Avrupa basınından özetler

Sol liberal İspanyol gazetesi El Pais, küresel malî krizin baş göstermesinden beş yıl sonra Sekizler Grubu’nun nihayet ekonomik canlanmayı destekleme ve istihdamı artırma gerekliliğini kavradığını ve bunu sonuç bildirgesine de yansıttığını belirtiyor. Gazetenin konuya ilişkin yorumu şöyle devam ediyor:

“Böylece Sekizler Grubu -gecikmeli de olsa- özellikle Avrupa’da en uç noktada uygulanan tasarruf politikalarının iflas ettiğini de kabul etmiş oldu. Ne var ki Sekizler Grubu'nun şimdiye kadar izlenen politikalarda rota değişikliğine gitmek gibi belirgin bir girişimi yok. Öyle olsaydı, G8 ülkeleri, ya Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, malî zorluklarla baş etmek zorunda olan Avrupa Birliği ülkelerinden isteklerini gönüllü olarak geri alması gerektiğini uygun bir dille kendisine söylerdi, ya da politikalarını değiştirmesi için partnerlerinin ona baskı uygulamalarının yolunu açardı.”

Liberal Danimarka gazetesi Politiken aynı konudaki yorumunda, Sekizler Grubu’nun gündeminde, Batı'nın yapısal ekonomik sorunları için yapılması gereken reformlar ile ekonomik büyüme ve istihdamın artırılmasına yönelik önlemler arasında bir denge kurmanın bulunduğunu kaydediyor. Ancak gazete, zirvenin bu meseleye hiçbir çözüm getirmediği görüşünü savunuyor:

“Zirveye katılan tüm temsilciler her ülkenin kendine özgü bir yolla sorunlarına çözüm bulması ve ekonomisini güçlendirmek üzere gerekli önlemleri alması yönünde görüş birliğine vardı. Önde gelen Batılı sanayi ülkeleri ile Rusya temsilcileri arasındaki bu buluşma geçmişte kalması gereken bir dünya düzeninin hâlâ varlığını koruduğunu gözler önüne sermiş oldu.”

İsviçre’de yayımlanan Neue Zürcher Zeitung ise Chicago'daki NATO zirvesine ilişkin yorumunda, Afganların 2013 yılından itibaren ülkede süren mücadelenin başlıca yükünü üstlenmesi gerektiğini ve en fazla 2014’ün sonuna kadar da yabancı birliklerin desteğini garantilemiş olduklarını anımsatıyor ve yorumuna şu görüşlerle devam ediyor:

“Askerî açıdan en hâkim konumdaki ABD, NATO’yu daha geniş çaplı ittifakların temel öğesi olarak görüyor. Afganistan'da görev yapan Uluslararası Güvenliğe Destek Gücü ISAF ise farklı uluslara bağlı birlikleri koordine etmekle görevli. Amerikalılar ISAF’ın görev süresinin 2014’te sona ermesiyle bu türden kazanımların son bulacağından endişe ediyor. Ne var ki amaca göre farklılık gösteren, değişken ittifaklar içindeki çok sayıda ülkenin birlikte varlık göstermesi 'Akıllı Savunma' (Smart Defence) adlı stratejinin temelini oluşturuyor ve bu yapılanma, malî açıdan zor dönemlerde az para ile daha fazla güvenlik tesis edilmesine de izin veriyor.”

Muhafazakâr Fransız gazetesi Le Figaro, NATO Zirvesi'nin Afganistan konulu dünkü oturumuna ilişkin yorumunda şunları kaydediyor:

“NATO Zirvesi’nde Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı François Hollande, Fransız birliklerini diğer ittifak partnerlerinden daha erken bir tarihte Afganistan’dan çekme yönünde almış olduğu kararı gerekçelendirmek zorundaydı. Seçim vaatleri ile Fransa’nın yükümlülüklerini ve dünyanın en önemli güç odaklarından biri olma hedefini birbiri ile bağdaştırmak zor iş. Oysa ki NATO içerisinde verilmesi gereken daha bir sürü mücadele var. Ancak kimse NATO içerisinde canlılık olmadığı izlenimi vermek istemiyor; onun için de lâf oyunlarına başvuruluyor. Tıpkı Avrupa’nın geleceğini oluşturma konusunda olduğu gibi burada da gerekli olan iyi niyet gösterisi değil, doğru çözüm yolları bulmaktır.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Ercan Coşkun