1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

21.01.2009 - Avrupa basınından özetler

Derleyen: Ahmet Günaltay21 Ocak 2009

Bugünkü Avrupa basınında ağırlıklı yer bulan yorum konularını ABD'nin 44'üncü Başkanı Barack Obama'nın göreve başlaması ve Obama’dan beklentiler oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/GdTJ
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Fransız Le Figaro gazetesi yorumunda ABD'nin yeni Başkanı Obama’nın vaatlerini aşırı buluyor:

“Sadece Amerikan vatandaşlarının çoğunluğu değil ama bütün dünyadaki on milyonlarca kadın ve erkek de tek bir liderin dünyanın kaderini değiştirebileceğine inanmak istiyor. Bunlar, kendilerini sempati dalgasına ve safçasına Obama hayranlığına kaptıranlar. Şer ekseninden gözleri kamaştığı için George Bush ve danışmanlarının dikkatinden kaçan çok kutuplu dünya gerçeği yakında yeni Başkan’ın da karşısına dikilecek. Barack Obama bu gerçeği kabullenip dünya ekonomisinin yeni kurallarını bütün aktörlerle birlikte hazırlamakla iyi eder.”

Paris’te yayımlanan Liberation gazetesi ise yeni ABD Başkanı’nın uyandırdığı beklentilerin abartılı olmadığı görüşünde:

“Barack Obama, onu seçim zaferine taşıyan büyüleyici karizmasından sıyrılıp soğukkanlı ve iyi düşünülmüş bir konuşma yaptı. Konuşması, Amerika’nın moderncilik anlayışının ortaya koyabileceği en iyi öğelerle bezenmişti. Hırsın ülkeyi felakete sürüklediğini söylerken, Amerika’nın güvenliği ile kendi idealleri arasında çelişki bulunmadığını da açıkça ortaya koydu.”

İtalyan Corriere della Sera gazetesi ABD’de sorumluluk devrinin başladığını yazıyor:

“Barack Obama’nın ifadeleri son haftalarda umuttan uzaklaşıp Amerikalılara yapılmış cesaret çağrılarına dönüşmeye başladı. Onlardan dişlerini sıkıp bu zor günleri aşma gayreti göstermelerini istedi. ABD’nin ilk siyahî Başkanı konuşma ajandasındaki konuları bitirdi ve ülkeyi umudun tatlı günlerinden sorumluluk zamanına taşıdı. Ama umut toprağa verilmedi. ‘İnanabilecekleri değişim’ Obama’nın öncelikleri arasındaki yerini kaybetmedi. Ama başının üzerinde biriken kara bulutlardan ufuk görünmez hale geldi.”

Yine İtalyan gazetelerinden La Reppubblica Obama’nın ant içme töreninde medya tarihi yazıldığı yorumunu yapmış:

“Amerikan tarihinin ilk siyahî Başkan’ının göreve başlaması sırasında kırılan rekorlar bir yana bu aynı zamanda dünya medyacılık tarihine de devrim gibi bir hadise olarak geçecek. Son yıllarda milyonlarca insanın günlük hayatından ayrılmaz bir parça haline gelen internet ve ABD’nin küreselleşmiş dünyanın tek süper gücü olarak karşımıza çıktığı bu özel gün sayesinde tarihte benzeri görülmemiş bir gösteriye tanık olduk.”

Avusturya’nın Der Standard gazetesi Barack Obama’yı, umudun amigosu olarak tanımlıyor:

“İktisatçı Jeremy Rifkin’in açıkladığı gibi, Obama’nın ekonomik krizi alt edecek mastır planının bulunmadığı doğru olabilir. Ama bakalım Başkan’ın gerçekten böyle bir plana ihtiyacı var mı? Krizin başlıca nedenlerinden birinin psikoloji olduğu doğruysa o zaman Barack Obama mastır plansız da bu zor günlere en uygun Başkan olabilir. Ronald Reagan da 1980’li yıllarda boynu bükük Amerikalılara moral aşılamıştı. Günümüzde de bunu kimse, kitle psikolojisinin ustası ve umudun amigosu Barack Obama’dan iyi yapamaz.”

Basler Zeitung adlı İsviçre gazetesinin yorumdaysa Obama’nın Mesih değil, sadece kul olduğu hatırlatılıyor:

“Ama bu olağanüstü şahsiyet de olağanüstü durumlarda soğukkanlılığını kaybedeceğini ant içerken gösterdi. Başyargıcı beklemeden söze başlayarak onu da bocalattı. Obama’nın da seçim kampanyası sırasında kitlelere görünen yanılmaz Mesih değil de sadece bir insan olduğu anlaşıldı. Bu bakımdan, görevinde kendisine destek olmamız için hepimize yaptığı çağrı çok daha inandırıcı etki bıraktı.”