TÜR 2105 Presseschau 2

Hollanda'nın Trouw gazetesi bugünkü sayısında, Tayland'da 'kırmızı gömlekliler' olarak adlandırılan hükümet karşıtlarına ordunun müdahale etmesini analiz ediyor:

"Tayland'da olup bitenlerden iktidara hakim olan kesim sorumlu. Çünkü demokrasilerde, kral ya da ordunun desteklediği politikacılardan başka politikacıların da iktidara gelebileceğini kabul etmek istemediler. İstikrar erdemli olmak anlamına geliyor. Ayakta kalabilecek, yaşayacak bir demokrasi için değişime açık olunması, değişikliklerin yapılabilmesi, zorunlu. Ülkedeki askeri darbelere hiç karışmayan kral, bunu kabul etmeli. En iyi çözüm, Başbakan Abhisit'in protesto hareketinden temsilcilerin de yer alacağı bir geçiş hükümetinin kurulmasını kabul etmesi. Ancak bundan da önemlisi, ülkede yeniden seçimlere gidilmesi. Ve Tayland'daki elit kesimin bu seçimlerin sonucunu kabul etmesi."

Fransa'nın muhafazakar Le Figaro gazetesi, İngiltere'nin yeni Başbakanı David Cameron'un Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi ziyaret etmesini yorumluyor:

"İngiltere'nin yeni Başbakanı, yurtdışına yaptığı ilk ziyarette, Elysee Sarayı'nda ağırlandı. David Cameron'un bu seçimi, yani ilk yurtdışı gezisini Paris'e yapması, yeni İngiliz Başbakan'ın pragmatikliğinin işareti olarak değerlendiriliyor. Nicolas Sarkzoy buluşmada, sonuncusu 12 Mart'ta olmak üzere, Londra'ya yaptığı her ziyarette muhafazakarların lideri Cameron'la görüştüğünü hatırlattı. Bunu Avrupa'nın diğer devlet ve hükümet başkanları yapmadı. Sarkozy bunu dile getirerek, muhfazakarların lideri Cameron'la görüşmeyen Almanya Başbakanı Angela Merkel'ın bahçesine küçük bir taş atmış oldu."

Danimarka'nın liberal Information gazetesi ise ABD'de iç politikanın içinde bulunduğu durumu yorumluyor:

"ABD'de seçimlere daha var ve Amerikan iç politikasında herşey mümkün. Ancak ülkede bu hafta dört eyalette yapılan ön seçimler, son haftalarda yapılan kamuoyu yoklamaları ile 'çay partisi gruplarının' yaptığı protestoların işaret ettiği eğilimin altını çizmiş oldu: ABD'de politik sağ ve sol kanat yeniden belirginleşiyor. Başkan Barack Obama, reformlar için mücadele etmeye devam ediyor ama bu arada Washington'u değiştirmek için verdiği sözlerin ne kadarını yapabildiğine de kafa yormalı. Bu kanat için hedef, radikalleşme ve seçim başarısı değildi. Başkan politik kültürü değiştirmek ve seçmenlerine yeniden güven vermek istiyorsa, o zaman yeni bir stratejiye ihtiyacı var."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu