanan Westfaelische Nachrichten adlı gazetenin konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Napolyon’un diplomasi konusunda usta bir bakanının söylediği gibi dil, insanlara düşüncelerini gizlesinler diye verilmiştir. Bu sözün aslında bir ek açıklamaya ihtiyacı var. Çünkü dil aynı zamanda, insanların aptallıklarını ve diğer insanlara bakış açılarını ortaya çıkarmak için de ipucu verir."