1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

21.11.2011 - Alman basınından özetler

21 Kasım 2011

Alman gazetelerinde bugün aşırı sağcılıkla mücadele tartışılmaya devam ediliyor. İspanya'da hafta sonu yapılan genel seçimlerin sonucu da Alman basınında öne çıkan bir diğer konu.

https://p.dw.com/p/13E9Z

Die Welt gazetesi, aşırı sağcılıkla mücadale konusunda şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Ortaya çıkan cinayetler karşısında hiddet ve öfkeyle davranıp gerçekleri bir kenara atmamak gerekiyor. Bir tek Neonazi bile çok fazla, bu bir gerçek. Ancak Avrupa'daki tüm demokrasilerde on yıllardan bu yana aşırı sağ eğilimli insanların yüzdesi azımsanmayacak kadar çok. Açık toplumun birçok düşmanı var. Bunlar bazen çirkin ama zararsızdırlar ancak diğer yandan çok tehlikeli olabilirler ve büyük sarsıntılara yol açabilecek suçlar işleyebilirler. Polis ve diğer güvenlik birimleri işte bunun için var. Bir demokrasi ancak tehlikelere karşı vatandaşlarını koruyabilmesiyle yaşar."

Süddeutsche Zeitung da gizli servislerde "bağlantı adamları" denilen ve muhbir olarak kullanılan kişilerden vazgeçilmesi gerektiğini savunarak Nasyonal Demokrat Parti'nin kapatılması tartışmalarına değiniyor:

"Nasyonal Demokrat Parti içindeki bağlantı adamlarından vazgeçilmeli. Aşırı sağcılarla mücadele adı altında Neonazizmin finanse edilmesine artık bir son verilmeli. Bu partinin kapatılması sağlanacaksa, bu zaten ancak bu şekilde sağlanacaktır. Bir hukuk devletine uygun davranılması da bunu gerektirir. Zira bağlantı adamlarının varlığı, hukuk devleti kavramını yabancılaştırıyor. Bu da ortaya can sıkıcı bir sonuç çıkarıyor. (...) Neonazizmle mücadelede Anayasayı Koruma Teşkilatı elbette önemli bir rol oynamalı. Ama en azından anayasanın koruduğu başka şeyler de olduğu unutulmamalı, örneğin sivil toplum gibi."

İspanya'da hafta sonu yapılan seçimleri muhalefetteki muhafazakâr Halk Partisi kazandı. Neue Westfälische gazetesi İspanya'daki iktidar değişikliğine ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Seçimler, seçmenin oylamadan çok önce kararını verdiğini gösteriyor. Giderek kötüleşen bir ekonomik kriz ortamında her geçen gün daha fazla İspanyol işsiz kaldı ve gelecek umudunu yitirdi. Seçmen bu nedenle de batağa saplanmış ağır bir yük arabasını çekeceğini düşündüğü muhafazakâr Mariono Rajoy'u tercih etti. Sosyalist Zapatero'ya da kötü kriz yönetiminin faturası çıkarıldı. Zapatero imdat frenine basmak ve geciken reformları hayata geçirmek için çok geç harekete geçti. Artık kurtarılacak bir şey kalmamıştı ve nitekim İspanya da krizdeki Avrupa ülkeleri listesine eklendi."

Neue Osnabrücker Zeitung da İspanya'da Başbakan Jose Luis Zapatero'nun uğradığı hezimeti değerlendiriyor:

"Berbat bir bilançonun yer aldığı beklenen fatura hükümet partisine ulaştı. Yüksek orandaki özel sektör ve devlet borçları, durgun bir ekonomi, yüzde 21'in üzerindeki felaket bir işsizlik oranı ve zayıf bir kriz yönetimi... İspanya'da bir iktidar değişikliğinin zamanı çoktan gelmişti. Mariano Rajoy'un daha iyi yapabildiği şey kuşkusuz öncelikle sadece umut yaratmak. Ancak yaşanan kriz karşısında onun üzerine düşen görev de farklı değil. Bir yandan Avrupa Birliği'nin taleplerini yerine getirmek için sıkı tasarruf önlemleri alması, diğer yandan da ekonomik büyümeye ivme kazandırması gerekiyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Ercan Coşkun